Milliyet Sanat »Milliyet Kitap » » Peki ya halı altına süpürülenler?
Mart 2015
Peki ya halı altına süpürülenler?
Brendan Kiely'nin yeni romanı "Üşüyen Ruhlar", 16 yaşındaki Aidan'ın hikayesi üzerinden çocuk tacizi ve cinsel istismar suçlarına dikkat çekiyor.
Ceyhan Usanmaz
'Vatikan’ın problemleri' başlıklı bir liste oluşturulacaksa eğer, bu listenin üst sıralarına eklenecek bir madde de, maalesef, -ABD, Meksika, İrlanda, İtalya gibi- birçok ülkede bazı din adamlarının adlarının çocuk tacizi - pedofili skandallarına karışması olacaktır. Hatta bir dönem, İrlanda ile Vatikan arasındaki ilişkiler bir hayli gerilmişti; İrlanda, kiliselerindeki cinsel istismar vakalarının ortaya çıkmasının ardından yeterli tepki göremediği Vatikan nezdindeki büyükelçiliğini kapatma kararı aldığını açıklamıştı.
Ünlü haber ajansı Associated Press’in yaptığı bir habere göre Vatikan, 2001 yılında psikoposların pedofil papazları kilise mahkemelerine çıkarmak yerine bir psikoposluk bölgesinden bir diğer psikoposluk bölgesine gönderdiğini fark ettikten sonra, tüm psikoposların ve diğer dini amirlerin ellerindeki cinsel istismar suçlamalarını tekrar gözden geçirilmek üzere Vatikan'a yollamalarına karar vermiş. Yine bu habere göre Vatikan, psikoposlara, istismar suçlamalarını polise bildirmelerini açık bir şekilde ise ancak 2010 yılında söylemiş; ki 2010 yılı, bildirilen şikayetlerin son dönemde en fazla olduğu yıl olarak kayıtlara geçmiş. Bu konudaki geniş kapsamlı son açıklamayı da 2014 yılında yapmıştı Vatikan'ın Cenevre büyükelçisi olan Başpiskopos Silvano Tomasi. 10 yıllık dönemde -yani 2004’ten 2014’e dek- 848 papazın çocuk istismarı nedeniyle meslekten men edildiğini, 2 bin 572 papazın da aynı suçtan dolayı daha hafif cezalara çarptırıldığını açıklamıştı. Tabii bütün bu rakamlar, aslında bir 'resmi açıklama' kapsamında ortaya çıkan rakamlar; peki ya kayıtlara dahi geçmeyenler, daha da kötüsü halı altına süpürülen, üzeri örtülenler... İşte Brendan Kiely’nin "Üşüyen Ruhlar" isimli romanı, Aidan Donovan’ın yaşadıkları üzerinden, bu 'yakıcı' konuyu merkezine alıyor.
"Seni sevdiğime inan"
Aidan 16 yaşında bir lise öğrencisi... Maddi olarak aslında iyi durumda bir aileye mensup ancak aile ilişkilerinin aynı oranda iyi olduğunu söylemek güç. Babası zaman zaman çıktığı uzun Avrupa seyahatlerini artık 'sürekli' hale getirme kararı almış, annesinin kafası da daha çok düzenlediği ev partileriyle meşgul; okul arkadaşlıklarından yana da pek şanslı değildir Aidan. Ona en yakın ilgiyi gösteren, onu gerçekten 'dinleyen' kişi ise, altı aydır şehirdeki Katolik okulları için bağış toplama işinde yardım ettiği Peder Greg’dir. Şehir halkının çok sevdiği, güvendiği, el üstünde tuttuğu Peder Greg ile aralarında özel bir bağ bulunduğuna inanmaktadır Aidan: “Peder Greg bir keresinde bana, ‘Hayatta en önemli şeyler, gözleme ve deneye dayanan bir kanıt olmamasına rağmen inanç duymayı gerektirir,’ demişti. ‘İsa çölde açlık çekerken taşı ekmeğe dönüştürmedi, Mesih olduğunu ispat etmek için tapınaktan kendini aşağıya atmadı. Ekmek değil, inancı sayesinde hayatta kalacağını ve buna inanmak için inancını sınaması gerekmediğini biliyordu. Bana inanmak zorundasın Aidan. Seni sevdiğime inanmak zorundasın. Aramızdaki bu sevgiye inandığın sürece her şey yoluna girecek. Sevgi, Tanrı’nın eyleme geçmiş halidir.’”
“Ve ben de inandım. Ona inandım,” der Aidan ama kendisinden daha ufak yaştaki James ile Peder Greg arasında yaşanan bir 'temas'a tanıklık etmesinin ve okulundan yeni arkadaşlar (Mark, Sophie, Josie) edinmesinin ardından; diğer bir deyişle, sıkıştığı o dar dünyadan dışarı bir adım atabildiğinde, Peder Greg’in 'sevgi'sinin çarpıklığını da fark eder Aidan. Dile getireceğini ima ettiğinde ise ona yönelen baskılar, telkinler kafasını daha da karıştıracaktır. Ama böyle bir şey başına hiç gelmemiş, hiç olmamış gibi yapmayı ne kadar sürdürebilir?
Tacizi koruyan sisteme karşı
"Üşüyen Ruhlar", aynı zamanda bir lise öğretmeni olan Brendan Kiely’nin ilk kitabı. Kitapta anlatılana benzer hikayeleri olan, acı çekmiş çocuk ve ailelerin varlığından özellikle söz etmesi gerektiğini vurgulamış Brendan Kiely; belli ki, bir öğretmen olmanın getirdiği bazı 'yükümlülükleri' bir yazar olarak da yerine getirmek istemiş. Kiely, "Bu kitabın hem yaşadıkları olayları paylaşmak için hâlâ bir ses bulma arayışında olanları hem de taciz gibi bir olayın büyüklüğü ve insanda yol açtığı tahribatın yanı sıra, tacizi mümkün kılan ve koruyan sistem hakkında ortaya çıkıp konuşacak kadar yürekli olanların cesaretini, saygınlığını ve insanlığını onurlandırmış olmasını umut ediyorum,” diyor.
Diğer bir taraftan "Üşüyen Ruhlar", yeni bir yayınevi / marka olan Editura Yayınları’nın da ilk kitabı. Elbette tek bir kitaptan yola çıkarak Editura Yayınları’nın bütün bir yayın çizgisi hakkında fikir yürütmek doğru değil. Ancak, "Üşüyen Ruhlar"ın genç - yetişkin kategorisinde öne çıkan romanlar arasında olduğunu düşünürsek, Editura Yayınları’nın da ağırlıklı olarak bu doğrultuda kitaplar yayımlayacağını tahmin edebiliriz belki. Son yıllarda özellikle ON8 Kitap ile Tudem Yayınları’nın çıkardıkları kitaplarla genişleyen genç - yetişkin rafına, yeni katkıları olacak gibi görünüyor Editura Yayınları’nın.