Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Müzik » "Sessizlik grubun üçüncü üyesi"

"Sessizlik grubun üçüncü üyesi"

"Sessizlik grubun üçüncü üyesi"12 Temmuz 2019 - 03:07
İstanbul Caz Festivali’nde bu akşamın yıldızı, müziğin duygulara temas etmesi gerektiğine inanan trompetçi Paolo Fresu ve kontrbasçı Lars Danielsson’un çiçeği burnunda ikilisi. Fresu ve Danielsson’dan önce ise sahne Cem Tuncer Quartet’e emanet. Konser öncesi Lars Danielsson, İhsan Dindar'ın sorularını yanıtladı.
İhsan Dindar
 
 
26. İstanbul Caz Festivali’nde bu akşam sahne tarihi Venedik Sarayı’na kuruluyor. Ünlü trompetçi Paolo Fresu ile çiçeği burnunda projeleri kapsamında kontrbasın önemli ismi Lars Danielsson, yeniden İstanbullu müzikseverlerle buluşacak. Klasik caz, folk ve minimal unsurları müziğinde sık sık bir araya getiren Lars Danielsson ile hem Paolo Fresu ile birlikte kaydettikleri “Summerwind” albümlerini hem de müzikal yolculuğunu konuştuk.
 
 
 
Paolo Fresu ile bir iş birliğiniz var. Bu proje ve yeni albümünüz “Summerwind” hakkında sizden bilgi alabilir miyiz?
 
“Summerwind” esasen Siggi Loch’un önerisiyle ortaya çıkan bir proje olma özelliği taşıyor. Sonrasında bu proje hazırlık aşamasında menajerim Rene Hess’ın da ilgisini çekti. Her ikisinin de bu projenin potansiyelini fark edeceklerini hissediyordum. Ben ve Paolo geçmişte de Quartet Brotherhood’da birlikte çalmıştık. 1997’te de Trilok Guru’nun bir albüm kaydında da birlikte yer almıştık. Paolo’nun çok renkli farklı modlardaki müziğini çok seviyorum.
 
 
 
Farklı modlar bağlamında şunu sormak istiyorum: Nasıl bir müzikal yolculuk bu?
 
Ben duygu ve ses yaratmanın yeni yollarını bulmak istiyorum. Sadece kontrbas, çello veya trompet çalmak çok çıplak geliyor. Bu da aslında notaları dikkatlice seçmeniz gerektiği anlamına geliyor. Dolayısıyla biz sessizliği grubun üçüncü bir üyesi olarak kullanıyoruz.
 
 
 
Minimal, folk ve elbette caz… Tüm bunları tabiri caizse aynı potada eritiyorsunuz...
 
Daha önce dinlediğim ve üzerine çalıştığım farklı türdeki müzikleri bir araya getirmeyi gerçekten çok seviyorum. Sanırım bu durum benim müziğimi yeni sesler ve ruh halleri yaratacak şekilde geliştiriyor.
 
 
 
Türk müziğini tanıyor musunuz? Takip ettiğiniz müzisyenler var mı?
 
Çok sayıda olmasa da birlikte çalma fırsatı yakaladığım Türkiye’den müzisyenler oldu. Okay Temiz, Robert Mehmet İkiz ve Bilal Kahraman’ım aralarında olduğu isimler. Hepsi olağanüstü müzisyenler.
 
 
 
İyi bir uyku ve sonra...
Bu süreçte yani ortaya besteler çıkarırken ilhamla buluşmanız nasıl gerçekleşiyor?
 
İyi bir uykudan sonra güne zinde başlayıp piyano başına geçtiğim anda ortaya besteler çıkıyor. Bence, yeni bestelerin ortaya çıkması için en uygun zaman bu. Ama bazen de derin bir sessizlik varsa gece yarısı da yeni bir beste yapmak için çok iyi bir zaman olabiliyor.
 
ihsan.dindar@milliyet.com.tr