Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Milliyet Kitap » » İki kızkardeşin öyküsü
Nisan 2015

İki kızkardeşin öyküsü

Daniel Wallace'ın "Bir İpek Böceği Masalı", efsunlu bir kasabada yaşayan iki kızkardeşin geçmişleri ile ve birbirleriyle yüzleşmeleri üzerine fantastik bir roman.
Burcu Kolat
 
"Büyük Balık" kitabı yönetmen Tim Burton tarafından sinemaya uyarlanan yazar Daniel Wallace'ın Türkçeye henüz çevrilen "Bir İpek Böceği Masalı”, iki kız kardeş olan Helen ve Rachel McAllister’ın hayatlarını konu alıyor. Kardeşler dünyanın en kaliteli ipek kumaşlarının üretildiği, sokakları renkli dükkanlarla ve mutlu insanlarla dolu Roam isimli kasabada yaşar. Ancak 'lanetli' bir kasabadır burası ve kasabanın lanetinin sebebi bu iki kızkardeşin dedesidir. Fantastik figürlerin yaşadığı (hatta hayaletlerin olduğu), etobur kuşların uçtuğu ve insanlara hayat veren büyülü suların aktığı bu kasabanın kuruluşu sırasında dedelerinin yaptığı kötülüklerin laneti torunlarının peşini hayatları boyunca bırakmaz. Kardeşlerden büyük olan Helen hırslı, olumsuz ve bazen sevdiklerine bile zarar verecek kadar acımasızdır. Rachel ise Helen’ı kıskandıracak ve herkesi kendine hayran bırakacak kadar güzel, naif ve kırılgandır. Bu güzel kız aynı zamanda görme engellidir ve bu yüzden ablasının sınırlarını çizdiği bir hayat yaşar.
 
Ona göre, ablası Helen’ın söylediği her şey doğrudur. Rachel, hayatını saran koca bir yalan çemberini fark edemez zira Helen, Rachel'a anne ve babalarını kazada kaybetmelerinden sonra başka bir seçeneği tanıma şansını vermez. O kazadan sonra, birbirlerinden başka kimseleri kalmaz. Helen, gözleri görmeyen kardeşine bakma yükümlülüğünün altına girmekten rahatsız olsa da buna mecbur kalmıştır.
 
Ormandaki Çinli bilge
Bitmeyen bir öfke ve kederin altında yükünün daha da ağırlaştığını hisseden Rachel bir gün kasabayı terk eder. Tek amacı kendi ayaklarının üzerinde durmak olan Rachel, gözlerinin görmemesinin kendisine engel olmadığı bir hayat yaşamayı ister. Bu sayede ablasını da kendi yükünden kurtaracak ve ikisi de kendi hayatlarını yaşayacaktır. Ancak bu gidiş, Helen’ı düşündüğünden fazla sarsar. Tek başına kalınca kendi eksiklikleriyle, olumsuzluklarıyla ve içindeki öfkeyle daha çok yüzleşir. Arkadaşları Jonas ve Digby ile Rachel’in izini sürerler ancak hiçbir yerde bulamazlar. Helen zamanla umudunu yitirir ve kardeşinin öldüğünü düşünür.
 
Rachel ise bir ormanda kendine başka bir hayat kurar. Âşık olduğu Markus sayesinde, hayatı boyunca görmediği gerçeklere vakıf olur ve zamanla bu duruma öfkelenir. Artık ablası Helen'la görülecek bir hesabı vardır. Zira, dedesinin kasabayı kurarken yaptıklarını öğrenmek Rachel'a ağır gelmeye başlar. Genel hatlarını öğrense de tüm ayrıntılarıyla merak ettiği bir geçmişi vardır artık. Kendisi gibi ormanda yaşayan Çinli bilge Ming Kai, ona affedici olmayı tembihler ve içindeki öfkeyi hafifletmeye yardımcı olur.
 
Rekabet ve sevgi
Rachel, ablasından yaşananların hesabını sormak için uzun bir yolculuğa çıkar. Ablasıyla yüzleştiğinde kasabada yaşadığı her şey onu yeniden rahatsız eder. Ancak konuştukça, tüm yaşananlara rağmen iki kardeş de birbirlerini çok sevdiklerini anlar ve geçmişin üzerine bir sünger çekmeye karar verir. "Büyük Balık"ta bir baba oğul hikayesi anlatan Daniel Wallace, "Bir İpek Böceği Masalı"nda rekabet ve sevginin insanı nasıl değiştirebildiğini gösteriyor.