Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Diğer » Çikolatanın resimli tarihi

Çikolatanın resimli tarihi

Çikolatanın resimli tarihi03 Ocak 2014 - 10:01 | Nestle Arabası, Yerli Malı Haftası etkinlikleri sırasında Galatasaray Lisesi Bahçesi'nde.
Kadıköy’de bulunan Saint-Joseph Fransız Lisesi’nde eğlenceli bir mekan düzenlemesiyle hazırlanan sergi, belgeler ve fotoğraflarla çikolatanın mutfakta ve kültürdeki yerini anlatacak
 
FİSUN YALÇINKAYA
 
Saint-Joseph Fransız Lisesi’nin çikolatalı ekmek ve kahveyle ikindi kahvaltısı geleneği uzun yıllar lisede okuyanların en sevdikleri alışkanlıklardan biri olmuş. Şimdi bu gelenek bir sergiye ilham oldu. Lisenin mezunlarının “çikolatalı ekmek günü” diye andıkları bu geleneğin ilham verdiği sergi Osmanlı’dan günümüze çikolatanın tarihini anlatacak. Kadıköy’de bulunan Saint-Joseph Fransız Lisesi’nde eğlenceli bir mekan düzenlemesiyle hazırlanan sergi, belgeler ve fotoğraflarla çikolatanın mutfakta ve kültürdeki yerini anlatacak. Nestle sponsorluğunda düzenlenen sergi vesilesiyle, serginin küratörü Saadet Özen’le konuştuk.
 
- Çikolatanın tarihi Türkiye’de nasıl kayda alınmış? Sergiyi hazırlarken ne gibi kaynaklardan yola çıktınız?
 
- Çikolata tarihi hakkında arşiv kayıtları, gazeteler, hatırat, hatta romanlarda pek çok veri mevcut. Türkiye'deki arşivlerin dışında Nestlé'nin İsviçre, Vevey'deki arşivinde de çalıştık. Fakat bir de çikolatayla ilgili, nasıl bir yer edindiğini, ne gibi anlamlar yüklendiğini gösteren başka türlü malzemeler var: teneke çikolata kutuları, reklam kartları, ilanlar... Müzayedeleri takip ederek, başta Cengiz Kahraman olmak üzere koleksiyoner dostlarımıza danışarak bu tür bir koleksiyonu bir araya getirmeye çalıştık.
 
- Çikolatanın yemek kültüründeki yeri nasıl oluşmuş?
 
- Refik Halid Karay, Sultan II. Abdülhamid döneminde çikolatayı 'çocuk yiyecekleri' arasında sayıyor. Aslında çikolata o dönemde, yani Osmanlı topraklarında Menier, Compagnie Coloniale gibi büyük markaların çikolatalarının satılmaya başlandığı 19. YY.'nin ikinci yarısında Bonmarşe türü mağazalarda, Pappi, Lannesans gibi içkili kafelerde, Vallaury, Lebon gibi şekercilerde bir de -ilaç olarak kullanılan türü- eczanelerde bulunabiliyordu. Yani çocukları aşan bir müşteri kitlesine sahipti. Yemek kitaplarında, 1880'li yıllarda bazı çikolatalı tarifler varsa da asıl olarak Cumhuriyet sonrasında çikolatalı bisküvi, kurabiye vb. ev mutfaklarında yaygınlaşmış gibi görünüyor.
 
- Osmanlı mutfağında çikolatanın nasıl bir yeri var?
 
- Çikolatanın Osmanlı mutfağında büyük bir yer tuttuğunu, Avrupalılar gibi sabahları çikolata içmenin Osmanlılar arasında, sözgelimi 17 ya da 18. YY.'de yaygın olduğunu söyleyemeyiz. Çikolata bir modernizasyon şeması içinde, bir "Frenk" gıdası olarak gelmiş. Esas olarak 1920'lerden sonra yaygınlaşmış gibi görünüyor.
 
- Osmanlı’ya çikolata nasıl girmiş?
 
- Çikolatanın Osmanlı topraklarına ilk ne zaman geldiğini söylemek zor. Yine de 19. YY.'da modern ulaşım yöntemleri ithalatı kolaylaştırıp Avrupalı markalar pazara girene kadar çok yaygınlaşmış gibi görünmüyor. 19. YY.'nin ikinci yarısından itibaren Avrupalı çikolata firmaları Osmanlı pazarına girmiş fakat sarayın teveccühünü kazanan firma Nestlé olmuş. Nestlé’nin 1905 yılında Sultan 2. Abdülhamid döneminde sarayın ilk resmi çikolata tedarikçisi olduğuna dair belgeler var. 1927 yılında ise Türkiye’nin ilk çikolata fabrikasını Feriköy’de kuran Nestlé,  bu topraklara geldiği 1875’ten bu yana Türkiye'deki faaliyetine kesintisiz devam etmiş. Ayrıca Balkan Savaşları'nda cepheye kakao ve çikolata sevkiyatına dair belgeler de var. Bunun sebebi çikolatanın o zaman da bir enerji kaynağı olarak bilinmesi, aynı zamanda bir ilaç olarak da kullanılması. 
 
- Sergideki belge ve fotoğraflardan bahseder misiniz?
 
- Sergide işin gastronomi kısmından çok çikolatanın nasıl yaygınlaştığını, pazarda kimler olduğunu, kendilerini nasıl tanıttığını anlatan parçalar olacak: gazete haberleri, fotoğraflar, afişler, çikolataların içinden çıkan, osmanlı piyasası için hazırlanmış küçük reklam kartları, ayrıca çikolata ve pastane kutusu, cezvesi vb. küçük nesneler.
 
- Lisenin sergiyi düzenleme fikri nasıl ortaya çıktı?
 
- Türkiye'deki üç Fransız okulunun (İzmir Saint Joseph, İstanbul Saint Joseph, İstanbul Saint Michel / Lasalyen okullar) ortak kültürel programları var. Daha önce birlikte başka sergiler de yapmıştık. Örneğin geçtiğimiz sene 19. yüzyıl Fransız reklam kartlarındaki Osmanlı imgesi üzerine bir sergi hazırladı, çok ilgi gördü, hatta Marsilya'ya da taşındı. Sonra düğmelerle ilgili bir sergi yaptık, Özdemir Kurtoğlu'na ait 50 bin düğme sergiledik. Yani küçük, gündelik nesneler üzerinden algılarla ilgilendik. Çikolata da böyle. Bir tür resimli tarih diyebiliriz.