Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Diğer » Boşlukları doldurun!

Boşlukları doldurun!

Boşlukları doldurun!01 Aralık 2022 - 09:12
Yaşlı Amca, “Keşke Herkes” diyor yeni albümünde. Doğrudan bir anlamı olmadığını söylüyorlar albüme verdikleri bu adın: “Daha çok ‘boşlukları doldurun’ sloganına benziyor. Albümün kendisi gibi”.
MELİSA VARDAL- Artun Özoğlu, Can Aydınoğlu, Hüseyin Tosun ve Yağız İpek’ten oluşan, sevilen alternatif rock grubu Yaşlı Amca, “Keşke Herkes” diyerek karşımıza çıkıyor. Albümün yarattığı etkiyi değerlendiren Özoğlu “Genel olarak sübjektivite içinde objektif bir dışavurum var henüz gördüğümüz kadarıyla. Ya da neoklasik bir müzik görüşünden epistemolojik bir kopuşu da temsil ediyor olabilir” diyor.
 
*Albümü anlatırken boşlukları doldurmasını istemişsiniz din- leyenlerinizden? Hangi boşlukları dolduralım?
 
Herkes adına düşünmek büyük sorumluluk. Ama düşünmemek de öyle. Her gün değişebilecek bir cevabın altına girmeyi kibarca bir denge kurmaya çalışarak reddedip size bıraktık.
 
*Albümünüzdeki şarkılardan en çok hangisinin hikâyesi etkiledi sizi?
 
Hepsinin hikâyesi ayrı ve varlar. Bestesi, sözleri, aranjesi, değişiklikleri... Bazıları çok eski şarkılar. Bazıları stüdyodayken sürpriz yumurta oldu. Bizim için çok keyifli geçti, aldığımız haz umarız güzel tınlamamıza sebep olmuştur. Ama favori henüz yok, olsa da yok. Yeni çıkan bir albüm içinde favori şarkı seçmesek olur mu? Biraz çalalım, söyleyelim.
 
*Albümde yer alan parçalar bir araya geldiğinde insanlığa, hayata, sevgiye dair sorgulamayı işaret ediyor sanki...
 
Didaktik olmaktan uzağız. Muğlak konulara mutlak, kesin cevaplar sığ ve yanıltıcı olabiliyor. Kişi aslında sevdiği bir şarkıyı dinlerken sadece algılayarak ve hissederek o şarkıya kendinden bir anlam katmış oluyor. Bu bizce çok değerli.
 
*Albümü dinlediğimde içinde barındırdığı naif ve haklı sitem içimi sarıp sarmaladı, tanıdığım duygulara rastladım. Peki hayranlarınızın nasıl yorumları oldu albüme dair?
 
Yorumları da olabildiğince takip ediyoruz, farklı algı, düşünce, his ve deneyimlerin sonucu olarak bir çok dinleyicimiz de bize aslında aynı hissin öznel/bireysel alanda ne kadar farklı deneyimlenebildiğini gösteriyor. Oldukça keyifliyiz, umarız daha çok kişiye ulaşır ve onların da ne hissettiğini öğrenme şansımız olur. Genel olarak sübjektivite içinde objektif bir dışavurum var henüz gördüğümüz kadarıyla. Ya da neoklasik bir müzik görüşünden epistemolojik bir kopuşu da temsil ediyor olabilir
 
*Müziğinizi icra ederken nelere dikkat ediyorsunuz, 2012’de stüdyoya girdiğiniz andan itibaren neler değişti sizin müziğe bakışınızda?
 
Bir insan bir insanla bir kere tanışır değil mi? 20-30 kere değil. Böyle bir fark var. Biz değiştik ister istemez. Her şey değişti. Müzik gibi değişken bir armonik denge içinde büyüdük. Doğrusu bunu fark etmesi dışardan biri için daha kolay, insan aynaya baka baka değişikliği göremiyor.