Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Plastik Sanatlar » Teknoloji doğayı taklit edebilir mi?

Teknoloji doğayı taklit edebilir mi?

Teknoloji doğayı taklit edebilir mi?18 Mart 2016 - 11:03
Japonya kökenli sanatçı kolektifi teamlab'in Charles Merewether küratörlüğünde Borusan'da açılan sergisi 'Sanat ile Fiziksel Mekân Arasında', doğa görselleriyle interaktif bir ilişki kurduruyor
FİSUN YALÇINKAYA
 
İnsanlığın tarihi kadar eski olan doğa ve teknoloji ilişkisi Baltalimanı'nda, Perili Köşk'te bulunan Borusan Contemporary'nin yeni sergisi 'Sanat ile Fiziksel Mekân Arasında'da gündeme geliyor. Sergi, dalgalar, şelaleler, çiçekler, kelebekler gibi güzel, göze hoş görünen doğa parçalarını yüksek teknolojiyle görsel olarak taklit etmeye çalışan sanat eserlerinden oluşuyor. Serginin ilk katında duvara yansıtılmış olan dalgalar izleyiciyi içine alacakmış gibi duruyor. En üst kattaki çiçekler, polenlerini etrafa saçıyor gibi görünüyor. Bir başka katta karanlık bir duvara yansıtılmış uçan kelebeklerin görüntülerini görüyorsunuz. Ancak duvara yansıtılmış kelebek görüntülerine dokunduğunuzda kanatları kapanarak ekranda aşağı kayıyor. Necatigil'in 'Solgun bir gül oluyor dokununca' dizesinde söylediği gibi kelebekler dokunulunca düşüp ölüyor. Yaşamın güzelliği ve kırılganlığı, kelebeklerin dokunulduklarında düştükleri anda izleyiciyi yakalıyor. Eserler "İnsan doğaya belli bir mesafeden bakmalı ve kendini, zarar veremeyeceği bir mesafede tutmalı," öğüdünü veriyor.
 
Sergiyi hazırlayan küratör Charles Merewether ve Japonya kökenli sanatçı kolektifi teamlab uzun yıllardır benzer konularda tüm dünyada sergiler açmış bir ekip. Sanatçı grubu, bu sergiyle tüm bunlardan öte, Japon kültürünü de yansıtmayı amaçlıyor. Bunu yaparken de tıpkı Osmanlı minyatürlerindeki gibi perspektif kullanılmadan çizilen 12. yüzyıldaki Japon çizimlerine göndermede bulunuyor. Eserler bakış açısının daha özgün olduğu, dünyanın perspektif veya bir odak noktası bulunmadan ifade edildiği bu döneme saygı duruşunda duruyor. Sergi, doğaya ne kadar müdahale hakkımız var, doğanun ne kadar taklit edilebilir sorularını gündeme getiriyor. İzleyiciye ise bunları seyre dalıp sonra da, Perili Köşk'ten çıkarak Boğaz'ın dalgalarını izlemek düşüyor. 
Sergi, 21 Ağustos'a dek ziyaret edilebilecek.