Ginny ve Adam Trustlove, yaşadıkları trajik olay yüzünden perişan olmuş bir halde İtalya’ya varırlar. Huzur dolu Orta Gölü kıyısında geçirecekleri iki sakin hafta, yaşamaya olan inançlarını tazelemek için tam da ihtiyaçları olan tatildir. Çok geçmeden, sadece 24 saat sonra, sessizlik bozulur ve kıyıya hareket gelir. Kaldıkları kayıkevinin yakınındaki villaya, zengin Marty ve güzel karısı Bea ile üç çocukları tatillerini geçirmek üzere yerleşir. Sale ailesi sakin göl kıyısını, maddi imkanlarının da etkisiyle üzerlerine sinmiş ayrıcalıklı ve kendinden emin havayla doldurur. Bu hava Ginny ve Adam’ın da ilgisini çeker ve birlikte zaman geçirmeye başlarlar. Sale ailesinin kızı Pippi, yeni tanıştığı genç ve çekici Zach’i bu arkadaş grubuna dahil ettiğinde ise işler karmaşıklaşır. Zach’deki şeytan tüyü, herkesi anında etkilerken eski sırların açığa çıkmasına da sebep olcaktır. Hatta şok edici yeni sırlar da yaratacaktır. Yine de hiç kimse, bu adamın hayatlarına girmesinin tesadüften başka bir sebebi olduğundan şüphelenmez.

 

Romandaki tüm karakterlerin en yakınlarından dahi sakladığı sırları var. Bazılarını çabucak öğreniyoruz, bazıları içinse birkaç bölüm beklemek gerekiyor. Örneğin; genç çift Ginny ve Adam’ın yaşadığı trajedi ancak ilerleyen bölümlerde aydınlanıyor. Okura bu sırları tahmin etmeleri için bir alan bırakılmış olsa da, özellikle sonlara doğru açığa çıkan bir tanesi tamamen sürpriz oluyor. Bu sırlar yüzünden, hikayenin geçtiği iki hafta gibi kısa bir süre içinde karakterlerin başına gelmeyen kalmıyor. 

İtalya'daki Orta Gölü'nde geçen “Başkalarının Sırları” ilk sayfadan itibaren okuru öykünün içine çekmeyi başarıyor. Hikayenin geçtiği mekan, karakterler için de oldukça iyi bir seçim. Hepsi kişisel problemler ve trajedilerle uğraşırken bir yandan da hayatta nerede duracaklarını çözmeye çalışıyor.

 

Orta Gölü'nün güzel ve huzurlu atmosferi, karakterlerin sırlarla dolu karmaşık yaşamlarıyla bir tezat oluşturuyor ve akıllara kazınıyor. İyi çizilmiş karakterlerin dünyasına giriyoruz, yaşadıkları çelişkilere tanık oluyoruz. Görünürde sağlam temellere dayanan ilişkilerin aslında yalanlar ve sırlarla dolu olduğunu, her an yıkılmaya hazır olduğunu anlıyoruz. Pippi’nin arkadaşı Zach, grupla tanıştığında karizmasıyla herkesi etkilediği ve kendine çektiği gibi, yıllardır ertelenmiş hesaplaşmalarla da sonunda yüzleşmelerini sağlıyor. Aslında ailelere en uzak kişi olan Zach, bir anda hikayenin merkezine oturuyor ve hayatları değiştiriyor.

 

Louise Candlish, aldatma, kürtaj, ölüm gibi zor konuları işliyor, fakat duygusal açıdan zor olan bu durumları anlatırken dengeyi kararında bırakıyor ve okuru etkilemek için duygu sömürüsü yapma hatasına düşmüyor. “Başkalarının Sırları”, özellikle bazı kadın karakterlerin oldukça iyi yansıtıldığı bir hikaye. Kitabın adındaki 'sırlar' her zaman yakında bir yerlerde, olay örgüsünün içinde ama yazar hepsini bir anda açığa çıkarmayarak merak hissini korumayı başarıyor. Sırlar ortaya çıktığında ise okura karakterleri yeniden değerlendirme, karakterlerin davranışlarını yeniden yorumlama ve bazen fikir değiştirme yolu açıldığı için kitap sıkıcı olma tehlikesinden kurtuluyor. Roman aile, arkadaşlık, kalp kırıklıkları ve aşka dair sorgulamalarla dolu. Karı-koca ilişkileri kadar, ebeveyn-çocuk ilişkisinde yaşanan zorluklar da masaya yatırılıyor. Zihin açıcı ve duygusal bir hikaye, Candlish’in rahat okunan tarzıyla birleşince ortaya sürükleyici bir roman çıkıyor.