Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Eleştiri » 'Hafif Adımlar'ın hafife alınamaz izleri

'Hafif Adımlar'ın hafife alınamaz izleri

'Hafif Adımlar'ın hafife alınamaz izleri29 Temmuz 2018 - 02:07
Dünya tarihine silinmez izler bırakan 40 kadın 'Hafif Adımlar'da bir araya geliyor. Kitap, ataerkil bir dünyada 'Hafif Adımlar'la derin izler bırakabilen kadınları aslında hiç de hafife almamamız gerektiğinin en büyük kanıtı olmayı başarıyor.
MAYK CAN ŞİŞMAN
 
 
Acının herhangi bir coğrafyası yok. Dünyanın herhangi bir yerindeki bir acı uzun ya da kısa vadede dönüp dolaşıp bizleri vuruyor, etkiliyor, hafızalarımızda muhakkak iz bırakmayı başarıyor... Tersinden düşünelim, peki ya başarı? Yeryüzündeki herhangi bir başarıyı ne kadar benimsiyor ya da içselleştiriyoruz? Başarı neden cinsiyete göre kategorize ediliyor? Başarı neden cinsiyetçiliğin dar koridorlarına hapsediliyor?
 
 
'Kadın' etiketinin gereksizliği
Yaşadığımız dünyanın ataerkilliğinden şikâyetçiyiz. Ancak çözüm yolları konusunda farklı yolları takip ediyoruz. Acıyı bal eylemek de bir seçenek, görece daha agresif ve kontratak bir tutum sergilemek de... Fakat farkında olarak ya da olmayarak önemli bir klişeye imza atıyoruz: Kadınların başarılarını kabul edilemez bir gereksizlikle 'kadın' etiketiyle ötekileştiriyoruz...
 
 
İllüstrasyonlar eşliğinde
Ardis Kitap'tan geçtiğimiz günlerde yayımlanan 'Hafif Adımlar' adlı kitap tam da bu noktada, bu çağda, bu aşırı yıpratıcı tempoda oldukça kaydadeğer bir iş ortaya koyuyor. Kitabın alt başlığındaki gibi 'Dünyada silinmez izler bırakan 40 kadın'ın hayat hikâyesine değinen 'Hafif Adımlar'ın derleyeni Seçil Sungur. İllüstrasyonlarıyla içeriği zenginleştiren isim ise Başak Tinli.
 
 
Adile Naşit'ten Nadia Comaneci'ye
'Hafif Adımlar'da dünya tarihine iz bırakmayı başaran 40 kadın figürü yer alıyor. Henüz çocuk yaşta birçokların idolü olmayı başaran Rumen jimnastikçi Nadia Comaneci, Yeşilçam'ın 'Hafize Ana'sı canımız ciğerimiz Adile Naşit, Yahudi Soykırımı'nın simgelerinden Anne Frank, feminist literatür denildiğinde belki de akla gelen ilk isim olan İngiliz yazar Virginia Woolf...
 
 
Trans kadınlar da kitapta
Hepsi bu kadarla da sınırlı değil. Kitapta 2011 yılında hayatını kaybeden ve tüm dünyayı yasa boğan İngiliz şarkıcı Amy Winehouse da var, Rus feminist punk eylem kolektifi Pussy Riot da... Peki ya trans kadınlar? Bu kitabın en önemli zenginliklerinden birini oluşturuyor trans kadınlar. Mesela, LGBTİ+ haklarının kazanımında etkin rol oynayan unutulmaz siyahi trans kadın Marsha P. Johnson ve Matrix serisiyle sinema tarihine geçen 'Wachowski Kız Kardeşler' bu derlemenin 'olmazsa olmaz'larından...
 
 
Ataerkilliğin hadsizliği
'Hafif Adımlar'ın sayfalarını çevirdikçe bilinçaltınıza itip bastırdığınız o soru işaretleri bir bir ortaya dökülüyor. Plastik sanatlardan sahne sanatları ve edebiyata, pek çok dalda en unutulmaz, en tutkulu eserleri aslında gayet kadınlar ortaya koyarken nasıl olur da biz onları 'kadın sanatçı' etiketine hapsedebiliyoruz? Bir sanatçının erkekliğini vurgulama gereksinimi görmüyorken kadınlığının altını çizerek pozitif ayrımcılık mı yapıyoruz yoksa ataerkilliğin hadsizliğine ve o kanıksanmış düşüncesizliğe katkı mı sunuyoruz?
 
 
'Kadın ama başardı' mesajı
Kitabın 'başarılı olmak'tan ziyade 'iz bırakmayı' merkeze alması ise en önemli artı puanı, en önemli 'başarı'sı. Bir erkek başarılı olduğunda erkeklik vurgusu yapılmazken bir kadında bu belirtmeye ihtiyaç duyulması en kibar tabirle kabul edilemez bir ilkellik. Bilinçaltına itilen "Kadın ama başardı" mesajının barındırdığı tehlike daha fazla kanıksanamaz, kanıksanmamalı. Bu noktada, kadınların bıraktıkları izleri vurgulamak, bu klişenin yerle bir edilmesinde kıvılcım etkisi yaratabilecek kudrette bir formül.
 
 
Merhamet, kırılganlık, direniş, korkusuzluk...
Dünya tarihine adını yazdırmayı başaran kadınlar tıpkı erkekler gibi başarılı. Başardıkları için adlarını 3 kilometre öteden gördüğümüzde "Ah!" diyoruz. Fakat mesele bu değil ve olmamalı da. Kadınların, erkekleri solda sıfır bıraktıkları çok önemli bir nokta var ve o da ruhumuza dokunabilmelerindeki üstünlükleri... Adile Naşit'in merhameti, Amy Winehouse'un kırılganlığı, Marsha P. Johnson'ın direnişi, Pussy Riot'ın korkusuzluğu...
 
 
Bir başucu kitabı
'Hafif Adımlar', cinsiyetlerinden ziyade benzersiz ruhlarıyla hafızalarımıza kazınan bu kadınları estetik bir bütünlükle bir araya getirerek önemli bir başucu kitabına dönüşmeyi başarmış. Evet, bu eşsiz kadınların hayatlarını hatırlarken biraz da yorum ve öznellik arıyorsunuz ya da kitabın kapağının daha çarpıcı olmasını diliyorsunuz. Bir önemi var mı? Elbette yok. Kadınların her geçen gün daha da anlamsız gerekçelerle arka planda kalmaya mahkum edildikleri bir dünyada 'Hafif Adımlar'ın taslak hali bile ders kitabı değerinde. Kitap, bu korkunç ataerkillikte 'Hafif Adımlar'la derin izler bırakabilen kadınları aslında hiç de hafife almamamız gerektiğinin en büyük kanıtı...
 

can.sisman@milliyet.com.tr

twitter.com/mayksisman

instagram.com/mayksisman

youtube.com/mayksisman