Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Plastik Sanatlar » "Hayvanları konu edin, malzeme değil"

"Hayvanları konu edin, malzeme değil"

"Hayvanları konu edin, malzeme değil"02 Ekim 2017 - 12:10 | Çinli sanatçı Xiao Yu'nun 'Ground'unda Boncuk adlı eşeğe bir hafta boyunca tarla sürdürülmesi, bienalde hayvan haklarına dair tartışmaları alevlendirdi.
Hayvanların sanata malzeme edilmemesi gerektiğini savunan aktivistler geçtiğimiz haftadan bu yana gündemde. Aktivistler: "Sanatın konusu her şey olabilir ama malzemesi olamaz", Küratörler: "Hassasiyeti anlıyoruz"
FİSUN YALÇINKAYA
 
İyi bir komşu temasıyla 12 Kasım’a dek sürecek ve Elmgreen&Dragset sanatçı ikilisi tarafından küratörlüğü üstlenilen 15. İstanbul Bienali bu yıl hayvan hakları ihlalleriyle de gündemde. Bienalde İstanbul Modern’de sergilenen Xiao Yu'nun 'Ground' adlı eserinde bir hafta boyunca tarla sürmesi için kullanılan eşek Boncuk, Adel Abdessemed'in 'Feryat' eserinde kullanılan fildişi malzemesi ve Pera Müzesi’nde sergilenen Aude Pariset adlı sanatçının 2016 tarihli ‘Toddler Promession’ adlı enstalasyonunda plastik köpüğü yiyip organik atığa dönüştüren kurtçuklar tartışma konusu oldu. 'Feryat' adlı eserin önünde döviz gösterilerek eylem yapıldı. Sosyal medyada mesele boyutlarıyla tartışılırken konuyu gündeme taşıyanlara gelen tepkileri sorduk.
 
Dört Ayaklı Şehir ve HAKİM, Adel Abdessemed'in fildişinden heykeli 'Feryat' önünde protesto eylemi yaptı.
 
Dört Ayaklı Şehir topluluğundan hayvan hakları savunucusu Başak Deniz Özdoğan "Xiao Yu’nun işi maalesef Bienal’de yer alan tek hayvan sömürüsü işi değildi. Bildiğiniz gibi geçtiğimiz hafta ortasında Dört Ayaklı Şehir ve HAKİM olarak hayvanlara eziyet konusunda sicilinin epey kabarık olduğunu bildiğimiz Adel Abdessemed'in fildişinden ‘Feryat’ adlı heykel önünde bir eylem gerçekleştirdik. Ancak bu sırada Bienal’in farklı bir mekânında Aude Pariset`in işinde ‘performans’ gerçekleştiren solucanlar strafor yiyerek yaşam savaşı vermeye devam ediyorlardı. Yaptığımız eylemin Bienal’deki hayvan sömürüsünü görünür kıldığını ve farklı kesimlerden birçok insanın desteğini aldığını gördük,” diye belirtiyor. Özdoğan, eserlerin vurdumduymazlıklarına dikkat çekerek, “Bienal küratörlerinin ve bu islerin sahibi sanatçıların bu mesele üzerinde herhangi bir etik-politik sorgulama yaşamamış olması bir yana, gelen tepkilerden insanların bu işlere iki temel açıdan yaklaşması eylememizin başarılı olduğunu gösteriyor. Bu tartışmalarda oldukça heyecan verici bir biçimde hem hayvan haklarını hem de sanatın temsiliyet sorununu birlikte tartışabileceğimiz bir mecranın açıldığını gördük. Ancak bunu yapan maalesef bu işlerin başarısı değil, acımasızlıkları ve vurdumduymazlıkları oldu. Sanatın konusu her şey olabilir ancak malzemesi her sey olamaz," diye belirtiyor. 
 
Aude Pariset'nin 'Toddler Promession' enstalasyonunda plastik köpük yiyip organik atık çıkaran kurtçuklar da tartışma konusu oldu.
 
“Yaşama karşı işlenmiş suç”
 
Bienalde protesto fotoğrafında döviz tutanlardan Hayvan Hakları İzleme Komitesi'nden Fatma Biltekin ise sanat alanında yapılan hayvan hakları ihlallerinin farklarını sorduğumuzda, "Hayvan hakkı ihlalleri hangi alanda yaşanırsa yaşansın bunun haklı bir gerekçesi olamaz bu yüzden hayvan sömürülen bütün alanlara karşı durmak gerekiyor. Ama tabi ki bu ihlaller sanat alanında yaşanınca daha fazla ilgi çekiyor. Üstelik bu işleri yapanlar çoğu zaman tepkilerden rahatsız olmuyorlar aksine tepkiler sayesinde gündemde kalıyorlar, yaratıcılık mottosunu da vurgulayarak işlerinin fiyatını artırıyorlar. Sanat özgürlüğü çok uç noktalara gidebiliyor. Konu sanat olduğunda her şey mübah olamaz, sanat içinse sorun değil demek eleştirilere cevap olamaz. Çünkü bizce ortada büyük bir suç var hem de yaşama karşı işlenmiş bir suç," diyor.
 
“Önemli bir adım”
 
Başak Deniz Özdoğan gelen tepkilerin önemli bir adım olduğunu belirtiyor: “Esasında hayvanların çalıştırılmaları ve deneylerde kullanılmaları 5199 numarali Hayvanları Koruma Kanunu ile düzenlenmiş durumda. Ayrıca mesela fildişi gibi yasadışı bir ticaret uluslar arası sözleşmelerle denetime tabidir. Hayvan hakları kanunu bu haliyle yetersiz olsa da, hayvana yönelik suçu suç olarak değil kabahat olarak değerlendirse de hala yapılabilecekler var. Bu açıdan Bienal`e gelen tepkileri ve meselenin hayvan hakları açısından gündem yapılarak tartışılmasını çok önemli bir adim olarak değerlendiriyoruz.” Fatma Biltekin ise, önceki benzer tartışmaya yol açan sergileri şöyle hatırlatıyor: “Damien Hirst’in 2013 yılında Türkiye’de hayvan bedeni kullandığı çalışmaları sergilendi. Hayvan hakları aktivistleri tarafından protesto edildi. 2011’de domuzlar üzerinde dövme yapan ve domuzları önce canlı sonra ya derilerini yüzerek yada doldurarak sergileyen Wim Delvoye dokuz domuz derisi ile İstanbul’da sergi açmıştı. Tabi ki öncelikle sanat için hayvan kullanımının yasaklanması gerekiyor ama bu çok da yakın görünmüyor.”
 
Özdoğan'a göre sanatçı Adel Abdessemed'in hayvan hakları konusundaki sicili kabarık.
 
İKSV’den açıklama
 
İKSV gösterilen tepkilerle ilgili yaptığı açıklamada, “İstanbul Kültür Sanat Vakfı, düzenlediği tüm etkinliklerde olduğu gibi İstanbul Bienali’nde de sanatçılara ve küratörlere üretimlerini sergilemeleri için özgür bir platform sunmayı hedeflemekte, sergilerin ya da sergide yer alacak yapıtların sanatsal içeriğine müdahalede bulunmamaktadır. Bu yaklaşım, bienalde yer alan ve farklı canlıların katılımlarını içeren işler için de geçerlidir. İKSV, yapıtların sergilenme sürecinde canlılar için en iyi koşulları sağlamak ve süreçten zarar görmemeleri için mümkün olan tüm önlemleri almak ve sergilenen tüm eserlerin gerekli uluslararası belge ve izinlere sahip olmasını sağlamak sorumluluğundadır. 15. İstanbul Bienali’ndeki eserlerin etrafında gelişen tüm tartışmaların önemli olduğunu düşünüyor ve hayvan hakları konusunda gündeme getirdiği tüm tartışmaları memnuniyetle karşılıyoruz. 15. İstanbul Bienali küratörleri de, ‘halk eğlencesi veya sanat için hayvanlara kötü davranılması konusunda duyulan her türlü endişeyi anladıklarını ve gösterilen hassasiyeti de son derece ciddiye aldıklarını, hayvanların doğalarına ve esenliklerine aykırı şekilde sömürülmelerinin kabul edilemez olduğuna inandıklarını’ açıklamışlardır,” dedi.