Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Milliyet Kitap » » Çocuğu dağa çıkanların öyküsü .
Ağustos 2014

Çocuğu dağa çıkanların öyküsü .

Yavuz Ekinci son romanı “Rüyası Bölünenler”de yıllar önce dağa çıkan kardeşini aramak için memleketine dönen bir abinin yolculuğunu anlatıyor. Almanya’da başlayıp Kuzey Kürdistan’a uzanan bu yolculuk babalarını, oğullarını, kardeşlerini arayan birçok ailenin hikayesine dokunup Batman’da son buluyor.
Cihan Işık
 
Hikayeyi gözleri ve sözleri aracılığıyla takip ettiğimiz karakter Batmanlı Kürt bir ailenin üç oğlundan biri. Gençliğinde siyasi olarak aktif olan, işkence görmüş, infazı kararlaştırılmış bu genç, ardında her şeyi bırakarak Almanya’ya kaçar. Bu arada ailenin sessiz ve sakin en küçük çocuğu, babanın en sevdiği evladı Yusuf da dağa çıkmak için gizlice evden ayrılır. Baba Yusuf’un gitmesinden oğlunu sorumlu tutar. Aile bir daha bir araya gelemeyecek şekilde parçalanır. “Rüyası Bölünenler” ise suçlanmış ve evlatlıktan atılmış oğulun Batman’dan gelen bir telefonla babasının ölüm döşeğinde olduğu haberini almasıyla başlıyor. Artık 40 yaşında olan ve 18 yıldır Almanya’da yaşayan kahramanımız hala aranıyor olma ihtimalini de cebine koyarak Batman’a doğru yola koyuluyor.
 
Midyat, Habur ve Kuzey Kürdistan
Yavuz Ekinci bütün öyküsünü, öykünün ve anlatıcı karakterin dünyasını tek perspektiften anlatmayı seçmiş. Bu nedenle sık sık karakterin kendisi hakkındaki düşüncelerine de birinci elden şahit oluyoruz. Elimizdeki vaktiyle dağa çıkmadığı için kendinden nefret eden; korkak, onursuz ve hain olduğunu düşünen bir karakter. Bunu sık sık kendine ve okura tekrar eden karakterimiz ölüm döşeğindeki babasını ziyaret ettikten sonra, yıllardır haber alamadıkları Yusuf’u aramak için yola koyulur. Kahramanımız Midyat’a, Habur’a oradan da sınırı geçip Kuzey Kürdistan’a giderken yolda karşılaştığı insanların öykülerini de okura aktarıyor. Oğulunun kemiklerini arayan babalar, ailesinin mezar yerini bilmediği için her tepede dua okuyan anneler, köyü boşaltıldığı için yıllardır sürgünde yaşayanlar... Hepimizin artık çok iyi bildiği bir öykünün parçaladığı hayatlar sırasıyla önümüze dökülüyor. Yolculuğun devam edebilmesi için gittikçe daha kuşkulu kişilerle, daha tehlikeli rotalara yönelmek zorunda kalan kahramanımız gerillalar, kamplar, keleşler ve hava operasyonları arasında kardeşini aramaya devam ediyor.
 
Bölgenin ve insanlarının portresi
“Rüyası Bölünenler” kendisi de Batmanlı olan Yavuz Ekinci’nin üçüncü romanı. Bu kitabında bölgenin ve insanlarının bir portresini çizmeyi denemiş Ekinci. Fakat hem üslup hem de tavır olarak seçilen tekil perspektif çok boyutlu bir portrenin yaratılmasının önüne geçmiş. Sınırların çok net çizildiği, iyi ve kötünün hiç yanyana gelmediği, grinin pek uğramadığı bir dünya çiziyor yazar. Geçmişe dair saplantılı bir pişmanlığa sahip olan karakterimiz nesnelliğini kendine acıma seanslarında sık sık yitiriyor. Minibüste yol alırken tanışıtığı yaşlı amcanın yıllar sonra da olsa köyüne dönebilmesi ile değil, ilk başta köyünün nasıl yakıldığıyla ilgilenen karakterimiz, etrafında olan bitene yaklaşımına güzel bir örnek sunuyor. Ekinci öyküsünü ana karakterin ağzından aktarıyor. Dolayısıyla öykü sık sık kendine acıma ve öfke patlamalarıyla bölünüyor. Öykünün dış dünyayı ve olayları tasvir ettiği bölümler yalın ve akıcı bir dille zahmetsizce ilerliyor.
“Rüyası Bölünenler” özellikle konuya ilgili duyanlar için ilgi çekici bir okumalık.