Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Milliyet Kitap » » Halit vurdu gol oldu
Mart 2015

Halit vurdu gol oldu

Futbola tutkuyla bağlı olan Halit Kıvanç spiker, yazar, gazeteci ve iyi bir futbol yorumcusu olarak bütün anılarını "Futbol! Bir Aşk"ta harmanlad
Cihan Işık
 
Halit Kıvanç medya tarihimizin köşe taşlarından. Gazetenin, radyonun, televizyonun nereden baksanız altı kuşağının 'Halit Abi'si “Futbol Bir Aşk”ta, bir yandan tarihe tanıklık ediyor bir yandan da kendi tarihini, tıpkı anlattığı maçlardaki gibi tutkuyla okuruna aktarıyor. Kitabına, "O meşin yuvarlağı ilk nerede gördüğüm önemli," diye başlıyor. Futbol aşkıyla yoğrulmuş neredeyse bir asrı, dünya kupalarını, Pele’yi, yıllarca herkesten sakladığı Fenerbahçe aşkını anlatıyor.
 
İstanbul Fatih’te, henüz yolda tek başına yürümesine izin verilmeyecek yaştayken kağıttan yapılmış derme çatma bir topun peşinde koşanları izliyor Kıvanç. Futbolla ilk karşılaşmasını böyle anlatıyor. Yine büyüklerinin elinden tutumuş yürürken Fenerbahçe stadını görüyor, yıllarca mesleğine zeval gelmesin diye gizlediği Fenerbahçeliliği de işte o an başlıyor henüz bebek sayılabilecek yaştaki Kıvanç'ın. Kağıttan yapılan toplar yerini bezden dikilenlere, bez toplar plastiklere, plastikler ise meşin yuvarlağa bırakırken Halit Kıvanç da, İstanbul Üniversitesi’nde hukuk eğitimini tamamlamış, birkaç aylığına Doğu'da hakimlik ve avukatlık yapmayı denemiş sonrasında ise kaçınılmaz olarak o meşin yuvarlağın çekim alanına kapılarak İstanbul’a dönmüştür. Üniversite yıllarından beri hobi olarak yaptığı gazetecilik ile tutkunu olduğu futbolu bir potada eritmeye başlamıştır artık.
 
İlk Dünya Kupası
Kitabına çok kısa bir girizgahla başlıyor Halit Kıvanç. Dolu dolu yaşadığı ömründe futbolla kesişmeyen bölümler bu kitabın konusu değil. Tarihin ilk Dünya Kupası’ndan da söz ediyor; ilk kez anlattığı maçı, dünyada Pele ile röportaj yapan ilk gazeteci oluşunu, efsanevi Fener-Cimbom-Beşiktaş derbilerini de aktarıyor okuruna. Kore’ye 7 attığımız, Almanya’dan 8 yediğimiz maçları sanki dün oynanmış gibi aynı heyecanla ve kimi zaman da orijinal kayıtlardan alıntı yaparak sıralıyor Kıvanç. 1954’te yerinde izlediği Dünya Kupası’nda çok da başarılı olamayan Türkiye Milli Futbol Takımı için, "Bir dahaki sefere daha iyisini yaparız," demiş o zaman Kıvanç. Ama, "Bir dahaki sefer için 48 yıl beklememiz gerekeceğini nereden bilebilirdim ki?" diye soruyor bu ilk kupadan tam 60 yıl sonra yazdığı kitabında. 
 
Ardı ardına dizilmiş, ama anakronik kısa bölümlerden oluşuyor kitap. Öyle bir hava ve tempoda kaleme almış ki anılarını, arada sanki okuruna “Burayı unutmayalım, döneceğiz,” deyip onlarca yıllık bir zaman yolculuğuna giriveriyor. Not düştüğü yerlere de illa ki dönüyor usta isim. Tabii kaçınılmaz olarak birçok maçı da tekrar anıyor Halit Kıvanç. Kendi deyişiyle, en sevdiği, en çok anlatmak istediği şey de gol. Kıvanç’a göre bütün insanlar dünyaya gol atmak için gelmiş. Öyle ya da böyle, metaforik bir topun peşinde, gol atmanın peşinde geçiyor ömür yazara göre. 
 
Geriplikler, beyaz yalanlar
“Futbol Bir Aşk”, birkaç açıdan entersan bir kaynak olma özelliği de taşıyor. Halit Kıvanç, futbol takımlarımızın peşinde Avrupa’yı köşe bucak arşınlayıp önce radyo, sonra televizyon üzerinden milyonlara maçları aktarırken bir yandan da Türkiye’de medyanın, futbolun gelişimine tanıklık ettiriyor okurunu. Radyolu yıllardan ilk yerli televizyon kanalımız İTÜ TV’ye, TRT’nin kuruluşuna ve ilk naklen yayınlara uzanan bir süreçten bahsediyoruz. Arada tabii ki geçiş dönemlerine has garipliklerden de dem vuruyor Kıvanç. Mesela maç tekrarlarının sinemalarda gösterildiği, bu görüntüler üzerine sahnede 3 gün boyunca maç anlatan spikerlerin olduğu bir dönem gibi... 'Maç 45'likleri' de yine insanın yüzüne bir tebessüm bırakan ayrıntılardan.
 
Tebessüm etmek demişken, kitapta Halit Kıvanç’ın rehberliğinde şimdi futboldaki sponsorlukların, forma satışlarının, göğüse alınan reklamların olduğu dönemin öncesine tanıklık etmek de ayrı bir lezzet sunuyor. Uçaktan korktuğu için Moskova deplasmanına gitmeyen futbolumuzun efsane isimlerinden Fenerbahçeli Lefter’i, bir sonraki maçta beyaz bir yalanla kandırıp uçağa bindiren Halit Kıvanç’tan başkası değildir. Tabii ki her şey, her zaman güllük gülistanlık da olmaz. Kariyeri boyunca iki ihtilal gören Kıvanç, bir süre futboldan da uzak durmak zorunda kalır. İlerleyen yıllarda Futbol Federasyonu Başkanlığı da önerilen Kıvanç, bu teklifi geri çevirir. Kitabında bu olayı anlatırken önce, "Sunucudan federasyon başkanı mı olurmuş?" diye soruyor Halit Kıvanç, sonra da ekliyor: "Şikenin bu kadar ayyukka çıktığı; sahada hakemin, deplasmanda oyuncuların can güvenliğinin dahi olmadığı bir ortamda federasyon başkanı ne yapabilirdi ki?" Şimdi de buradan bakınca işlerin pek değişmediğini görmek de ayrıca üzücü geliyor...
 
“Futbol Bir Aşk”, futbola gönül verenler için önemli bir kaynak. Futbolla alakası ender gelişen 'Osasuna atakları' kıvamında olanlar için de tarihte bir yolculuk, bir anı defteri niteliğinde tutkuyla bağlı olduğu sporun icracısı olmasa da anlatıcısı olmayı başarmış bir adamın öyküsü.