Özge TABAK

 

Holly Seddon'ın yazdığı "Nefesini Tut", okuru romanın başkahramanı Amy Stevenson ile tanıştırarak başlıyor. 1995 senesine, Amy'nin 15 yaşına gidiyoruz. Annesi Jo ve üvey babası Bob, sevgilisi Jake, yakın arkadaşı Becky ve Jenny'yle tanışıyoruz. Ve bir de Amy'nin sırrıyla... Amy'nin bir sır olarak tarif ettiği ama kendinden yaşça büyük, uzun boylu ve çok yakışıklı o adamla...

Roman zaman atlamalarıyla ve her bölümünde farklı bir karakterin yaşadıklarına odaklanarak ilerliyor. Alkol bağımlılığı ile mücadele eden gazeteci Alex'in ve hamile eşi Fiona ile sorunlar yaşayan Jacob'ın hayatlarına dahil oluyoruz her bölümde. Amy Stevenson 1995 yazında, henüz 15 yaşındayken kaybolmuş. Dayak yemiş halde bulunduğu andan romanın geçtiği 2010 yılına kadar, son 15 senesini bitkisel hayatta geçirmiş. Gazeteci Alex de bir haber için hastanede araştırma yaparken karşılaşıyor Amy ile. Alex yarım saat mesafede büyüdüğü ve yaşıtı olan bu kızı televizyon haberlerinden hatırlıyor. Annesi acıya dayanamayarak bir yıl sonra intihar eden, üvey babası tutuklanıp serbest bırakılan ve katili hiç bir zaman bulunamayan Amy, yeni haber konusu oluveriyor bir anda Alex için.

Öteki tarafta ise her hafta hastaneye gelip bitkisel hayattaki hastaların ellerini tutan, onlarla konuşan nazik Jacob var. Alex eski eşi polis memuru Matt'in de yardımıyla Amy'nin hayatını araştırmaya daldığında, Jacob ile yollarının kesişmesi kaçınılmaz oluyor. Çünkü Jacob, Amy'nin o dönemki sevgilisi Jake'ten başkası değil... Görüyoruz ki korumacı anne ve babası, ağabeyi Simon ve kardeşi Tom ile yaşayan Jake'in de hayatı bir anda değişmiş olay sonrasında. Okul değiştirmeler, kardeşi Tom ile ayrılmaz ikiliyken gece ile gündüz gibi ayrı düşmeler, derken kendini karısından sakladığı ikinci bir hayatın içinde bulmuş. Düzenli olarak Amy'yi ziyaret ettiği bir hayatın...

 

Alkolü bırakmazsa bir sene içinde öleceğiyle yüzleşen Alex ile hamile karısı tarafından yalancılıkla suçlanıp evden kovulan Jacob, iyi bir ikili oluyor. Eski yakın arkadaşlar, üvey baba Bob ve Amy'nin gerçek babası Paul derken herkesle konuşarak saldırganı bulmaya çalışıyorlar. Bir de Amy bulunduğunda yakın zamanda biriyle ilişkiye girdiği gerçeği ortaya çıkıyor. İkili bu gizemli adamın Amy'nin saldırganı olduğuna neredeyse emin. Okur olarak bize de bu adamın Amy'nin bahsettiği yakışıklı 'sırrı' olduğunu düşünmek düşünüyor.

Bu esnada da kitabın Amy bölümleri başlıyor. Amy'nin düşüncelerini okuyoruz. Neden kıpırdayamadığını anlamayan ama kendini ziyarete gelen Alex'in, Jake'in ya da saçlarını yıkayan hemşirenin yeniden gelmesini bekleyen 30 yaşındaki Amy, hala 15 yaşında olduğunu ve rüya gördüğünü sanıyor. 

 

Amy'nin kendinden yaşça büyük 'sırrı'nın Jake'e yakın bir isim olduğunu öğrendiklerinde soluğu Jake'in evinde alıyor ikili. O esnada öğrendikleri, öğrenemedikleri ve şüphelendikleri onları gerçek saldırgana adım adım yaklaştırıyor. Bu sırada Amy de sonunu göremediği ama korkuyu hissettiği aynı rüyayı görüyor sürekli. Ve en sonunda anlıyor bunun bir rüya değil de anı olduğunu. Alex, Jacob ve Amy, bu üç yaralı ruh birlikte buluyor saldırganı... 

Heyecanı gittikçe artarak ilerleyen ve saldırgana dair pek çok tahmin yapmanıza izin veren roman, sürpriz bir isimle sonuçlanıyor. Amy'ye bir haber konusundan çok daha öte anlamlar yükleyen Alex "Ben Amy’de ikinci şansı olmayan ama kendine bir şans yaratabilmek için deliler gibi mücadele eden birini gördüm. Ve bu mücadelenin gözlerinizin önünde gerçekleştiğini gördüğünüzde, siz de kendi hayatınızdaki ikinci şansın farkına varıyorsunuz. Bu şansı kullanma zamanım geldi artık," diyerek yeni bir işe ve hayata başlıyor. Alkol problemini geride bırakıyor. Jacob ise sırlarını karısı Fiona'ya anlattığı anda özgürleşiyor. Bebek de gelince onun da ikinci hayatı başlamış oluyor. Saldırganın da cezasını bulmasıyla sırların gölgelediği hayatlar birer birer aydınlığa kavuşuyor. Gerçekten de nefesinizi tutarak okuduğunuz roman bir anlamda mutlu sonla bitiyor.