Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Müzik » "Bir çeşit öz arayışındayım"

"Bir çeşit öz arayışındayım"

"Bir çeşit öz arayışındayım"19 Eylül 2018 - 02:09
Son dönemin en çok dinlenilen piyanistlerinden olan Joep Beving, 26 Eylül akşamı Salon İKSV'de, İstanbul'daki ilk konserini vermeye hazırlanıyor. Üçüncü albümünün müjdesini de veren Joep Beving ile konser öncesi bir röportaj yapma fırsatı yakaladık.

İhsan Dindar - İstanbul

 

Kendinize ait bir müzikal felsefeniz var mı? Bunu nasıl tanımlarsınız?

Kendi felsefem olduğunu düşünmüyorum ama ne olduğumu anlamama yardım etmek için felsefeyi kullanıyorum. Benim hayranlığım gerçeklikle ve felsefeyle üzerine. Sanata yakın düşünen bir çerçeve sunar. İlk baştaki albümüm Solipsism'i seçtim, bu da gerçekliğin sadece kendi aklınızda var olduğu ve onun dışındaki her şeyin gerçekten bilinemeyeceği ve dolayısıyla var olmadığı fikrini taşıyor. Bu, elbette ki, dış dünyanın kimi zaman bu kadar tuhaf ve insan olarak hissettiğimiz ve anladığımız şeyle uyumsuzluk içinde yaşadığımız zamanlarda değil de kendi kafamızda başa çıkma eğiliminde olduğumuz zamanın çok tuhaf bir düşüncesidir. Saçmalıklarımızla 'realitemiz' ile karşı karşıyayız. Biri bu realiteden uzaklaşıyor ve ben hepimizin içinde derinden hissedeceğimiz ve bizi, insan olarak bağlayan, tekrar topraklanmış hissetmek için bir çeşit öz arayışındaydım. Daha derin bir bilinç düzeyinde hepimizin umutsuzca yaşadığı bir tür güven ve rahatlık.

 

Bilinilirliğiniz Spotify gibi platformlar sayesinde daha hızlı bir şekilde arttı. Bu gibi platformlar hakkındaki düşünceniz nedir?

Daha fazla demokratik bir müzik dağıtımı ve tüketimi için sağladıklarından ötürü bu gibi platformlara çok müteşekkirim. Bugün benim ve benim gibilerin geldiği konum, bu tür platformlar olmasaydı gerçekleşemezdi. Şimdi çok daha açık ve aynı zamanda olağanüstü olan kültürler arası iletişim kurma şansını da beraberinde getiriyor.

 

Müziğinizi dinleyenler bunu “huzur verici” olarak nitelendiriyor. Bu görüşe katılır mısınız?

Evet ve şükürler olsun. Bu kelimenin ne anlama geldiğini görmek ilginç olsa da. Eğer insanoğluna ve dünyaya duyduğumuz sevgi ve saygı varsa o zaman kesinlikle yaşarız. Sanırım çoğu insan için bu iç-barışla ve stresli yaşamlarımızla iyi bir şekilde başa çıkabilmekle ilgili. Ama ben, aynı zamanda daha karanlık bir enerjiden de ilham alıyorum.

 

Besteleriniz insanlar tarafından ilham verici bulunuyor. Peki ya siz bu eserleri bestelerden neyden alıyorsunuz?

Bu sorunuzun cevabı da daha önce söylediklerimde saklı.

 

Sizi aynı zamanda soundtrack çalışmalarınızla da tanıyoruz. Soundtrackine imza atacağınız film hakkında kriterleriniz var mı?

İdeal olarak filmler üzerinde çalışmak istiyorum. Anlamlılık ve sanatsal bir gereklilik muhteva eden ve aynı zamanda da  hakikat ruhu ile uyum içinde olan yapımlar…

 

Peki ya gelecek? İlerleyen dönemde ne gibi çalışmalar yapmayı tasarlıyorsunuz?

Evet! Gelecek yılın başında çıkacak üçüncü albümümü yeni bitirdim. Bu albümü, Solipsizm ile başlayan bir üçlemenin son ayağı olarak görüyorum. Solipsizm ve Prehension sadece piyanonun olduğu albümlerdi. Yeni albümüm ise daha çeşitli enstrümanların yer aldığı, insanların keşfetmesi ve eğlenmesi için yeterince yeni şeylerin bulunduğu bir çalışma olacak. Ortaya çıkan şeyden çok heyecanlıyım ve yayınlanmasını sabırsızlıkla bekliyorum. Conatus adını taşıyacak olan albümüm 28 Eylül’de dünya çapında yayınlanacak.

 

Son olarak Türk izleyicilere vermek istediğiniz bir mesaj var mı?

Yavaş, yavaş… :)

 

ihsan.dindar@milliyet.com.tr

http://instagram.com/ihsandinovski