Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Plastik Sanatlar » İz, işaret, yankı

İz, işaret, yankı

İz, işaret, yankı21 Mayıs 2017 - 12:05 | Fotoğraflar: Poyraz Tütüncü
Sanatçı Cevdet Erek Venedik Bienali 57. Uluslararası Sanat Sergisi kapsamında Türkiye Pavyonu'nda gösterilen 'ÇIN' adlı eseri kapsamında bir 'açık masa' toplantısında izleyicilerinin sorularını yanıtladı
FİSUN YALÇINKAYA / VENEDİK
 
Venedik Bienali 57. Uluslararası Sanat Sergisi, sanat profesyonellerinin çoğunluğunu oluşturduğu kalabalık ziyaretçi kitlesinin hızlı adımlarla gezindiği, art arda performanslara sahne olan, akşamları parti ve kokteyllerle sonlanan açılış günlerini geride bıraktı. Bugünlerden itibaren Kasım 2017'ye dek bienali yine büyük ölçüde koleksiyonculardan, sanatçılardan, küratörlerden oluşan sanat izleyicileri yanı sıra kimi sanatla uğraşan kimi uğraşmayan öğrenciler, emekliler, ilgililer gezecek. 'VIVA ARTE VIVA' yani 'Yaşasın Sanat' başlığı altında düzenlenen bienalin bu yılki metinlerinde sanatçılarla ve sanatçılar tarafından düzenlendiği vurgulanıyor. Sanatın ve sanatçının kendisini hatırlatmak niyetindeki bienal kapsamında bu bağlamda sanatçı ve izleyici buluşmaları da düzenleniyor. Ana sergide ve ülke pavyonlarında eserleri sergilenen sanatçılar için bu kapsamda bu yıl ilk kez 'Açık Masa' buluşmaları hazırlanmış. Sanatçılar bu kapsamda belli bir sayıdaki bienal ziyaretçilerinin sorularını yanıtlıyor.
 
Cevdet Erek.
 
Küratör yok ekip var
 
Venedik Bienali 57. Uluslararası Sanat Sergisi’nde İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) koordinasyonunda Fiat sponsorluğunda gerçekleştirilen Türkiye Pavyonu'nda 'ÇIN' adlı eseri sergilenen sanatçı Cevdet Erek de 'Açık Masa'da önceki gün bir konuşma gerçekleştirdi. Bienal mekânında kurulan 'açık masa' için özel ayrılmış alanda izleyicilerle buluşan Cevdet Erek söyleşiye önce katılımcıların kimler olduklarını ve neden konuşmaya katıldıklarını sorarak başladı. Katılımcılar arasında tiyatroculardan, film yapımcılarına, sanat eğitimi almış izleyicilerden, Venedik Bienali'ni ilk kez ziyaret eden ailelere uzanan çeşitlilikte bir kitle vardı. İlk gelen sorulardan biri araştırma ve hazırlık sürecinin nasıl olduğu idi. Cevdet Erek eserin ön hazırlık süreci sonrası belli ölçüde bienal alanında şekillendiğini ve mekânla kurduğu ilişkiye kapsamlı olarak değindi. Pavyonun bir küratör olup olmadan hazırlandığını soran bir izleyiciye küratör bulunmadığını ancak mimari müdahalelerle hazırlanan bu boyutta bir iş için, bir ekiple çalıştığını belirtti. Cevdet Erek konuşma esnasında eserin temel kuruluşuna değindi. Rampaları tekerlekli sandalyeyle bienali ziyaret etmeye gelen izleyicileri düşünerek hazırladığını belirten sanatçı buna karşın ilk ziyaretçinin bebek arabasıyla gelen bir anne ve bebeği olduğunu söyledi ve ekledi: "Yani yeni bir hayatı taşıyan bir ziyaretçi oldu." Eserin ilk ortaya koyduğu söylemlerden birinin kimseyi Türkiye Pavyonu'nu gezmeye zorlamadan eseri görmelerini  sağlamak olduğunu da belirtti. Ortadaki alandan dümdüz yürüyerek diğer ülke pavyonlarına gitmenin mümkün olduğunu, ama aynı zamanda eserin içinde vakit geçirip farklı rotalarla gezmeye de imkan bulunduğunu anlattı. Erek "İzleyicileri 'sizin muhteşem sanat eserinizi' gezmeye zorlamak bir yol, onlara geçip gitme şansı vererek davet etmek bir başka yol. Açılış günlerinde bu yüzden belki çok ziyaretçi kaybettik ama amacımıza da ulaşmış olduk" dedi.
 
 
'Paylaşmakla ilgili'
 
Ziyaretçilerin merak ettiği bir diğer konu eserin ismi yani 'Çın' kelimesiydi. "Çın bizim dilimizde bir sesin taklidi olan bir kelime. Hindistanlı birine tapınaklardaki sesi, Türkiye'den birine eski okul zillerini hatırlattı. Aynı zamanda 'gürültülü bir konserden veya bir patlamadan sonra kulakta kalan çınlama'" diyen sanatçı, aynı zamanda çınlama kavramının (reverberasyon) mekânın bir sese verdiği tepki olduğunu hatırlattı ve "Çın sesi, bir mesajın kendisinden önce, bir mesajın işareti, sinyali, çağrısı olan bir ses" diye belirtti.
 
Cevdet Erek gelen sorularla eserin paylaşmakla ve katılımla ilgili olduğunu da vurguladı. Durduğu yerde seslerin izleyiciyi takip ettiği bir yerleştirmeden oluşan 'ÇIN'ın izleyicinin katılımı ile şekillenmesinin öneminden ve izleyicinin kendi yerini belirlemesinden bahsetti. Katılımcıların yorum ve sorularıyla yaklaşık iki saat süren toplantı izleyicilerin tek tek Cevdet Erek'i tebrik etmesiyle sonlandı.
 
Açık masaya katılan bir izleyicinin mecazi anlamda 'bulunduğu yere çok büyük gelen' bir eser olarak tanımladığı 'ÇIN' yaklaşık yedi ay boyunca izleyicinin katılımı ve belki de sanatçının devam eden müdahaleleriyle sürecek. Akışın içinde kendi zamanını yaratan kelimelerin yerini tekrar eden ritimlerin; sonra da ritimlerin yerini kelimelerin, cümlelerin aldığı bir eser 'ÇIN'. Venedik'e yolu düşen düşmeyen herkes tarafından keşfedilmeyi bekliyor.