Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Plastik Sanatlar » Suç, sanat ve oyun

Suç, sanat ve oyun

Suç, sanat ve oyun19 Kasım 2017 - 04:11 | Randevuyla ziyaret edilebilen Trumbauer Ailesi Koleksiyonu'nda bulunan eserler bir görevli tarafından teker teker gösteriliyor. Fotoğraflar: Ozan Güzelce
Kurgusal bir ailenin sözde koleksiyonunu Kasa Galeri’de sergileyen 'Trumbauer Ailesi Koleksiyonu' sergisi izleyicileri sanat eserlerinin kime ait olduğu üzerine düşünmeye ve oyun oynamaya davet ediyor
FİSUN YALÇINKAYA
 
Önceki gün Christie’s müzayedesinde Leonardo da Vinci’nin bir eserinin 450 milyon dolara satılmasıyla yeni bir rekora imza atıldı. Böylece Leonardo da Vinci’nin neredeyse 'Mona Lisa’yla aynı tarihlerde yapması bakımından büyük önem taşıyan İsa tasviri ‘Salvator Mundi’, sanatın ölçülebilir değerini yeni bir noktaya taşıdı. Sahte sanıldığında aynı eser üç 30 paraya elden ele dolaşmıştı oysa... Sanat dünyası saklı kalan orijinal eserlerle ilgili milyonlarca hikâyeyle dolu... Öte yandan kamu yararını göz önünde bulundurunca, sanat eserinin gerçek sahibi olmaya kimin ne kadar hakkı var, sorusu da gündeme geliyor. Koleksiyonculuğun doğasındaki biriktirme, toplama güdüsü bu hak meselesini ihlal etmeyi göze alabiliyor kimi zaman. Peki, ya asla sahip olamayacağınız eserler varsa…
 
 
Sanat hırsızı bir aile
 
İşte kurgusal bir aile olan Trumbauer Ailesi de böyle zevkine düşkün bir aile. Hem de kamuyla sanat eserlerini paylaşmak istiyor. Ne olursa olsun bu dünyaca ünlü eserler, bizim olmalı diyor, çalıyor, ele geçiriyor hatta geri alamasınlar diye yandı diye yalan söylüyorlar, sonra da dalga geçer gibi sergiliyorlar. Bu sahte aile Kasa Galeri'de açılan Trumbauer Ailesi Koleksiyonu sergisinde anlatılıyor. Sergiyi düzenleyenler burada, asla sahip olunamayacak eserlerden oluşan bir sergi kuruyor. Elbette aslında bu eserlerin sahteleriyle…
 
Kurguya göre eserler, meşhur bir aile olan Trumbauer Ailesi tarafından çalınmış ve Kasa Galeri’nin girişinde özel bir görevli ziyaretçileri bu koleksiyonu gezdirmek üzere davet ediyor. Randevuyla girebildiğiniz bu serginin ilk odasında aile üyelerini ve hırsızlık planlarını görüyorsunuz. Gizli bir geçitle açılan ve lazer ışınlarının üstünden atlayarak girdiğiniz ikinci odada ise sanat eserlerini görüyorsunuz. Daha sonra görevli size tek tek çıkararak (sahte?) 'Mona Lisa’yı ve ‘benzerleri’ni bir resim çekmecesinden çekip sunarak gösteriyor. Serginin girişinde bir hırsız heykeli var. Sergi ismi özellikle kırık dökük harflerle yazılmış.
 
Suat Öğüt ve Özgür Demirci sanat suçlarına dair çalışmalarda bulunmuşlar.
 
Sanat suçlarını araştırıyorlar
 
Serginin arkasındaki isimlerse kendilerini organizatör olarak tanıtan ancak sergiyi kuran sanatçılar olarak da görülebilecek Suat Öğüt ve Özgür Demirci. Yaklaşık bir yıldır bu sergi fikriyle uğraşan ikili, Trumbauer Ailesi’ni yaratırken John Mark Tillman adlı dünyaca ünlü sanat hırsızından ilham almış. Kamusal alandan çalınan eserler üzerine çalışan Suat Öğüt ve doktorasında sanat suçları üzerine çalışan Özgür Demirci, bu konuya epeyce emek harcamış iki isim. Ancak onların temel meselesi izleyicileri bu oyuna davet ederek, kamunun sanat eserlerinden mahrumiyetini sorgulatmak. Farklı bir kurguyla bu paylaşıma zemin yaratılıp yaratılmayacağını tartışmak…
 
 
Seviyorsak o eser bizim değil midir?
 
Sanat eseri üzerinde mülkiyet ve iktidar kurulabilir mi? Eğer seviyorsak o eser bizim değil midir? "Parasını verdim aldım” demek yeterli mi? Dahası sanat eserlerinin paylaşımı, dağıtılması ve insanlara ulaşmasında bir adaletten söz edilebilir mi? Örneğin neden Avrupa coğrafyasında büyüyen bir çocuk için Picasso eseri görmek sıradanken, Filistin’de imkânsıza yakın? Sanatçı Khaled Hourani’nin Picasso’nun tek bir eserini Filistin’de sergileme sürecinin başlı başına bir sanat eserine dönüştüğünü hatırlarsak, bu adaletsizliği kolayca görebiliriz.
 
Çıktığınızda aklınızda kalan çok soru var. Bu anlamda sergi başarıya ulaşıyor. Sanat dünyasında oyun meselesi ne ilk ne de son. Eğer göremediğiniz müzeleri neden göremediğinizi düşünmek isterseniz siz de 23 Aralık 2017 tarihine kadar sergiyi görebilirsiniz. Sergi her Çarşamba'dan Cumartesi'ye 13.00-15.00 saatleri arasında randevu alınarak ‘sözde ailenin’ özel güvenlik görevlisi eşliğinde ziyaretçilerini ağırlayacak.