ÖZGE KARA

 

“Afiyetle diyet... Gerçek olan bu! Mahrumiyetle, yasaklarla, sıkılarak değil. Sadece afiyetle...” İşte böyle sesleniyor sağlıklı beslenme uzmanı Dilara Koçak “Afiyetle Diyet Tarifleri” adlı yeni kitabında. Pek çoğumuz için korkulu rüyaya dönüşmüş diyet kelimesi de yeni bir boyut kazanıyor böylece. Öyle ya, diyet deyince akla zorunluluk ve yasaklarla örülü, can sıkıcı listeler geliyor önce. Bir kibrit kutusu kadar peynir, bir dilim kepek ekmeği, haşlanmış ve yağsız sebze gibi... Bu listelere hırsla sarılmak için en büyük motivasyon ise kilo vermek: “Yaz geliyor, kilo vermeliyim”, “Kuzenim evleniyor, kilo vermeliyim”, “Şu elbiseyi çok beğendim ama önce kilo vermeliyim” ve kendimize söz verdiğimiz daha nice anlar... Halbuki işin uzmanı Koçak, üzerine basa basa hatırlatıyor: Diyet, sağlıklı ve dengeli beslenmektir; dolayısıyla da bir yaşam biçimidir.

 

Peki bu can sıkıcı olduğunu düşündüğümüz, başlamamak için türlü türlü bahaneler ürettiğimiz diyet listeleriyle bir yaşam biçimi oluşturmak ne kadar mümkün? İşte tüm mesele burada... Koçak, bu listelerin aslında hiç de sıkıcı olmadığını, yediklerimizi 'afiyetli' kılmanın elimizde olduğunu hatırlatarak başlıyor kitabına. Bu yolda ise tek değil: Onun öncülüğünde 'İyi yaşam' fikrini benimsemiş danışanları ve okurları da deneyimlerini anlatarak kitaptaki yerlerini alıyor. Her birinin öyküsü, Koçak’ın söylediklerinin bir sağlaması gibi; bu anlamda da okura güven veriyor. 

 

 

“Afiyetle Diyet Tarifleri”, Dilara Koçak’ın 2009 yılında yayımladığı “Afiyetle Diyet” kitabının bir tür devamı niteliğinde. İlk kitabında duygusal açlık ve motivasyon meselesini detaylarıyla ve onunla baş etme yollarıyla birlikte ele alan yazar, zaman içinde okurlardan aldığı geri bildirimlerden yola çıkarak kitabın sonunda verdiği yemek tariflerinin okurların motivasyonunu artırmada önemli bir rolü olduğunu anlamış ve bu konuyu geliştirmesi gerektiğine karar vermiş. Böylece hem okurlarına hem de danışanlarına kılavuzluk edecek farklı yemek tarifleri arayışına girmiş. 

 

Kitaptaki tariflerin ortak özellikleri pratik, lezzetli, sağlıklı ve doyurucu olması. Bu dört özelliği aynı tarife sığdırmanın zorluklarına değinen Dilara Koçak’ın en büyük destekçisi danışanları ve okurlarından gelen tarif önerileri olmuş. Süreç boyunca “Kitapta yer alacak tarifleri önce kendim beğenmeliyim” mantığıyla hareket eden Koçak, her biri üzerinde uzun uzun çalışarak mükemmeli aramış. Nihayetinde ise "Çorbalar", "Salatalar", "Et/Balık", "Kahvaltılar", "Tatlılar", "İçecekler" olmak üzere altı kategoride toplam 30 tane tarif ortaya çıkmış. 

 

 

Kitabın sonunda örnek menüler de yer alıyor. Bunların içinde laktozsuz, glutensiz gibi listelerin yanı sıra, özel durumlar için de menüler bulunuyor. Bu menüler hafta sonu karmaşasında diyetini devam ettirmek isteyenlere, sporu da en az sağlıklı beslenme gibi bir yaşam biçimi haline getirmişlere, hafif bir gün tercih edenlere veya acil durum alarmı verenlere rehberlik ediyor. 

 

Kitabın bir başka öne çıkan özelliği ise tarifler arasına sıkıştırılmış faydalı bilgiler: Besinlerin saklama süreleri, suyun faydaları, kimlerin detox yapabileceğine dair ipuçları da bunlardan birkaçı. Lahanalı bir tarifte lahananın gazından şikayet edenlere tüyolar veriliyor; pancarlı başka bir tarifte ise pancar turşusunun nasıl yapılacağı anlatılıyor. Bunun yanı sıra sayfalarda ıspanak ve limon, elma ve yulaf gibi birlikte kullandığımız besin gruplarının faydalarına ilişkin bilgiler de var. Okurlar bazen de bir testle karşılaşıyor ve mutfağının ne kadar sağlıklı olduğunu ölçebiliyor.

 

Dilara Koçak, kitabında 'iyi yaşam'ı bireyin var olan yaşam kalitesi ve sağlığından dolayı sosyal, çevresel, finansal, mesleki, spirütel, fiziksel ve duygusal boyutlarda kendini iyi hissetmesi durumu olarak açıklıyor. Sağlıklı ve dengeli beslenmenin en çok duygusal olmak üzere bu boyutların tümüyle direkt ilişkisi olduğunu belirten Koçak, okurlarına iyi hissetmenin en lezzetli tariflerini veriyor ve ekliyor: “Başlamak için en güzel zaman şimdi.”