Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Milliyet Kitap » » Duygu ve 'develeri'
Ekim 2014

Duygu ve 'develeri'

Anne ve babasını küçük yaşta kaybeden ve kaçırılıp işkenceye maruz kalan ve kitapla aynı adı taşıyan Duygu, kurtarıcıları Sedat, Ali ve Bekir'i yeni ailesi olarak kabul eder.
Fazilet Mıstıkoğlu
 
 
Duygu henüz 20’li yaşlarının başında, dışarıya karşı deli dolu görünen, içinde ise oldukça narin ve kırılgan bir genç kadındır. Küçük yaşında büyük acılar yaşar ve üzerinden yıllar geçse de o günlerin izlerini silmesi kolay olmaz. Anne ve babasını kaybeden, bir de kaçırılıp iki ay boyunca işkenceye maruz bırakılan Duygu’yu yalnızlığından ve zorlu hayatından kurtarıp ona kucak açan üç adam vardır; Sedat, Ali ve Bekir. İstanbul’un en belalı tipleri olarak tanınan bu adamlar, Duygu’yu ölmek üzereyken bulur ve kanatları altına alır. Duygu için aileden de öte olurlar. Onlara bağlılığını, “Bekir candı, Ali kandı, Sedat aşktı” sözleriyle anlatır. Mafya olmaları ya da gerektiğinde tavırlarından hoşlanmadıkları kimseleri gözlerini bile kırpmadan öldürmeleri Duygu’yu endişelendirmez. Kurtarıcısı olarak gördüğü üçlüyü iyi-kötü bütün yönleriyle sever ve kabul eder. "Develerim” dediği bu insanlardan kendisine zarar gelmeyeceğini bilir. Üçü de Duygu’nun üzerine titrer, mutlu olması için maddi ve manevi hiçbir fedakarlıktan kaçmaz.
 
Birbirlerinin ailesi
Her birini ayrı ayrı çok sevse de, Duygu’nun hayatında Sedat’ın daha özel bir yeri vardır. Tanıyan herkesin köşe bucak kaçtığı Sedat Kara’dan bir tek Duygu çekinmez. Duygu için Sedat; abi, baba, sevgili gibi etiketlerin ötesinde, tanımlanamayan bir yerde durur. Duygu’yu yedi yıl önce kurtardığından beri gözünün önünden ayırmaz. Her anından haberdar olmak ister, arayıp da cevap alamadığında bile hemen sinirlenir. Geçmişte yaşadığı travmanın etkisiyle Sedat’ın güven veren varlığına sıkıca tutunan genç kadın, onun istediği şekilde yaşamaya hazırdır. Aslında Sedat’ın Duygu için yaptığı her şey, geçmişin izlerinden kurtulup normal bir hayat yaşamasını sağlamak içindir. Ama ona karşı hissettikleri, işleri biraz karmaşıklaştırır.
 
Duygu’nun gözünden anlatılan romanda, onun geçmişte yaşadığı acı olayları öğrenirken bir yandan da bugünkü hisleri, hayal kırıklıkları, kıskançlıkları ve hayata tutunma gayretine tanık oluyoruz. 'Develeri' tarafından hep 'çirkin' diye sevildiği için güzelliğinin farkına varmayı unutan Duygu, yavaş yavaş kendini keşfeder. Bir yandan büyüyüp serpilir, diğer yandan da eskisi gibi Sedat, Ali ve Bekir’in küçük kardeşi olmaya devam eder. Onların mutluluklarını paylaşır, dert ortakları olur. Aileye katılan yeni üyeleri kendi kanındanmış gibi benimser. Hepsi birlikte büyüyen bu insanlar birbirlerinin ailesi olur.
 
Renkli karakterler
Yazar Işıl Parlakyıldız, “Duygu”yu önce Wattpad üzerinden yayınlamış. Uygulaması da bulunan bu siteye, basılmış bir kitabı bulunan ya da bulunmayan herkes yazdıklarını yükleyebiliyor. Yeni yazarlar keşfetmenin önünü açmayı amaçlayan bu platformda bölüm bölüm yayınlanan "Duygu", okurlar tarafından yoğun ilgi görmüş ve oldukça beğenilmiş. Bu yıl içinde ise Müptela Yayınları kitabın basımını üstlenmiş. Rahat okunan dili ve renkli karakterleriyle 672 sayfalık romanın nasıl geçtiği anlaşılmıyor bile. Karakterler arasında en gerçekçisi Sado namıyla bilinen Sedat Kara olmuş. Sevdiği insanı sahiplenmeyi uç noktalara taşıyan Sedat’ın benzerlerini ülkemiz kadınlarının çoğu kendi hayatlarına baktıklarında muhakkak ki görecektir.