Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Milliyet Kitap » » Eyvah 40 ise vah vah nedir?
Eylül 2014

Eyvah 40 ise vah vah nedir?

Ayşe Kardeşoğlu "Eyvah 40"ta 40'lı yaşlarına gelmiş okurlarına rehberlik ederken kendi deneyimlerine de yer veriyor.
 
Buket Öktülmüş
 
Kitabın adı, "Eyvah 40". Yazarı, Ayşe Kardeşoğlu. Künye, kısaca bu sözlerle anlatılabilir. Kitabın kapağından tam bir şenlik havası yayılıyor. Zemin gri. Aslında alt kısım koyu gri, yukarı doğru renk giderek açılıyor. EY ile VAH, açık tonlu gri üstüne, alt alta ve büyük harflerle yazılmış. Heceler, üstte leylak rengi tonlarına altta koyu mor renge sahip. Vah’ın a’sı üstünde bir oje şişesi, h’si üstünde kapaksız, sonuna kadar açılmış bir kırmızı ruj var. Altta a ile h, kırmızı bir sutyenle birbirine bağlanıyor. "Ah" diyor sanki sutyenin bağladığı iki harf. 
 
Kırk, rakamla ve kocaman yazılmış: 40 ve hem 'ey' hem de 'vah’ın karşısına gelecek şekilde yerleştirilmiş. Bu iki hece birlikte, neredeyse kırk kadar yer kaplıyor. 40’ın üstünde, hani 'vah’ta sonuna kadar açık bir kırmızı ruj vardı ya işte onun bolca sürüldüğü dudakların verdiği, bir öpücük izi yer alıyor. Vah ile 40 arasında turkuvaz renkli, 15 - 20 santim uzunlukta sivri topukları olan bir çift ayakkabı var. 40 rakamının 0’ı ise altında kıvrılan mezura ile hareketlenmiş. Kapak tasarımının da eğlenceli bir tarzda anlattığı gibi, buradaki 40, yaş anlamına geliyor. Kırk yaş ve kadın! 
 
İdrak edilen kırk yaş bir kadına neler yaptırmaz ki... Kitap bile yazdırır aslında. Bunu biliyoruz. Kitapta da belirtildiği gibi, körleşme eşiği grubuna dâhil, gözlüksüz göremeyenler sınıfındanım. Bunu zaten biliyorum. Bence, ikide bir söylenmesine gerek yok. Kırkını geçmiş biri olarak yapabileceklerimin ve yapamayacaklarımın sık sık söylenmesi beni 'eyvah' üstüne düşünmeye sevk etti beni. Neden 'eyvah' diye sordum kendime. Nedenini didiklemeden önce, “eyvah” ne demek, ona bakmakta yarar var gibi. 
 
İç dünyaya dönme eşiği
Direkt, doğrudan, en yalın, kısacası sözlük anlamına bakalım: “Beklenmedik, kötü, hoşa gitmeyen bir haber veya olay karşısında duyulan acınma, üzülme sözü" olarak tanımlanıyor 'eyvah'. Beklenmedik, yani birdenbire, ansızın olan anlamında. 
 
40 yaş, öyle birdenbire vuran, ansızın gelip çatan bir durum mudur? Hoşa gitmediği apaçık görünse de kötü bir durum mudur? 
 
Acınma, üzülme gibi durumlara yol açar mı? Bir metnin nasıl giriş, gelişme, sonuç gibi bölümleri varsa insanın da doğum, ergenlik, yetişkinlik, yaşlılık gibi evreleri yok mudur? Bu evreler genellikle insanın maddi yapısı ile ilişkilendirilse de her birine özgü sosyal, psikolojik, manevi süreçler yok mudur?
Sadece dışa bakılarak yargılandığında eyvah çektiren bir durumun içte bambaşka mayalanması pekâlâ mümkün değil midir?
 
Bizler ölümlü varlıklarız ve 40 yaş bir eşik. Gözlerin artık yavaşça içe doğru döndürülmesi gerektiğini bize fısıldayan bir eşik.
 
Mesafeli duranlara
Ayşe Kardeşoğlu’nun beş bölümden oluşan kitabında, kafada yaratılan sorunun tespitinden geçmişte icra edilen gençlik aktivitelerine duyulan özleme, ‘bana neler oluyor?’ sorusundan yaşlanmayı kabullenmeye, orta yaş krizinden orta yaşa gelindiğinin anlaşılmasına, orta yaşlı kadının ödevlerinden kırklı yaşlarda kendini nasıl hayal ediyordunuz sorusuna kadar onlarca madde yer alıyor. Kardeşoğlu, kitabıyla ilgili olarak şu cümleleri kuruyor: "Yazana ve söylenene bakma. Oku ve gör, yaşın gerçek anlamda kaç? Bir rehber kitapla baş başasın. Eyvah mı diyeceksin? Yoksa, yok daha neler neler mi göreceksin. Ama şu bir gerçek ki, okurken çok eğleneceksin." 
 
Kardeşoğlu'nun kitabı tam da 40'lı yaşlara mesafeli duranlara göre...