Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Milliyet Kitap » » Tanrı misafiri bir robot
Eylül 2015

Tanrı misafiri bir robot

Deborah Install'un ilk romanı "Bahçemdeki Yabancı", işsiz güçsüz Ben'in hayatını değiştiren ve kendisini sorgulamasını sağlayan bir robotu konu ediniyor
Cihan Işık
 
Pek de uzak olmayan bir gelecekte 34 yaşındaki Ben, eşi Amy ile ailesinden yadigar evlerinde sıradan ve hatta sıkıcı bir hayat sürer. İşsiz olan Ben, bunu kendine zerrece dert etmezken Ben’in bu umursamazlığı, geçen yıllarda hayattan farklı beklentileri olan Amy ile aralarının açılmasına neden olur. Ben yine günlük rutini içinde hiçbir şey yapmazken Amy evlerinin bahçesinde bir robot görür. Öyle arkadaşlarınınki gibi son model, parlak krom kaplı insansı bir robot da değildir bu. Eski püskü, kirli ve hırpalanmış bir robottur. Amy, Ben’den robotu bahçeden atmasını ister. Ama Ben, Tang isimli bu robotta farklı bir şeyler görür. Bahçedeki bu kirli robot, ikilinin hayatında bir dönüm noktası olur.
 
Göğsündeki yalamadan açılıp duran küçük kapağı, soba borusu gibi kollarıyla etkileyicilikten çok uzak bir görüntüsü olan Tang ile Ben arasında anında bir bağ kurulur. Çocuksu bir masumiyeti olan bu küçük robotun, Ben’in bahçesine nereden veya nasıl geldiği ise muammadır. Hayatında herhangi bir şeyin hakkını vererek asla yapmamış olan Ben, belki de bu (yarım kalmış bir dönem ödevi gibi görünen) robotta kendi yansımasını gördüğünden, onu sahiplenmeye karar verir. Fakat eşi Amy, Ben’in işsizliğinden, rahatlığından, garajda duran külüstür arabasından utandığı gibi Tang’i de utanç verici bulacaktır. Tang ile yakınlaşan Ben'in Amy ile arası açılmaya başlar. 
 
Robotun kalbi teklerse
 
Bir gün robotun üstündeki küçük plakada yazan “Microsystems” yazısını keşfeden Ben, Tang’i yaratıcısına geri götürmeye karar verir. Tang ile kıtalar arası bir yolculuğa çıkıp San Francisco’daki şirkete robotu teslim etmeye dair bir planı vardır. Bunu Amy’ye açtığında ise kadın evi terk eder. Ben, hemen her şeyde olduğu gibi Amy’nin kendisini terk etmesini de pek dert etmez. Tang ile birlikte çıkacakları maceraya hazırlanırken, robotun göğsündeki yalama kapak tekrar açılır. Robotun kalp işlevi gören mekanizmasında bir problem vardır ve eğer, kısa zamanda tamir edilmezse Tang robot cennetini boylayacaktır. İşte bu Ben’in içine büyük bir dert olur. Böylece ikili alışılmadık ve sıradışı bir yolculuk için hazırlanmaya başlar. 
 
Ben ile Tang'in ilişkisi
 
“Bahçemdeki Yabancı”, İngiliz yazar Deborah Install’un ilk romanı olma özelliği taşıyor. Bir robot ile insan arasındaki sıradışı dostluğu, bir yol hikayesi olarak işleyen roman, kulağa bir bilimkurgu hikayesi gibi çınlıyor. Ancak yazar insansı robotlar, yapay zeka gibi konuları romanına sadece fon olarak kullanmayı seçmiş. Kitabın ilk birkaç sayfasında yazar, robotların akıllı telefonlar gibi günlük yaşamın bir parçası olduğu bir dünyada olduğumuzu gösterip hikayenin asıl konusuna, yani Ben ile Tang arasındaki ilişkiye odaklanmaya başlıyor. Tang, nev-i şahsına münhasır bir karakter. Kısa cümlelerle ve daha çok mimikleriyle konuşan bu terk edilmiş robotun, üç yaşında bir çocuk ile yetişkin bir golden retriever arası bir yerlerde duran bir tavrı/zekası var. Aynı anda inatçı ve sevimli, gürültücü ve tatlı olabiliyor. Hayatında başladığı hiçbir iş bitirmemiş Ben ise, skalanın diğer ucundan bir karakter. Ben, Tang gelene kadar hayatını boşvermişlik ile sinizm arasına sıkıştırmış, orta yaşlı bir adam. Avukat karısı Amy ile neden çocuk istemediklerine dair uzun konuşmalar yapmış, sonunda çocuksuz bir evliliğin daha kaliteli bir hayat demek olduğuna karar vermişler zamanında. Bu arada Amy de hep, kendisine ev işlerinde yardımcı olacak bir robot istermiş. Tang’in gelişiyle, Ben aslında sorumluluğunu istemediği bir çocuğu hayatına alıyor; ev işlerinde kendisine yardımcı olacak bir robotun hayalini kuran Amy ise evi terk ediyor. Bu anlamda Tang’in rastgele ziyareti Ben’in evliliği konusunda bir 'yüzleşmeye' dönüşüyor.
 
Yazar, Ben ve Tang’in yolculuğunu neşeli, espirili ve sevimli bir tarzla okurlarına aktarıyor. Tabii Tang gibi bir karakterin içine girdiği her anı, kısa bir skece çevirme gücünü de unutmamak lazım. İkilinin yolculuğu yüzünüze sürekli bir gülümseme asacak. Talihsiz yanlış anlamalar, garip durumlar ve karşılaşmalar ile süslü “Bahçemdeki Yabancı”, yazı bitirdiğimiz şu günlere keyif katacak nitelikte bir kitap.