Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Milliyet Kitap » » Bugün Bize Kim Geldi
Ekim 2016

Bugün Bize Kim Geldi

Bakın, kim geldi!Sezgin Kaymaz hayat hikayesinden kesitleri birer öyküye çevirip “Bugün Bize Kim Geldi”de bir araya getiriyor. Kaymaz’ın romanlarındaki gibi öykülerinde de yine Anadolu, anlatılarına mekan oluyor.
Sezgin Kaymaz
April Yayıncılık
Fiyatı: 17 TL
Öykü
 
E. Nida Dinçtürk 
 
Öyküleriyle, romanlarıyla tanıyıp sevdiğimiz Sezgin Kaymaz, ‘mektupkardeşim’ olarak andığı okurlarına ithaf ettiği bir ‘açık mektup’ yayımladı. “Bugün Bize Kim Geldi”, Kaymaz’ın okurlarıyla kucaklaşıp aradaki tüm mesafeleri kaldırdığı, mektupvari öykülerden mürekkep bir kitap.
Sezgin Kaymaz’ı nasıl bilirsiniz? Kaleminin çalışkanlığıyla, beklenmedik anlarda yeni kitap patlatmalarıyla, çizgisinden şaşmayan muzip diliyle, eşsiz karakterleriyle, derin duygu tasvirleriyle? Muhtemelen saydığım bu özelliklerin hepsiyle, ama onu en belirgin ve en sevilesi kılan özelliklerinden biri şüphesiz, beklenmedik anlardaki çıkışları. Kalemi öylesine işlek ki “Yok canım, bu kadar kısa sürede ne yeni kitabı?” derken bir bakıyoruz ki gerçekten yeni kitap raflarda. Kaymaz, "Sevinç Kuşları"nın sonuncusunu uçuralı daha altı ay olmamışken yeni kitabı “Bugün Bize Kim Geldi” ile çıkageldi. “Bakın, kim geldi?” der gibi, sürprizle, baharla, heyecanla.
 
Alameti farikası 
 
Kaymaz’ın April Yayıncılık’a geçişinden bu yana yayımladığı ikinci öykü kitabı oldu “Bugün Bize Kim Geldi” fakat ona sorsanız bunu bir öykü kitabı olarak anmayabilir. Onunkisi daha ziyade bir dertleşme, iç dökme, belki zaman zaman bir günah çıkartma. Bu yüzden bu kitap mektupkardeşlerine ithaf edilmiş. Kaymaz’ı yalnız bırakmayan, dertleşmek için kapısına dayanan, hal hatır soran, sıkıntısında yanında olmak isteyen okurlarına, gönül dostlarına... Bu kitapla beraber tüm mektuplara toplu bir yanıt veriyor gibi Sezgin Kaymaz. Okuruna kalın bir mektup yazıp, gönül kapılarını açmakla kalmıyor, yazarlıktaki alameti farikasını da açık ediyor.
 
Kaymaz'ın hayatından kesitler
 
Hülya’nın, Sabiş’in, Yağmur’un ve cümle hayvanatın Kaymaz kitaplarındaki varlığının yanı sıra Kaymaz’ın hayatındaki kıymetini de kanıksadıktan sonra, bu kitabın yazarın şeffaflığa en çok yaklaştığı eseri olduğunu söyleyebiliriz. Kaymaz her ne kadar hikayelerin kendi geçmişine ait olmadığını iddia etse de bu kitapta o kadar çok tanıdık karakterle ve bilindik olguyla karşılaşıyoruz ki Sezgin Kaymaz 'Abimizin' kalbini kırmamak için öykülerin birebir onun hayatına ait olmadığına inanıyor; fakat gerçekle kurgunun çok fazla noktada kesiştiğini de inkar edemiyoruz. Bu defa, Sezgin Kaymaz’ın çocukluk, ilk gençlik, üniversite, antrenörlük ve yazarlık yıllarından esinlendiği öykülerle karşı karşıyayız. 
 
Kaymaz, şeffaflığının haricinde birçok karakteristik özelliğinde de zirveye varıyor bu kitapta. Mesela, muzip üslubu. Öyle ki Kaymaz kitaplarını okurken ortaya tebessümler, bazı noktalarda tutulamayan patlak kahkahalara bırakıyor yerini. Mesela, öze yolculuk. Bunca yıldır, didaktiklikten uzak durmayı başararak insanın kendi içinde, kendine giden yolları tarif etmeye çalışan, ruhumuzda yitirdiğimiz ışığı parlatmaya uğraşan, asıl huzurun dünyevi kavgalardan uzaklaşınca bulunduğunu tarif etmeye uğraşan Kaymaz, bu defa adeta tüm şalterleri bir anda kaldırıyor. Bu ufacık kitapta, Kaymaz’ın kendine en yakın olduğu öyküleri okuduktan sonra bir süre durup düşünme ihtiyacı duyuyor ve o saatten sonra mutlaka kendimize iyilik edebileceğimiz çıkışlar keşfediyoruz.
 
Daimi misafir
 
Belki de bu aydınlanmanın en büyük sebebi kitabın, Kaymaz külliyatında gerçekliğe en doğrudan temas eden eserlerinden biri oluşu. Kaymaz’ın şeffaflaştığı ve okuruyla bir anlamda dertleştiği kitap bu, diyoruz ya; kendine dair en merak edilen sorulara bu kitapta yanıt veriyor yazar. Gözümüze sokmadan, koynunda bir muska gibi taşıdığı acılarından bahsediyor. Kayıplarından, sol elindeki deri eldivenden, tasavvufu nasıl bu kadar kanıksayıp hayatının özüne katabildiğinden... Mesele kendine gelince her şeyi dosdoğru anlatamıyor. Biraz o deri eldivenin hikayesi belirgin, diğer kısımlarsa az silik... Parçaları  toplayıp birleştirmek okura, Kaymaz'ın mektup kardeşine kalıyor. 
Kitap bittikten sonra Sezgin Kaymaz, hayatınızda bir yazar olma sıfatından bir adım uzaklaşıp 'Sezgin Abi' olma noktasına yaklaşıyor. Zira “Bugün Bize Kim Geldi”de okurlarıyla arasındaki mesafeleri kaldırıyor, “Sen beni vâr edersin ben seni. (...) Olur mu derler, olur, insan hiç görmediğini de özler; ben seni çok özlerim” diyor, onları bağrına basıyor. Bu büyük mektuba herkesi en sevdiğine emanet ederek son verse de Kaymaz “Bugün Bize Kim Geldi” ile bir anda evimizin kapısını çalıp, daimi misafirimiz oluveriyor. 
Etiketler: