Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Diğer » Ressamın pandemi güncesi

Ressamın pandemi güncesi

Ressamın pandemi güncesi16 Eylül 2021 - 10:09
Resimleri bir tür günce olan Türk resminin yaşayan en büyük ustalarından Neş’e Erdok, pandemi günlerinde yaptığı yapıtlarıyla Yapı Kredi Bomontiada’da. Onun kendine has figürleri her zaman bir sessiz hikâyenin anlatıcısı oluyorlar. İçinde, ilk bakışta dikkatinizi çeken hüzün ve sessizliğin yanında patmaya hazır bir enerji, gizemli bir neşe de barındıran resimler bunlar.

Cem Erciyes - Pandemi, dünyayı esir alan KOVID-19 salgınının bütün ülkelerdeki ve kültürlerdeki ortak ismi olarak kolektif kültürümüzde derin bir iz bırakacak. Pandemi sırasında tek tek hepimizin hayatı değişti. Evlere kapandık, seyahat edemez olduk, en insani olandan, yani bedensel temastan tamamen uzaklaştık. Bu süreçte kimimiz bir yakınını kaybetti, kimi işini, kimi yaşam biçimini... İşin bilimsel ve ekonomik yanı belki unutulacak ama kültürel izini çok uzun bir süre daha üzerimizde taşıyacağız, bu kesin. Son birkaç yılda yaşadıklarımız bir ortak kültür oluşturacak. Bu kültürün güncesini tutanlar da tabii ki sanatçılar olacak. 

Sanatçıların pandemi günlüklerini görmeye, ne şanslıyız ki Türk resminin yaşayan en büyük ustalarından biriyle, Neş’e Erdok’la başlıyoruz. Aslında bunda şaşırtıcı bir şey yok, çünkü bütün resim kariyeri bir tür günce olan ve çalışkanlığıyla tanınan bir sanatçıdan söz ediyoruz. Her zaman hayatın içinde bir gözlemci olarak yer almayı tercih etmiş Neş’e Erdok, pandemiden korunmak için kendini izole ettiği dönemde de resim yapmaya ara vermemiş. Bu kez de pandemide yaşadıklarını, gözlemlediklerini resimlemiş. Bazen kendisinin de figürlerden, anlattığı sahnenin aktörlerinden biri olduğu, ama çoğu kez dışarıya bakan aynı kenti, ülkeyi hatta dünyayı paylaştığımız başka insanların hallerini de anlatan resimler yapmış Neş’e Erdok. Şimdi bu resimler Yapı Kredi Bomontiada Galeri’de sergileniyor. 

1963 yılında Akademi’den mezun olan Neş’e Erdok, o tarihten bu yana tuvale aktardığı figürleriyle tanınıyor. Biraz deforme edilmiş, dolayısıyla birebir kendisini değil sanatçının zihninde bıraktığı izi yansıtan neredeyse hepsi ortak bir sükuneti paylaşan figürlerin yer aldığı resimler... Neş’e Erdok’un kendine has figürleri yine kendine özgü düzenlemesi ile tuvalde yerlerini alırlarken her zaman bir sessiz hikâyenin anlatıcısı oluyorlar. İçinde, ilk bakışta dikkatinizi çeken hüzün ve sessizliğin yanında patmaya hazır bir enerji, gizemli bir neşe de barındıran resimler. 

 

Kentteki insan

 

Erdok, bugüne kadar 30’dan fazla kişisel sergi açmış, sayısız resim yapmış ve bu arada kendi üslubunu oluşturmuş bir imza. Onun üslubunu hemen fark eder, yaptığı resimlerden herhangi birini görür görmez tanırsınız. Özgündür ama yapayalnız değildir. Mesela hocası Neş’et Günal, mesela yıllarca aynı galeride temsil edildiği Nuri İyem gibi başka ustalarla akraba, kedileri ve ironisiyle Cihat Burak gibi değerli isimlerle dost bir sanatçıdır Neş’e Erdok. Kendinden önceki birçok figür ressamından farklı olarak neredeyse tamamen kenti ve kentli yaşamı ele alır. Köy hayatı, Anadolu pek az girer onun resmine. Ama Anadolu insanı, kentteki bütün halleriyle Neş’e Erdok’un kadrajında yerini bulur. 

1968’de Paris’te eğitimini sürdürürken ‘68 olaylarının da içinde yer almış bir sanatçı olarak kuşağının duyarlıklarını bugüne kadar sürdürür. Dolayısıyla Neş’e Erdok’un resmi aynı zamanda kentin kıyısında kalanlara, yoksullara, göçmenlere gündelik hayatın içinde bazen görünmez olanlara da açıktır ve özellikle onları görünür kılar. Resimlerinin konusu insandır. Bu insanlar hemen her gün karşılaşılan çocuklar, satıcılar, göçmenler, hasta ve sakatlar gibi toplumun alt kesimleridir. Resimlerindeki birbiriyle ilgilenmiyormuş gibi görünen ama aslında ressamın bize anlattığı hikâyenin önemli birer parçası olan insanları seyrederken ister istemez her birine odaklanır ve onların kendi başka hikâyeleri olduğunu da hissederiz. Erdok, onların iç dünyalarını da yansıtır resimlerinde; duruşlarından renklerinden belli belirsiz deforme edilmiş bedenlerinden ve tabii ki gözlerinden onları tanır ve anlarız...

 

Milliyet Sanat dergisinden alıntılanmıştır.*

 

Yazının tamamı derginin eylül sayısında okunabilir.*

 

Etiketler: Neşe Erdok