Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Milliyet Kitap » » Hep genç kalan Ares!
Mayıs 2015

Hep genç kalan Ares!

Derviş Zaim'in romanının ana karakteri Selim, Titorelli isimli bir yazarın 'Albatros' isimli romanını filme çekmek ister ve filme kaynak bulmak için hem arkadaşlarını seferber eder hem de kaynak bulmak için çabalayıp durur.
"Ares Harikalar Diyarında"
Derviş Zaim
İthaki Yayınları
Fiyatı: 25 TL
Roman
 
ŞENAY AYDEMİR
 
Derviş Zaim, 1996 tarihli "Tabutta Rövaşata" ile girdi hayatımıza. Türkiye sinemasının mihenk taşlarından birisi olarak kabul edilen bu filmin ardından Zaim’in serüvenini de hep sinemacı olarak takip ettik. Zaman ilerleyip yeni filmler eklendikçe kariyerine biz de onun fikirlerini, hayata dair algılarını çok daha yakından tanıdığımızı zannettik. 1992 yılında yazdığı ve o yıl Yunus Nadi Roman Armanağı’nı kazanan, iki yıl sonra Alfa Yayınları tarafından okurla buluşturulan romanı “Ares Harikalar Diyarında",  Derviş Zaim için yeni bir kapı aralıyor oysa. Kitap, yayımlanışının üzerinden 21 yıl geçtikten sonra bu kez İthaki Yayınları etiketiyle karşımızda. Bütün filmlerini izlediğimiz, hakkında yazılar kaleme aldığımız, röportajlar yaptığımız Zaim’in ihmal edilmiş (kendisinin de ihmal ettiği) bir yönüyle tanışmak keyifli bir deneyim. 
 
Karakterin bilinç akışı 
 
Sargasso Üniversitesi kampüsündeyiz (Sargasso, Atlas Okyanusu’nun ABD’ye yakın tarafında belli bölümlerinde yosunların bir ada görüntüsü oluşturduğu deniz. Aynı zamanda Jules Verne, “Denizler Altında 20 Bin Fersah"ta bahseder. Ama kitap buna mı gönderme yapıyor bilinmez!). Hikayemizin ana karakteri Selim, Titorelli isimli bir yazarın (Kafka’nın 'Dava'sındaki mahkeme ressamı mı?) 'Albatros' isimli romanını filme çekmek istemektedir. Selim, filme kaynak bulmak için hem arkadaşlarını seferber eder hem de üniversite rektöründen, eski mezunlardan kaynak bulmak için çabalayıp durur. 
 
Derviş Zaim, bu kitaptan sonra “Neden yeni bir roman yazmadınız?” sorusuna “Filme çekilme ihtimali olmayan bir şey yazmam lazımdı,” şeklinde yanıt veriyor. Aslında “Ares Harikalar Diyarında” da üzerinde kalem oynatılma ihtimali az olan romanlardan. Çünkü okurken karakterin bilinç akışına kapılarak kendinizi kanlı bir film sahnesinin ortasında buluyorsunuz, tam ne olduğunu anlamaya çalışırken içkinin ve ergen saçmalıklarının havada uçuştuğu bir üniversite evi partisine, oradan neyin gerçek neyin kurmaca olduğunu anlayamadığınız başka bir ortama sürüklüyor sizi anlatı. 
 
Postmodern karmaşa
 
Bu tam da yazarın yapmak istediği şey. Bir tür ‘Harikalar Diyarı’ tasavvuru. Bir tür genç aklının hayalle gerçeği, kendisi ile gölgesini birbirine karıştırdığı evren.
 
Birçok gelişmenin aynı anda ortaya çıktığı ve zamanı daralttığı bir andan, zamanın genişleyip hiçbir şey olmuyormuş gibi yerinde saydığı başka bir ana hızlıca geçme deneyimi. 
 
“Ares Harikalar Diyarında”da, '90’lı yılların entelektüel dünyasını avucunun içine alan postmodern karmaşanın izlerini görmek de mümkün. Zamanın ve mekânın belirsizleştiği, gerçek ile yansımanın birbirinin yerine geçtiği, her şeyin aynı anda olduğu (ya da aslında hiç olmadığı), ‘modern’ aklın yetersizliğinin ispatlanmaya çalışıldığı; birçok yaratıcının da bunu felsefi bir derinlikten çok ‘biçimsel’ olarak ele alıp işler ürettiği bir dönemin meyvesi hiç kuşku yok ki. 
 
Ama bu romanı diğerlerinden ayıran iki yönü var. Birincisi: Derviş Zaim’in romandan sonra devam ettiği sinema macerasının bu girizgah ile olan tutarlılığı ve bugün geldiği nokta. İkincisi: Dönemin benzer birçok eseri işlevlerini tamamlayıp bir köşeye atılmışken, “Ares Harikalar Diyarında”nın kendisini yeniden var edip okurun karşısına çıkabilecek tazelikte kalması. 
 
Derviş Zaim külliyatının, döngüsünü tamamlaması; hikayenin başladığı noktanın, bambaşka bir formda ve dönemde sona eklemlenmesi gibi bir anlamda bu roman.