DERYA ÜLKAR

 

 

Günlerin git gide kısaldığı, havaların çoğu zaman bulutlu, gökyüzünden de yağmurun eksik olmadığı sonbahara en çok yakışan ikilidir kitap ve kahve. Evde ya da bir kafede otururken zamanı değerlendirmek için de en iyi alternatiflerdendir, hele bir de hava yağmurluysa… Bir sonbahar günü, şiddetini arttıran yağmurdan kaçarken bir kahve dükkanına sığınmasıyla başlıyor Efehan’ın hikayesi. Kahve kitap ikilisine sığınan, yağmurdan kaçan insanlarla dolu mekanda boş masa bulmaya çalışırken yolu Nazan’la kesişiyor. Masasına oturmak için izin istiyor Efehan. Ve başkarakter için, kendi deyişiyle "Olağanüstü günler olağan bir şekilde başlıyor." 

 

 

 

 

Gökhan Yılmaz ilk kitabı "Bir Yıldız Kaydı Bir Aşk Sonsuz Oldu"da, kendisinden 20 yaş büyük bir kadına âşık olan üniversite öğrencisi Efehan’la, kariyerinin zirvesinde orta yaşlardaki gazeteci Nazan’ın hikayesi üzerinden hayatı, aşkı ve iş yaşamındaki zorlu mücadeleleri anlatıyor. Nazan’la tanıştığı gün, okuldan sıkıldığı rutin günlerin arasından sıyrılacağı bir maceraya başlıyor Efehan. Dolayısıyla Efehan'ın hayatının akışı tümüyle değişiyor. 

 

 

Roman, tesadüfen gidilen bir mekanın yarattığı tesadüflerin aşka ve bağlılığa dönüşme hikayesi bir bakıma. Efehan’ın kendisinden 20 yaş büyük sevgilisine tepki gösteren ailesi ve Nazan’ın tanınmış bir gazeteci olmasının getirdiği zorluklar etrafında; insanların hayata kariyer planlaması olarak baktığını, hayatın akışını değiştiren olağanüstü günlerin hep olağan başladığını akıcı bir şekilde anlatıyor.

 

 

Efehan ve Nazan’ın ilişkilerine gelen tepkilere, basında haklarında çıkan haberlere aldırmadan birlikte atlattıkları zor dönemlerin ardından, tek yapabildiği sıkıntı ve öfkeyi sigarayla geçirmeye çalışan Nazan, daha sakin ve mutlu bir kadına dönüşürken, okuldan nefret eden amaçsız bir öğrenci olan Efehan’ın hayatı anlam kazanıyor ve daha olgun birine dönüşüyor. Tüm zorluklara birlikte karşı gelmelerinin ardından her şey yoluna girdi derken Nazan’ın iş yaşamından kaynaklanan bir sorun ortaya çıkıyor.

 

 

 

 

Nazan, elinde bulunan ve siyasi nüfuzu olan bir politikacının, bir iş adamıyla girdiği kirli işlerin delillerini gazetede yayımlatmak istiyor. Ancak, bu ortaklığı konu alan bir yazı dizisi hazırlama çabası sonuçsuz kalınca da kitap olarak basma düşüncesi doğuyor ve Nazan'ın aldığı tehditler de artmaya başlıyor. Bu süreçte sevgilisi vazgeçmesini söylese de kariyer hırsı Nazan'ın gözünü karartıyor ve kitabı yayımlatma süreci işlerin karmaşık bir hal almasına neden oluyor.

 

 

Gökhan Yılmaz kitabında, işin içine para ve kariyer hırsı girince insanların ne kadar kötüleşebileceğini medya sektörüne gönderme yaparak anlatıyor. Bir aşk hikâyesi üzerinden kurgulanan romanda ölüm, hayatın akışının bir günde değişebileceği, sevgi ve bağlılık gibi konular irdeleniyor.