Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Milliyet Kitap » » İnsan Fotoğrafı Çekmek İçin Bu Kitabı Okuyun
Ekim 2016

İnsan Fotoğrafı Çekmek İçin Bu Kitabı Okuyun

Selfie çağında insan fotoğrafı çekmekİngiliz yazar ve fotoğraf sanatçısı Henry Carroll, “İnsan Fotoğrafı Çekmek İçin Bu Kitabı Okuyun” adlı kitabında fotoğraf çekmek isteyenlere işe yarar tavsiyelerde bulunuyor.
Henry Carroll
Çevirmen: Sedef Özge
Remzi Kitabevi 
FOTOĞRAF
 
FİSUN YALÇINKAYA
 
Günümüzün en hızlı tüketim malzemelerinden biri olan fotoğraf görsel anlatımın en güçlü, en el altında olan, en hızlı ve belki de en kirlenmiş araçlarından biri. Her ânı fotoğraflamak istiyoruz, yediğimiz yemekleri, içtiğimiz meyve sularını, bebeklerimizin ayaklarını, kedilerimizin kutuya girdikleri ânı, düğünleri, dans gecelerini, yeni ayakkabılarımızı ama en, en, en çok da kendimizi. Etrafın, çevrenin, atmosferin önemsizleştiği sonsuz bir selfie deryasıyla çevrelenmiş oturuyoruz. Bu görsel kültürü uzun vadede şekillendirecek durum, insan fotoğrafı çekmenin anlamını da yeniden sorgulamayı beraberinde getiriyor. Eğer fotoğrafa, selfie ötesinde küçük bir merakınız varsa veya çektiğiniz eş, dost, akraba fotoğraflarını daha iyi hale getirmek istiyorsanız bu merakı ileri boyutlara taşıyacak bir kitap çıktı Remzi Kitabevi’nden: “İnsan Fotoğrafı Çekmek İçin Bu Kitabı Okuyun.”
 
Kolay okunacak bir üslupta
 
Kitabın İngiliz yazarı Henry Carroll, Royal College of Art mezunu bir isim. Okuldan mezun olduktan hemen üç yıl sonra kurduğu Frui adlı oluşumla tanınıyor. Bu oluşum tarafından farklı konulara odaklanılan fotoğraf dersleri veriliyor. Ancak Henry Carroll’un şöhreti, bu okulun ötesinde yazdığı kitaplardan kaynaklanıyor. Daha önce yazarın “İyi Fotoğraflar Çekmek İçin Bu Kitabı Okuyun” adlı kitabı yine Remzi Kitabevi’nden çıkmıştı. Dünya çapında 16 dile çevrilen bu kitap basit bir anlatıyla, kolayca okunabilecek bir üslupla okurunu fotoğraf sanatının inceliklerine davet ediyordu. 
“İnsan Fotoğrafı Çekmek İçin Bu Kitabı Okuyun” işte bu kitabın devamı ya da daha derinleştirilmiş bir yan konusu olarak okunabilecek bir çalışma. Kitap, insan fotoğrafı çekme konusunda uzmanlaşmış ve kendi alanlarında isimlerini duyurmuş aralarında Richard Avedon, William Klein, Cindy Sherman, Garry Winogrand, Richard Renaldi, William Eggleston, Sebastião Salgado, Henri Cartier-Bresson, August Sander’ın bulunduğu 50 kadar fotoğrafçının çalışmalarını incelemeye alıyor. Böylece toplumun görsel hafızasının oluşmasında etken isimlerin fotoğraf sanatına bakışı da farklı bir gözle incelenmiş oluyor. 
 
“Kitabı kapatın ve kendinize sorun”
 
Yazar Carroll okurlara doğrudan seslendiği kitaba şu sözlerle başlıyor: “Kitabı kapatın. Aynaya uzun uzun bakın ve kendinize şunu sorun: ‘Ben kimim ve neden insanların fotoğrafını çekmek istiyorum.’ Bu soruyu yanıtladığınızda iyi bir fotoğrafçı olma yolunda büyük bir adım atmış olacaksınız. Çünkü en iyi portreler bize yalnızca fotoğraftaki kişi hakkında bir şeyler anlatmaz. Aynı zamanda fotoğraf makinesinin arkasındaki kişi hakkında da bir şeyler anlatır, yani sizin hakkınızda.” Yazar ayrıca okurlara “İnsanların fotoğrafını çekmeyin. İnsanlar hakkında fotoğraf çekin,” diyerek önemli olanın fotoğrafın kurgusu ve hikayesi olduğunu açıklıyor. 
Kitap bu hikayeyi yakalamak isteyen fotoğrafları incelerken kompozisyon, bağlam, bakış, kontrol, ışığın psikolojisi gibi başlıklarda çok sayıda fotoğrafı didik didik ediyor. Böylece fotoğraf çekmek için bilgi edinmenin yanı sıra fotoğraf okumak hakkında da bir bakış geliştirmenizi sağlıyor.
 
Portre sadece yüz fotoğrafı değildir
 
Portrenin sadece yüz fotoğrafı anlamına gelmediğini vurgulayan yazar, “Portre çekimiyle ilgili önyargılarınızın, içgüdülerinizin önüne geçmesine izin vermeyin. Kompozisyonunuzda önceliğinizin, fotoğrafını çektiğiniz kişinin yüzü olması gerekmez. Bazen yüz önemli değildir. Konunuzu inceleyin, ayakkabılarına, takılarına, saçlarını tarayış şekline bakın. Bu ayrıntılar çoğunlukla kişinin kimliğini açığa vurur. Geleneksel kompozisyon kurallarının sınırlamalarından kurtulduğunuzda, görsel içgüdünüzün sesini daha iyi duyabilirsiniz,” diyor. Kitabın tamamında her ne kadar kurallar ve fotoğraf tekniğine dair bilgiler önemli olsa da içgüdüler ve fotoğraf çekme hevesinin yokluğunda salt teknik bilginin işe yaramayacağı vurgulanıyor. Yazar bu konuda da, “Bütün mesele içgüdü ve tekniği harmanlamakta. Her şeyin birbiriyle uyum içinde olmasında,” diyor. 
 
İnsanı ele alan her konu gibi fotoğrafta da gerçek bir sonucu yakalamanın tek yolunun önyargıdan kurtulmak ve insan söz konusu olduğunda sonsuz ihtimallerin de beraberinde geldiğini bilerek yola çıkmak gerektiği vurgulanıyor. Bir başkasının varlığı, onun istekleri, bakışı ve var oluşunu ne kadar anlayışla kabul ederseniz o kadar iyi fotoğraf çekebileceğiniz belirtiliyor. Kitap böylece her gün çektiğimiz onlarca fotoğrafa yeniden bakmak, bu gündelik alışkanlığı yeniden düşünmek için fırsat yaratıyor.