Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Milliyet Kitap » » Lydia Davis'in öykü koleksiyonundan
Şubat 2015

Lydia Davis'in öykü koleksiyonundan

“Rahatsızlık Çeşitleri”, boş bir sayfada tek başına asılı duran bir cümleden, birkaç sayfaya yayılmış, titiz ve çoğu zaman nükteli nesirlere uzanan bir kısa öykü koleksiyonu. Aynı zamanda Uluslararası Man Booker Ödülü sahibi yazar Lydia Davis’in felsefe, dil ve şiir arasındaki çizgiyi eğip büktüğü deneysel bir çalışması.
Cihan Işık
 
Çeviri ve editörlük çalışmalarının yanı sıra yazdığı kısa öykülerle Amerikan edebiyatının gizli kahramanlarından biri olarak adlandırılan Lydia Davis’in, “Rahatsızlık Çeşitleri” yayımlanan yedinci ve şimdilik son öykü koleksiyonu. Yazarı tanıyanlar klasik bağlamda giriş, gelişme, sonuç yapısı üzerine kurulu öykülerin Davis’in pek de tarzı olmadığını söylecektir. Davis daha çok bu yapının herbir ayağını alıp ateşle sınamayı tercih edecek türde bir yazar. “Rahatsızlık Çeşitleri” aslında yazarın kendi dünyasından gündelik, kişisel notlara da yer veren ama genellikle dilbilim, öykücülük, edebiyat eleştirisi ve analizi üzerine denemeler barındıran bir çalışma. Böylece evinde bulduğu tırtılı öldürmeden bahçeye salmak isteyen kahramanın dramıyla akademinin Proust uzmanları arasındaki gerilimi aktardığı kısa öyküler tematik olarak aynı çatı altında buluşabiliyor. Bir saat içinde 20 heykel görmek zorunda kalmanın telaşıyla akşam yemeğine patates ya da pancar salatası yetişterecek olan kahramanın çilesi kesişebiliyor.
 
El yazısından ruh hali analizi
Davis kitap boyunca birçok konuyu işlerken sık sık dilin kendisini, kendine konu olarak seçiyor ve dili dile anlattırmaya çalışıyor. “Dilbilgisi Soruları”nda öykünün kahramanı ve anlatıcısı kaybettiği babasından -di’li geçmiş zamanda mı yoksa şimdiki zamanda mı bahsetmenin doğru olacağını tartışıyor. Ölü bir adam için 'burada yatıyor' doğru bir ifade mi? Peki ona 'babam' demeye devam mı edilmeli yoksa o 'babamdı' mı? 'Hastalıktan ölüyor' derken ona etkinlik yüklemiş olmuyor muyuz? Ölmek daha edilgen bir şey değil mi? Davis, dil ile nesne arasındaki bağı irdelerken keskin sorulara keskin cevaplar vermekten kaçınıyor. Hatta bir başka öyküde bu sorulara verilen boşluksuz ve katı cevapların sonuçlarını da espirili bir şekilde veriyor. “Seni Özledik : Dördüncü Sınıf Öğrencilerinin Yazdığı Geçmiş Olsun Mektuplarının İncelemesi” adlı öyküde anlatıcı hasta arkadaşlarına geçmiş olsun mektubu gönderen 27 öğrencinin yarattığı metinlerin derinlemesine bir analizini yapıyor. Anlatıcı mektupların kaleme alındığı okuldan, genel biçimi, uzunluğu, tutarlılığı, giriş cümleleri, kullanılan cümle tipleri ve sıklıkları ve hatta el yazılarına kadar analiz edip çocukların ruh halleri ve kişilikleri üzerine bir rapor hazırlıyor. Açıkça edebiyat eleştirisi üzerine bir eleştiri olarak kaleme alınmış bu öyküde anlatıcı elindeki materyali yorumlarken aşırıya kaçtıkça çıkan sonuçlar da gittikçe komik bir hal almaya başlıyor. 
 
Türlerarası kurgular
Tabii “Rahatsızlık Çeşitleri” çok daha günlük meselelerden de çatışma ve öyküler çıkarmayı başarıyor. Evinde yalnız yaşayan ve telefonu hiç çalmayan bir karakter, sadece belki evde olmadığı sürede birileri arar ve telesekreterine mesaj bırakır diye evden çıkmayı planlıyor. Yalnızca dört cümle uzunluğundaki bu öykü kitaptaki en kısa öyküden dört kat daha uzun. Davis’in öyküleri yalın ve ekonomik. Gereksiz tüm öğelerden arındırılmış ve tek başına ayakta durabilecek en yalın parçalarla inşa edilmiş. Fakat hemen her öykü görünürde oldukça çabasız bir şekilde okuruna bir dünya kurmayı başarıyor. Davis bunu o kadar zahmetsiz bir şekilde başarıyor ki öykülerin ardındaki işçilik transparanlaşıp yok oluyor. 
 
Davis’in öyküleri özellikle iletişimi 140 karakter mesaj, 7 saniye video, tek kare fotoğraf gibi kısıtlanmış alanlara sıkıştıran günümüz dünyasında enteresan bir yeri de dolduruyor. Aslında fotokopi edebiyat dergileri dışında görmeye çok alışık olmadığımız, popüler edebiyat dünyasının da ağırlamaya pek can atmadığı, avantgarde-deneysel bir türde anlatılar yaratıyor Lydia Davis. Yoğun, yalın, türler arası ve zekice kurgulanmış öyküler.