Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » ArtBlog » Tiyatro festivalini ‘Kara Düzen’ bitirdi

Tiyatro festivalini ‘Kara Düzen’ bitirdi

Tiyatro festivalini ‘Kara Düzen’ bitirdi10 Haziran 2014 - 02:06 | "Kara Düzen", BudalaSultan Kolektif.
Birçok yerli ve yabancı topluluğun çağdaş tiyatrodan, danstan ve deneysellikten bolca örnekler sunduğu festivalin son oyunu Yeni Dalga bölümünde izleyiciyle buluşan ‘Kara Düzen’di
MUSTAFA İRİ
 
9 Mayıs-5 Haziran tarihlerinde gerçekleşen, yıkıcı haberler ve karışık bir ülke gündeminin de eşlik ettiği İstanbul Kültür Sanat Vakfı(İKSV) 19.İstanbul Tiyatro Festivali yerli ve yabancı önemli grup ve toplulukların gösterileriyle her yıl olduğu gibi bu yıl da şanına yaraşır şekilde seyrini tamamladı. Küçük duraksamalar, birkaç günlük esler ve ertelemeler yaşayan takvim, elim olaylara bağlı olarak anlaşılır ve gerekliydi. Onun dışında tüm bir program yoğun ilgiyle karşılandı, kontenjanlar talebi karşılayamadı, sahnelerin önünde uzun kuyruklar oluştu, bazı oyunları bazı izleyiciler kaçırma talihsizliğiyle karşı karşıya kaldı. Bunlar da festivalleri ilginç ve renkli kılan ayrıntılar zaten. Katılım arttıkça festivallerin yüzü güler, renklenir ve bir yıl sonra yeni ürünler vermek için son kez çiçek açar. 
 
Yenilikçi Shakespeare uyarlamalarıyla dünya çapında üne sahip İngiliz tiyatro topluluğu Propeller Theatre Company, festivale iki oyunla katıldı: "Bir Yaz Gecesi Rüyası" ve "Yanlışlıklar Komedyası". Her iki oyun da müthişti, ayakta dakikalarca alkışlandı. 
 
"Nosferatu", TR Warszawa ve Teatr Narodowy. Fotoğraf: Ali Güler
 
Büyük projelerden Nosferatu, Polonya’dan ilginç bir tiyatro baş yapıtını festivale taşıyan önemli bir örnekti. Dev sahne ve ışık tasarımıyla Bram Stoker’in Drakula’sını psiko-seksüel bir anlatımla kışkırtıcı şekilde sahneye taşıyan Tr Warszawa&Teatr Narodowy grubu oldukça sinemasal bir dil kullanarak bu unutulmaz klasiği yeniden yorumladı. Oyuncuların boyundan kan emme ritüelini fetiş çıplaklığın ve korku unsurlarıyla yaratılan sahne tasarımının da eskisiyle yüceleştirdiği gösteri, gotik ve şok eden yanıyla kaçıranlar için büyük kayıp.
 
Keza festivalin belki de en çok konuşulan oyunu; Henrik Ibsen’in dehşetli tiratlarıyla hala sarsıntı yaratan geveze ama gerekli oyunu "Bir Halk Düşmanı". Oyun öyle ses getirdi ki üç gün arka arkaya oynanmasına rağmen son gün bile mağdur izleyicilerden oluşan ve yer bulurum ümidiyle bekleşen kuyruklar oluşuyordu. Az kalsın kaçırmak üzereyken uzatılan mikrofona ‘tüyleri dökülen kederli bir turna kadar üzgün’ olduğumu söylediğimi hatırlıyorum. Önceki yılın unutulmaz "Hamlet" rejisiyle kendisine tapan müridler yaratıp giden Thomas Ostermeier’in son işi olan "Bir Halk Düşmanı" bugüne dek yönetilmiş en iyi üç oyundan biri.
 
"Kara Düzen".
 
Birçok yerli ve yabancı topluluğun çağdaş tiyatrodan, danstan ve deneysellikten bolca örnekler sunduğu festivalin son oyunu Yeni Dalga bölümünde izleyiciyle buluşan ‘Kara Düzen’di. Bağlam ve Dramaturji’de Şafak Ersözlü’nün adını gördüğümüz bu sıradışı çalışma, sezon boyunca ‘Kandilli Türbe Çıkmazı’ ile de adını duyuran ‘Budalasultan Kolektif’in İKSV için yapılandırdığı son çalışma. Oyuncu kadrosunda yine festival programında yer alan ‘DNA’mı Muhafaza Et Ruhumu Yeniden Doğursunlar’ projesini yöneten ve oynayan Su Güzey ve Metehan Kayan’ın da bulunduğu ‘Kara Düzen’, absürd bir anlayış üzerinden sağ gösterip sol vuran dehşet bir boşvermişlik çılgınlığına yaslanıyor. Yine sezon oyunlarından ‘Sus’ adlı projesiyle performans sanatında özel bir kulvar yakalayan Can Kandara’nın da renk kattığı bu enfes çılgın proje, düşünce kalıplarını ters yüz ederek ironik bir politik eleştiriye de yol açıyor. Festivalin en sınır tanımaz ve delifişek projesi olan ‘Kara Düzen’, beyaz iç çamaşırları ve salatalık üzerinden büyük bir felsefeye doğru anlamsız ve serseri geçişler yapıyor. Bu aymazlık algısıyla komik olduğu kadar izleyicisine alternatif ve interaktif seçenekler de sunan proje, oyuncuların beden hakimiyeti, performansa olan yatkınlıkları ve yıkıcı düş gücüne çok şey borçlu. Bir tür kermes ve Salı pazarı havasında başlayan açılış kokteyli asıl salona geçtikten sonra kapana kısılmış fareler gibi izleyiciyi zor bir akıl sınavına da tabi tutuyor. Güç kullanımı ve sosyal tabuları toksimanik bir paganist şovdan direnişçi bir platoya eviren oyun fikri, gruplaşma çatışma, birleşme ve ayrışma gibi unsurları alaycı şekilde de olsa yüzümüze çarpıyor ve bu sarkastik gösteriyi meydanlarda olup biten kargaşanın inkar edilmez bir karikatürüne dönüştürüyor. Önümüzdeki sezonda birkaç yenilikle ve süresi belki biraz daha uzatılarak bir kez daha izlemek istediğim ‘Kara Düzen’, görülmesi değer bir iş çıkaran ekibin sadık takipçilerine son armağanı, festivalin de kapanış oyunlarından biri olarak en iyi seçimiydi. 
 
Hem İKSV ekibine, hem de ‘Kara Düzen’deki aydınlık önerileri için ‘Budalasultan Kolektif’e coşkun alkışlar..