Farklı Noel hikayesi sevenlere
E. NİDA DİNÇTÜRK
Yılbaşının kar teması, kırmızılarla yeşillerin altın ve gümüş renklerle buluşması, parıldayan ışıklar, süslenmiş vitrinler, hediyeler... Kimimiz için yılın en güzel zamanı, kimimiz için kapitalist sistemin bir başka tuzağı. Sonuç olarak, tüm dünyanın aynı coşkuyla paylaştığı tek özel gün olma özelliğini uzun bir süredir koruyor yılbaşı. Buluşulan ortak payda ise malum: Bir takvimi bitiriyor olmak. Yılbaşının çoğunlukla da mutlulukla ya da umutla bağdaştırılıyor oluşu bundan olsa gerek. Ama tüm bu coşkuya, yapılan renkli partilere, çekilen tombalalara, geri sayımlara rağmen yeni yılı aynı heyecanla karşılamayı reddeden bir güruh var. İşte onlar, yılbaşı gecesini korku filmleri izleyerek geçirenler, yılbaşı temalı korku öykülerinin sadık okurları. Zaten aslında yılbaşı, Hollywood menşeili onca mutlu Noel filmine karşın korku türü için gerçekten zengin bir fondur. Bilgi Yayınevi etiketiyle çıkan “Karanlık Yılbaşı Öyküleri: Aralıktan Sızan Karanlık” bunun en güncel ispatı.
Yerli derleme
Özlem Ertan, Mehmet Berk Yaltırık, Kubilayhan Yalçın, Demokan Atasoy, Gülbike Berkkam, Uğur Kılınç, Funda Özlem Şeran, Uğur Batı, Murat Baykan, Işın Beril Tetik, Alper Kaya, Orkide Ünsür ve Galip Dursun’un karanlık öykülerini bir araya getiren kitap, doygun bir yerli korku edebiyatı seçkisi.
Orkide Ünsür’ün derlemesiyle oluşan kitap, 13 korku öyküsünü bir araya getiriyor. 13 farklı öykü, 13 farklı üslubun da kapısını aralıyor. Bazen paranormal, bazen bir günahkarın peşinde, bazen polisiye, bazen bir sapkının gözünden gördüğümüz bu öyküler, tüm gerilimseverlere hitap ediyor. Kitapta her bir öykü kendi dünyasını yaratıyor ve kendi imgeleriyle yoluna devam ediyor. Bazı öyküler masalsı bir üslupla gerçeklik zemininde kendine bir yer edinme çabası gütmeden akıp giderken bazıları ise sinirleri bozmayı başaracak derecede gerçekle bağını korumaya çalışıyor. “Karanlık Yılbaşı Öyküleri”, yılbaşının tüm o sıcak, sevimli ve canlı atmosferiyle mücadele ediyor. Çoğumuzun zihninde huzurla bağdaşmış olan kar, öykülerin çoğunda kaçması imkansız bir hapishane, insanı çıldırtacak bir sonsuzluk algısı olarak imgeleniyor. Bazense bir silaha dönüşüyor.
İki ortak nokta
Hepsi birbirinden farklı tarz ve kurgularda yazılmış bu öyküler sadece iki ortak noktada buluşuyor: Yılbaşı ve ölüm. İnsanlığın en büyük korkusunun her nasıl gerçekleşeceği çok da önemsenmeden- ölüm olduğu, bu öykülerde bir kez daha ortaya çıkıyor.
Yeni yılla ilgili edebi bir eserden bahsedilecekse akıllara ilk önce Charles Dickens’ın “Bir Noel Şarkısı” gelir. “Karanlık Yılbaşı Öyküleri” de bu yılın sonuna yaklaşırken Dickens’ı daha erken hatırlamamız için bir fırsat. Kitabın soğuktan ve yeni yıldan beslenen fonu, bunun öncelikli sebebi gibi görünse de Dickens’ın hayaletler aracılığıyla zamanda yolculuğa çıkarttığı Scrooge karakteri, kitapta yer alan bazı ibret öyküleri sayesinde bir kez daha hatıralara geliyor. Dickens “Bir Noel Şarkısı”nı her ne kadar bir korku öyküsü olarak kaleme almamışsa da eser bir yeni yıl klasiğine dönüştüğü, insani öyküsüne rağmen hayaletleriyle hafızamıza kazındığı için, anmadan geçmek mümkün değil.
Scognamillo’ya saygı duruşu
Fakat “Karanlık Yılbaşı Öyküleri”ni anlatabilmek için en doğru adres, kitabın da ithaf edildiği büyük korku ustası Giovanni Scognamillo. “Karanlık Yılbaşı Öyküleri”ndeki kar teması, Türkiye’deki korku edebiyatının önemli ismi olan Scognamillo’nun özellikle “Dehşet Öyküleri” kitabında karşımıza çıkan kar temalı öykülerini anımsatıyor. Scognamillo’nun bu öykülerde atıfta bulunduğu içimizdeki canavarlar da “Karanlık Yılbaşı Öyküleri”nde yer yer karışımıza çıkıyor. Bu anlamda kitap, ithafta bulunduğu ustanın ayak izlerini takip ediyor, her bir öyküsüyle ona selam gönderiyor.
Herkesi mutlaka yumuşak karnından vurup onun için unutulmaz olmayı başarabilecek etkideki bu öyküler yeni yıl arifesinde, karanlığa doğru aralanan bir kapı hüviyetinde. Yeni yılın gerisinde, caddeler yavaş yavaş renklenmeye, ışıklanmaya başlarken “Karanlık Yılbaşı Öyküleri”, ışıkları kapatmak isteyen okurlarla buluşmayı bekliyor.