Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Müzik » Duygularım heyecan ve sabırsızlık arasında

Duygularım heyecan ve sabırsızlık arasında

Duygularım heyecan ve sabırsızlık arasında 23 Temmuz 2018 - 11:07
Her sene 60’ı aşkın genç müzisyeni tek bir şehirde toplayarak, yaratıcı bir yolculuğa çıkaran Red Bull Music Academy, bu sene başladığı yere Berlin'e dönüyor. Akkor projesiyle Üstün Lütfi Yıldırım, 8 Eylül - 12 Ekim tarihleri arasında bu yolculuğa Türkiye'den katılacak olan üç isimden biri. Berlin öncesi Üstün Lütfi Yıldırım ile hem RBMA hem de Akkor projesi üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik.
İhsan Dindar - Milliyet Sanat
 
Akkor ile ilk kez 2016’da karşılaştık. Projeden, kuruluş süreciyle birlikte bilgi verebilir misiniz?
Seneler önce benim kişisel elektro-akustik müzik projem olarak ortaya çıkan Akkor’un bir kuruluş hikayesinden ziyade bir doğuş ve olgunlaşma hikayesi var. Müzikle kendimi bildim bileli iç içeyim, tuşlu enstrümanlar ve rock müzik ile geçen senelerden sonra, elektronik mecrada mümkün olan ses tasarımlarıyla yapabileceğim tasvirlerin daha öznel ve sade olabileceğini farketmem ile doğdu Akkor, besteler henüz ortaya çıkmadan çok önce. Serüvenin başlarındayken Uygar (Demoğlu) ile yollarımız kesişti, görsel sanatçı, Akkor bir yandan gelişir ve solo konserlerle ilerlerken birlikte video yerleştirme, ses yerleştirme gibi plastik sanat alanlarında işler yaptık, hala yapıyoruz. Bu süreçte kurduğumuz iletişimin bir sonucu olarak canlı audiovisual Akkor performanslarının görsel dili ortaya çıktı. Daha sonra ekibe Uğur (Cinel) ve Yaren (Eren Budak) eklendi. Uğur canlı performanslarımızda kullandığımız konstrüksiyonla, Yaren de çello partileriyle dinleyici karşısına çıkıyor.
 
 
Red Bull Music Academy kapsamında bu yıl Türkiye’den Berlin’e gidecek üç isimden birisiniz. Duygularınızı öğrenebilir miyiz? RBMA sizce neden önemli? 
Duygularım heyecan ve sabırsızlık arasında geziniyor. RBMA’nin yaptığı hali hazırda senelerdir takip ettiğim insanı hayran bırakan bir etkinlikler ve atölyeler serisi. Dünyanın dört tarafındaki yaratıcı beyinler ve mecranın önemli isimleriyle bir arada, dünyanın en önemli stüdyolarından birisinde üretim odaklı iki hafta geçireceğiz. Başka türlü yollarının belki hiç kesişemeyeceği sanatçılar birlikte üretme fırsatı yakalayacak. Sanatla ilgili bir organizasyonun yapabileceği en zor ve önemli şeyin kendisinin yokluğunda var olamayacak bir sanat eserinin ortaya çıkmasına vesile olmak olduğunu düşünüyorum. RBMA bu eserlerden onlarcasına ev sahipliği yapacak. Müzik üzerinden hayatı güzelleştirmek adına daha önemli ne yapılabilir?
 
 
Audiovisual performans Türkiye’de çok da gördüğümüz bir şey değil. Video içeriklerin seçimi ve hazırlanmasında nelere dikkat ediyorsunuz?
Görsel içeriğin hazırlanma aşamasında görseller ile neden bahsedeceğimizi ve neyi çekeceğimizi konuştuktan sonra az bir rolüm olduğunu öncelikle belirtmek isterim. Akkor’da her türlü üretim son derece bireysel, en çok dikkat ettiğim nokta bu. Performans için ürettiğimiz video içeriğin yanı sıra birlikte geçen senelerde üretip biriktirdiğimiz bir görsellik söz konusu. Bu şekilde görsel anlamda anı ve süreci harmanlıyoruz diyebilirim. Videoların hazırlanma aşaması her parça için değişiyor. Bazen yakın çekim time-lapse görüntüler, bazen şehirde geniş plan çekimler gerekiyor. Bu kısmın net bir yöntemi yok.
 
 
 
 
Elektronik müziği çello ile zenginleştiriyorsunuz. Bu bağlamda ortaya çıkardığınız müziğin dinleyicide nasıl bir duygu oluşturmasını istersiniz. 
Akkor’un bilgisayar ve elektronik enstrümanlarca yazılan ve çalınan kısmı bir makine gibi tam mükemmelliyetle işliyor. Bir icra hiçbir zaman böyle olmaz, icracıyı dinlerken duyamadığımız ama var olan ufak mükemmelliyetsizliklerle doludur canlı müzik performansları. Müzik her ne kadar elektronik duyulsa ve performans gözle görülse de, canlı icrayı bu şekilde duyarak hisseder dinleyici. Performanslarımızda bu anlamda çellonun etkisi büyük. Müzik yazarken kendi hislerime karşı şeffaf ve barışık olmaya çalışıp duyguların kendisinden çok bu şeffaflığa odaklanıyorum. Dinleyicide oluşmasını umduğum şey de bu saydamlık, bu noktada bir ilham sunup onları kendi dünyalarının içinde bir yolculuğa çıkarmaya çalışıyorum.  
 
 
Soundcloud platformunda projelerinizi müzikseverlerle paylaşıyorsunuz. Bu konuda farklı mecralara da yönlenmeyi düşünüyor musunuz?
Soundcloud şimdiye kadar insanlara ulaşıp bestelerimi duyurabilmek için kuvvetli bir araç oldu. Epey bir süredir yeni müzik yayınlamıyorum. Henüz çok az ipucu verdiğim yeni bir albüm söz konusu, hem plak olarak yayınlanacak hem de dijital distribüsyon yoluyla dinlenebilecek.
 
 
Berlin dönüşü bizi bekleyen yeni bir projeniz olacak mı?
Evet, önümüzdeki sene surround (quad) ses sistemi için kurgulanmış ve yeni bir sahne düzenine sahip audiovisual Akkor performansları ile dinleyici karşısında olacağız. 
 
ihsan.dindar@milliyet.com.tr