Milliyet Sanat »Milliyet Kitap » » Kar taneleri çok şey söyler
Ocak 2015
Kar taneleri çok şey söyler
Debbie Macomber Türkçeye henüz çevrilen romanı "Kar Tanelerinin Bir Bildiği Var"da, insanların birbirlerine karşı önyargılarının kar taneleri gibi nasıl eridiğini gösteriyor.
Hakan Güngör
Karın, yağmurun, dolayısıyla kış şartlarının hüküm sürdüğü bugünlerde battaniyeye sarınıp çayınızı yudumlarken ihtiyaç duyacağınız bir diğer şey duru, sade ve sakin bir kitaptır genelde. Debbie Macomber için de bu konuda güvenilir bir isim diyebiliriz, tabii son kitabı “Kar Tanelerinin Bir Bildiği Var” da öyle...
Kitaba geçmeden hemen önce, en az kitap kadar ilgi çekici yazarından, Debbie Macomber’den söz etmek şart. Kitapları bugüne dek milyonlarca satan bir yazardan bahsediyoruz. Üstelik bunların bazıları ile pek çok ödül de alan Macomber, disleksi hastalığı ile mücadele ederek kendine yazarlık yolunda önemli bir kariyer yarattı. Bir çeşit öğrenme bozukluğu olan disleksi nedeniyle okuma yazmayı da yaşıtlarından geç öğrendi. Ancak yılmadı, hastalık karşısında dirençli olmasını sağlayan azmi, onlarca kitap yazmasının da müsebbibi oldu. Bu kitapların bir bölümü, dizi ve filmlere de konu oldu. Romanlarının yanı sıra yemek ve çocuk kitapları da kaleme alan Macomber, edebi eserlerinde romantik, gösterişten uzak konuları işliyor ve karakterlerini günlük hayattan seçiyor. “Kar Tanelerinin Bir Bildiği Var” yazarın her zamanki üslubu ile yazılmış, sıra dışı olmayan, bu yüzden de okura yakın ve sıcak gelecek bir konuya sahip.
Sorunlu bir çocuk kitabı
Kitabın baş karakteri Katherine’in kız kardeşi adına yazdığı bir yeni yıl mektubu, onu kendi çevresinde birden peşinden koşulan biri haline getirir. Çünkü samimi ve mizahi üslubu ile harikalar yaratır. Herkes ondan kendi akraba ve dostlarına kendileri yazmış gibi birer yeni yıl mektubu ısmarlar. Üstelik Katherine bir süre sonra bu işten para kazanmaya da başlar. İşsizlikle boğuştuğu bu günlerde, küçük de olsa bu gelir ona adeta bir deva gibi gelir.
Katherine, zaman geçirmeyi çok sevdiği, mektup yazdırmak isteyenlerle buluştuğu French Cafe’de bir gün “Özgür Çocuk” isimli kitabıyla çok ses getiren Doktor Wynn Jeffries’i görür. Katherine, Wynn’ın karizmatik ve dikkat çekici biri olduğunu düşünür ama buna rağmen onu sempatik de bulmaz. Zira Wynn’ın çocuk yetiştirmek üzerine olan bu kitabını son derece yanlış tahlillere dolu ve çocuk gelişimi açısından kusurlu diye eleştirir. Kitaptaki çocuk eğitimine dair görüşlerin hiçbirine katılmaz. Bekar bir kadın olan Katherine, kız kardeşinin bu kitabı okuduktan sonra çocuklarını “Özgür Çocuk”taki tavsiyelere göre yetiştirmesinden son derece şikayetçidir. Onun nazarında kitaptaki “Çocuklar ne yapacaklarına kendileri karar vermelidir” düsturu onları adeta 'minyatür canavarlara' dönüştürür. Wynn, çocuklara sınırsız özgürlük verilmesini önerir ve Katherine’e göre bu adamın düşünceleri 'şeytani'dir. Katherine, kısa süre sonra Wynn’ın kendi oturduğu apartmanda yaşadığını öğrenecektir. Bu süreçte aslında Katherine’in Wynn’la tanışmak gibi bir de niyeti yoktur. Ama durumu kız kardeşine anlattığında, kız kardeşinin doktordan imza istemesi üzerine mecburen tanışmak zorunda kalırlar. Ancak bu tanışma ve imza isteme çabasında işler pek yolunda gitmez. Katherine, Wynn’ın kitabıyla ilgili düşüncelerini açıkça söyleyince Wynn ardına bakmadan kafeden çıkar gider.
Aşk - nefret ilişkisi
Bir süre sonra ortak komşularının çağırdığı bir akşam yemeği, ikisinin de birbirlerine karşı önyargılarını kırmak konusunda ciddi bir adım olacaktır. Birbirlerini daha yakından tanıyınca fikirleri değişmeye başlar. Wynn, hiç de kendini beğenmiş ve 'şeytani' değildir. Katherine ise gayet hoş ve esprilidir.
Bu akşam yemeğinin ertesinde aralarında filizlenen duyguları ikisi de reddedemez. Ancak kuşkular yok değildir. Birbirleriyle özellikle çocuk yetiştirme konusunda çatışırlar. Katherine tüm şiddetiyle içeriğine karşı olsa da, Wynn’ın kitabını henüz okumamıştır bile. Sohbetleri esnasında harika giden flört, konu Wynn’ın kitabına geldiğinde tatsızlaşır. Katherine zamanla önyargılarının farkına varır ve Wynn’ın çekip gitmesine izin vermez. Ona kitabını okuyacağına dair söz verir, üstelik birlikte kız kardeşinin çocuklarıyla zaman geçirme konusunda plan yaparlar. Wynn’ın teorilerini doğrudan uygularken görmek ister Katherine. Çocuklarla geçecek akşam, tahminlerinden bile daha büyük sürprizlerle dolu olacaktır.
“Kar Tanelerinin Bir Bildiği Var”, insana okurken "Ne de olsa kar tanelerinin hiçbiri birbirine benzemiyor ve gökyüzünde savrulurken asla birbirlerine değmiyorlar. Ta ki, yere düşene dek," olgusunu hatırlatıyor. Önyargılarla dolu insanların birbirine benzemediği, benzemek istemediği ve asla temas etmediği gibi. Belki de ayakları yere basana dek...