Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Milliyet Kitap » » Endülüs ve Morişkolar
Temmuz 2014

Endülüs ve Morişkolar

Prof. Dr. Sefa Dereköy, "Morişkoların Şifresi"nde Endülüs'ten göç eden Morişkoların tarihi serüvenini mercek altına alıyor.
 
 
Kerem Atsu
 
 
 
Arapların Avrupa’ya yolculuğunda İber yarımadasını fethetmesiyle başlayan Endülüs Uygarlığı dönemi, tarihçiler için her zaman merak uyandırıcı gizlerle dolu oldu. Bu döneme dair asıl gizem ise, Morişko diye anılan, İberya’dan, yani yaşadıkları topraklardan kovulmamak için Katolik olan gizli Müslümanların yaşamlarıydı. Dünyada pek çok araştırmacının ilgisini çeken bu tarihsel dönemin gizlerini, Türkiye’den de Prof. Dr. Sefa Dereköy, “Morişkoların Şifresi” adlı kitabıyla, kısa sürede dünyanın en önemli bilim ve kültür merkezlerinden biri hâline gelecek olan Endülüs Devleti’nin ve sonradan Amerika kıtasına kadar uzanan Morişkoların izini sürerek deşifre etmeye çalışıyor. 
1469’da Aragon Kralı Ferdinand ile Kastilya Kraliçesi Isabella’nın evliliği ile İspanya halkının tek bir din ve millet etrafında toplanmaya başlamasıyla Endülüs’te yaşayan Müslüman ve Yahudiler için zor günler de başlamış oldu. Endülüslülerin zorla vaftiz edilmesi, binlerce kitabın yakılarak yok edilmesiyle başlayan süreç, yüz binlerce Müslüman’ın göstermelik de olsa Katolikliği kabul etmesiyle sonuçlandı. Tarihe gizli Müslümanlar olarak geçen Morişkolar, Endülüs Uygarlığı’nın değerlerini, hem İberya’da, hem de dağıldıkları dünyanın pek çok yerinde gizlice yaşatmaya devam etti. Bu değerler, etrafında oluştuğu kültürle, yazarın kitapta ipuçlarını sunduğu gibi bilim ve sanattaki pek çok gelişmenin önünü açtı. 
 
 
 
Bilim ve kültür merkezi
 
Prof. Dr. Sefa Dereköy, Müslüman Arap ve Berberilerin hakimiyetindeki Endülüs’te 'La Convivensia' adı verilen bir yönetim anlayışının uygulandığını ve farklı milletlere ve dinlere mensup insanların Müslümanlığın kuralları dahilinde barış içinde yaşadıklarını söyleyerek, bu uygarlığın ihtişamındaki en önemli unsurun sergilenen bu tolerans olduğunun altını özellikle çiziyor. Yazar, Endülüs’ün bilim ve kültür merkezi olarak o yıllarda bu kadar öne çıkmasının nedeni olarak da, Maveraünnehir ve Horasan’daki Türklerin felsefesi ile kaynaşan Çin ve Hint uygarlığının etkilerini gösteriyor. “Bu ortak felsefenin, Eski Yunan ve İskenderiye bilim ve kültürüyle buluşması sonucu Bağdat’ta Hikmet Evi ortaya çıkmıştı,” diyen yazar, Endülüs Uygarlığı’nın aslında bu Hikmet Evi’nin Avrupa’ya bir uzantısı olduğunu söylüyor.
 
 
 
Geniş bir dönem
 
Kitapta Morişkoların tarihin akışını nasıl değiştirdiğine dair yer alan tezlerden birisi de Endülüs’ün yıkılmasıyla Osmanlı’nın yükselişinin aynı döneme denk gelmesi. Yazara göre, Endülüs’ün Avrupa halklarına soluk aldıran İslam anlayışı, Osmanlı’nın Avrupa’daki varlığının da önünü açtı. Rönesans’ın ve Avrupa’da dinde reform hareketlerinin de Endülüs deneyimi ve Morişkolarla ilişkisi olduğunu iddia eden yazar, Ortaçağ Avrupası’ndan Kuzey Amerika’daki Hollanda kolonizasyonuna, oldukça geniş bir tarihsel dönem içinde, Şükran Günü ritüelinden Pilgrimlerin teolojisine kadar olaylar ve kavramlar üzerinden detaylı bir analize yöneliyor kitapta. Bu analizler arasında Kuzey Amerika’yı kuran felsefenin gerçekte İslami Puritan düşünce olduğu da yer alıyor. Puritan düşüncenin de I. Elizabeth dönemindeki reformistlerin Endülüs ve Osmanlı ile ilişkileri neticesinde ortaya çıktığını iddia ediyor yazar.
 
 
Aynı şekilde, Kuzey Amerika’da kutlanan Şükran Günü’nün de Morişkolarla ilişkili olduğunu, bu dini ve ulusal günün klasik Hıristiyan öğretilerinin dışında yer aldığını, gerçekte Pilgrimlerin Ramazan ve Kurban Bayramı’nı Şükran Günü aracılığıyla kutladıklarını, çeşitli kaynakları işaret ederek kitapta anlatan yazara göre, Pilgrimler, “Avrupa’da yaşanan engizisyondan kaçan, kendilerini gizleyen ve zulüm görmüş; ancak yüksek seviyede ruh olgunluğuna ulaşmış Türk ve Morişko kökenli bir topluluk” olarak nitelendiriliyor.
 
 
Descartes’ın Morişko kökenli olmasından Daniel Defoe’nun “Robinson Crouse” adlı kitabındaki Morişko çocuk Xury’e, klasik Batı müziğinden Amerika kıtasının keşfine, laleleriyle ünlü Hollanda ve Osmanlı arasındaki kültürel etkileşimde Morişkoların oynadığı rolden Kalvinizmin İslam’la ilişkisine kadar pek çok şaşırtıcı bilgi ve iddianın yer aldığı kitap, tarihin içinde gizemli bir yolculuğa çıkarıyor.