Milliyet Sanat
Ekim 2014

Esaret, kaderi mi?

Konusunu tarihten alan kurgusal romanlar yazan Demet Altınyeleklioğlu yeni kitabında Cem Sultan’ın trajik hikayesini kronolojik sıra gözeterek kaleme alıyor.
Buket Öktülmüş
 
"Bozkır Çiçeği Cem Sultan", son yıllarda peş peşe, Osmanlı haremine odaklanan ve cariye sultanları konu edinen romanları ile dikkat çeken Demet Altınyeleklioğlu’nun yeni kitabı. Bu kitabı da dahil olmak üzere, kitaplarının hiçbirinin tarihi roman olmadığını belirten yazar gayesini, “Konusunu tarihten alan kurgu roman yazmak” olarak ifade ediyor.  
 
"'Sultanlar' serisinde Osmanlı Sarayı’nda kadınlara ve harem hayatına odaklanmıştım, fakat aklımın bir köşesine bu kadınların hayat verdiği ve hatta çoğunun bir gölge gibi arkasında durduğu, koruyup kollayarak iktidar hırsıyla beslediği şehzadeler de vardı,” diyen Altınyeleklioğlu, "Şehzadeler" serisini, "Bozkır Çiçeği Cem Sultan" romanı ile başlatıyor.
 
Bir söyleşide kendisine yöneltilen “Romanlarınızı tarihsel gerçeklere mi yoksa hayal gücüne mi dayandırıyorsunuz?” sorusunu, “Tarihte üç şey var, bilinenler, az bilinenler, bilinmeyenler. Kurgucunun beslendikleri bunlar. Bilinenler tabanı oluşturuyor, bunlardan sapma yapman imkansız. Az bilinenler, kurgunun gidişatına göre benim yorumuma kalıyor. Hiç bilinmeyenler bölümünde ise uçabiliyorum,” diye cevaplayan Altınyeleklioğlu’na göre, “Yaratıcılık, bilinmeyenler bölümünde başlıyor.” 
 
Roman, dönemin Fransa Kralı VIII. Charles’ın danışmanı, tanınmış devlet adamı Sanuta Laurent’dan yapılan bir alıntıyla açılıyor: “Cem’in Osmanlı tahtına geçmemesi Hıristiyan âlemi için Tanrı’nın bir lütfudur.”  
 
Bu, yağmurdan kaçarken doluya tutulan, Cem Sultan’ın sığındığı Batı’nın onu nasıl gördüğü ile ilgili bir alıntı: Kesinlikle tahta çıkmaması gereken tehlikeli bir düşman.
 
Bilinenler ve hiç bilinmeyenler
Aynı Sanuta Laurent, La Pouet Şatosu’ndaki esaretinin beşinci yılında, Fransa Kralı VIII. Charles ile birlikte, Cem Sultan’ı ziyaret ettiğinde ona “Ölüm peşinizde. Biz size misafir demeyi tercih ediyorduk, ama haklısınız. Aslında tutsaksınız. Ama biz değil, siz kendinizi esir etmişsiniz,” diyebilen biri (s. 444). 
 
Altınyeleklioğlu'nun romanı, Cem Sultan’ın trajik hikâyesini kronolojik sıra gözeterek anlatıyor. Kurgunun üç sacayağı var: Bilinenler, yarı bilinenler, hiç bilinmeyenler. 
 
Öldürülme korkusu
Bugüne kadar Osmanlı sarayında cariyelikten sultanlığa tırmanan kadınların öykülerini kadın gözüyle yazan, tarihi gerçeklerden kopmadan olaylara ve kahramanlara yeni hayatlar, yeni kişilikler giydiren, onların travmalarını, duygularını konuşturan Demet Altınyeleklioğlu, hayatı ile ilgili ayrıntılar pek konuşulmayan Şehzade Cem'in yaşamını da kadın gözüyle sorguluyor.
Yeleklioğlu, çocukluğunda hiçbir iktidar hırsı olmayan genç şehzade Cem'in birden bire Osmanlı tahtına göz dikmesine, Padişah olan üvey ağabeyi Sultan Beyazıt'a başkaldırmasının arkasında çocukluğundan beri yaşadığı öldürülme korkusunın yatıp yatmadığına kadar pek çok konuyu irdeliyor. 
 
Fatih Sultan Mehmet'in küçük oğlu Şehzade Cem'in kısacık hayatına ve tarihin onun hakkında verdiği hükme, Demet