Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Milliyet Kitap » » Tanpınar’dan edebiyat, sanat ve hayat hakkında notlar
Kasım 2015

Tanpınar’dan edebiyat, sanat ve hayat hakkında notlar

"Tanpınar’dan Notlar", Ahmet Hamdi Tanpınar’ın öğrencilerinden Ahmet Miskioğlu’nun 1952’de son sınıf öğrencilerinin tezlerine destek olması amacıyla düzenlenen seminerlerde tuttuğu notları barındırıyor. Tanpınar'ın zengin birikimini farklı yönleriyle görebildiğimiz kitap, Yahya Kemal'den musikiye, şiirden yeni estetik anlayışına, dil meselelerinden Bergson'a uzanan bir karşılaştırmalı edebiyat dersi adeta
NEŞE CENGİZ
 
 
Ahmet Hamdi Tanpınar’ı nasıl bilirsiniz? Yetkin bir edebiyat tarihçisi, başarılı bir eğitimci, usta şair ve romancı... Liste uzatılabilir. Onun sanatçı yönünü eserlerinden biliyoruz kuşkusuz. Hatta günlükleri sayesinde yaşamını ve mizacını da epeyce öğrendik. Son yıllarda birbiri ardına yayımlanan öğrencileri tarafından tutulmuş ders notları da Tanpınar’ın akademisyen ve eğitimci yönüne ışık tutuyor.
 
 
İşte "Tanpınar’dan Notlar" da böyle bir kitap. Ahmet Hamdi Tanpınar’ın öğrencilerinden Ahmet Miskioğlu’nun 1952’de tuttuğu notları barındırıyor. Hem Tanpınar’ın edebiyat hakkında görüşlerine hem de kuşkusuz kendisine ilişkin ipuçları içeriyor. Bunlar son sınıf öğrencilerinin tezlerine destek olması amacıyla düzenlenen seminerlerde tutulan notlar. Tanpınar'ın derslerinde not tutmanın güçlüğünü hemen hemen bütün öğrencileri anlatıyor. Miskioğlu da kendisinin tek not tutan öğrenci olduğunu söylüyor.
 
 
Çağrışımlar ve dersler
 
 
Hocalarla öğrencileri kaynaştıran bu seminerlerden birinde, öğrencilik günlerinde hissediyor insan bu kitabı okurken. Elinde sigarası ve kahvesiyle Tanpınar canlanıyor bir anda insanın gözünde. Fındıklı’da Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nün denize bakan, geniş, aydınlık seminer odasındayız. Geriye taranmış saçları, gür saçları, yüzünde hepimizin tanıdığı o güzel ve hikmetli tebessümle Tanpınar sanki sandalyesinde oturmuş bize bakıyor.
 
 
Tanpınar'ın zengin birikimini, şair ve estet kişiliğini farklı yönleriyle görebildiğimiz "Tanpınar’dan Notlar", Yahya Kemal'den musikiye, şiirden yeni estetik anlayışına,    dil meselelerinden Bergson'a uzanan bir karşılaştırmalı edebiyat dersi adeta. Tanpınar yerli yabancı sayısız edebiyatçı, düşünür ve bestekar adını geçirdiği bu notlarda hem Türk edebiyatının gelişmesini hem de edebiyat meselelerini ele alıyor. Her şeyden önce kendini çağrışımlara bırakan bir hoca ile karşılaşıyoruz, çoğu kez yöntemin sınırlarını, kronolojik akışı, hatta dersin konusunu aşıp bambaşka dünyalara taşıyor öğrencilerini ve dolayısıyla okurları.  
 
 
Üzerinden 63 yıl geçen bu derslerin notlarına bakarken ilk göze çarpan dilin ne kadar değiştiği. Bu değişimi yine Tanpınar’ın sözleriyle okumak mümkün: “Devirler kelimeleri eskitir. İnsan kendi içinde genişledikçe bu alemi tanıtacak lisanı yapmaya mecburdur. Nefs tahlili, nefs tenkidin, azami haddine çıkaran adam, lisanı yeni baştan ele alır. Tabii şartlar da tesir eder. Şartlar nedir? Başka ustalardır.”
 
 
Büyük bir sanatçı
 
 
Sadece hocaların hocasının edebiyata ilişkin fikirlerine değil, bu toprakların yetiştirdiği en usta yazarlardan birinin sanatına da ışık tutuyor bu kitap. Derslerin içeriğini barındıran satırların aralarında Tanpınar’ın sanatçı yönü de görülebiliyor. Tıpkı Ahmet Miskioğlu’nun dediği gibi: “Bu notlar, sıradan notlar değil, bir büyük sanatçının evrenine girmek için kullanılacak anahtardır.”
 
 
Tanpınar’ın içimize işlemiş özlü cümlelerinin benzerlerini bu notlarda okuyor, parıltılarının ve derinliklerinin büyüsünden kendimizi kurtaramıyoruz. Bir yerde, “Konuşmak, kainatı yaşatmak ve yaşadığımız nisbette yaratmak demektir. Bir bal damlasında nasıl baharın özü bulunursa, bir cümlede bütün bir benlik bulunur. Bir milletin dili, onun benliği demektir; bütün özünü dilinde aramak lazımdır, ” diyor. Başka bir yerde de,  "Kelimeler zihnimizin sâkinleridir: Parlak, renkli, uysal; her an hizmete şitâban... Onlar bizim kâinatımızı yaparlar. Vuzuha onlarla çıkarız. Düşünce âleminde hareket 'söz'dür," diye ekliyor. Bu çarpıcı ve üzerinde düşünüldüğü zaman çoğumuza klavuz olacak cümleler gözlerden kaçmayacak şekilde notların arasında serpiştirilmiş, keşfedilmeyi ve ardından düşünce serüvenlerine yol açmayı bekliyor.
 
 
Not kullanmadan ders anlatan bir hoca
 
 
Kitaptan öğreniyoruz ki Tanpınar geceleri uykusuz kaldığı için fakülteye öğleden sonra, saat 14.00 civarında geliyordu. Öbür öğretim üyelerinin kağıtlarla, notlarla, kitaplarla ve ağır çantalarla gelip ders vermelerine karşı Tanpınar hiç kağıt, not bulundurmuyor, derslerini doğaçlama olarak anlatıyordu. Bir başka özelliğini Miskioğlu kitabın önsözünde anlatıyor. Tanpınar aslında belli ki mükemmeliyetçi bir insandı. Seminer sırasında ara ara “Not tutanlar, lütfen tümceyi olduğu gibi yazsınlar,” diyor. Hatta her şeyi o kadar tam yapmak istiyor ki Bergson’u anlattı gün verdiği dersten memnun kalmayıp, onu bir de arkadaşı Vehbi Eralp’e anlattırıyor. Bu kuşkusuz, hem öğrencilerine verdiği önemi hem de daimi tatminsizliği gösteriyor.
 
 
 
 
Kitap basıldığı gün Ahmet Miskioğlu vefat etti
 
 
Notarın sahibi Ahmet Miskioğlu, 1924 doğumlu yazarlarımızdan. İstanbul Üniversitesi’nda Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden mezun olduktan sonra Fransız Filolojisi’nden sertifika alan Miskioğlu farklı şehirlerde edebiyat öğretmenliği yaptı. Ardından bugün, 28 yaşındaki Türk Dili dergisini kurdu. Uzun yıllar elindeki seminer notlarını yayımlamak isteyen Miskioğlu ömrünün son yıllarında, hastalandıktan sonra bunları kitaplaştırma kararı aldı. Ancak kader öyle bir oyun oynadı ki, "Tanpınar’dan Notlar" matbaadan çıktığı gün Miskioğlu hayatını kaybetti. Bir öğrenci olarak özenle yazdığı, bizzat Tanpınar’dan onaylattığı, senelerce gözü gibi baktığı notlar artık Türkiyeli okurlara emanet.