Günseli Yılmaz 

 

"Uzaklıkların bir klavye kadar yakınlaşması, iletişim biçimlerinin hızla değişmesi ile birlikte dil artık kültürü belirleyen önemli bir olgu olmaktan çıkmaya başlamış olamaz mıydı? Aynı dili konuştuğum insanları kara delikler kadar uzakta hissederken dilini hiç bilmediğim, hiç görmediğim insanları kendime bu kadar yakın hissedebiliyorsam eğer, algı dilin önemini gölgede bırakmaya başlamış olamaz mı?" Meltem Arıkan sekizinci romanı "Erospa"ya, dili, aidiyeti, iletişimi, kültürü, algıyı sorguladığı ve bu cümlelerin yer aldığı “Günlük” bölümü ile başlıyor. Romanın içine yayılan ve hikaye ile iç içe geçen 'günlük'te Arıkan, yazdığı tiyatro oyunu "Mi Minör"ün Gezi sürecinde hedef tahtasına oturtulmasından sonra, yaşadıklarını tüm samimiyeti ile aktarırken bir taraftandan da romanın kaotik dünyasını oluşturan kavramları sorguluyor. İlk bakışta sadece yazarın romanı yazma serüvenini aktardığı ve romanın hikayesinden bağımsız gibi görünen bu günlükte, aslında Arıkan, romanın sorguladığı, insan malzemesinin niteliği, iyilik-kötülük, gerçek-sanal gibi kavramların kendi hayatındaki izdüşümlerini paylaşıyor. Erospa Arıkan’ın son dönem yazılarında sürekli altnı çizdiği 'analog çağdan dijital çağa geçiş' üzerine edebi bir tasavvur. 

 

 

Arıkan'ın önceki romanlarından tamamen farklı olan "Erospa", Türk edebiyatında fazla örneği olmayan 'siberpunk' türüne yakın bir roman. Bir edebiyat akımı olarak siberpunk, en basit anlamıyla ileri teknoloji ve düşük yaşam seviyesi anlamlarına geliyor. "Erospa"da bu ikilemi görmek de mümkün. Roman dört farklı zamanda geçiyor: “Şimdi, “Bir zaman öncesi”, “Bir zaman öncesinin öncesi” ve “Yüzyıllar sonra”. 

 

Bir nevi modern kıyameti yaşayan dünyanın her yerinde savaşlar, çatışmalar, isyanlar, bombalamalar, suikastler meydana gelir. O kadar ki Almanya-Hollanda sınırındaki futbol maçında, birbirine silah çeken oyunculardan sonra seyirciler balta, bıçak ve el bombalarıyla tribünlerde birbirleriyle çatışmaya girer. “Bir zaman öncesi” isimli bölümde, dünyanın bugün içinde bulunduğu duruma nasıl geldiğini ve romanın ana karakteri HelloKitty takma isimli hacker'ın, bu hale gelinmesindeki katkısının hikayesini okuyoruz. Tüm hikayenin nasıl başladığını ise “Bir zaman öncesinin öncesinde” göüyoruz. 

 

 

“Yüzyıllar sonrası”nda ise insanoğlunun soyunun tükendiğine ve kendilerini istedikleri formda algılatabilen, gerçek formlarını ise kimsenin görmesine izni olmayan programlayıcıların katıldığı çok önemli bir görüşmeye tanıklık ediyoruz. "Erospa", çağdaş bir kıyamet romanı. Romanı ilginç kılan sadece alışılmadık konusu ve farklı kurgusu değil, Arıkan bu romanı ile dil, kültür, iletişim, algı gibi kavramların 'dijital dünya'ya geçerken nasıl bir dönüşüm geçirmekte olduğunu sorguluyor. Ve dünyanın 'yaratılışına' dair yeni bir bilim kurgu hikayesi öneriyor.