Milliyet Sanat
Eylül 2015

Uras'ın Bodrum'u

Milliyet gazetesi yazarı Güngör Uras'ın hazırladığı kitap, Bodrum'un lokantaları ile, kendileri gitmiş isimleri kalmış yadigar lokantaların hikayelerini aktarıyor okuruna
Nurduran Duman
 
Yaz dendi mi ya da yaz mevsimi geldi mi herkesin aklından bir kez olsun Bodrum'a gitmek geçer. Bodrum’u henüz görmeyenler, Bodrum’u o yaz görecek olanlar, Bordum yazlıkçıları, Bodrum’u kışları da mesken edinenler gibi... Bodrum’a yaz kış gidip gelenlerden olan Güngör Uras, işte tüm bu kümelere Bodrum’un farklı, bilinmeyen yönlerini göstermeyi, Bodrum’un geçici ile hakiki yaşamını anlatmayı amaç ediniyor kitabında. Güngör Uras’ın “Bilinmeyen Bodrum” adlı kitabı bir Bodrum rehberinden öte, Uras’ın da ta en başta kendi deyişiyle ifade ettiği gibi “Bir Bodrum güzellemesi”. 
 
Değişmemek mümkün değil
 
Bu güzellemeyi, yolu Halikarnas Balıkçısı’nın deniziyle göğünden geçmiş okuru, bir başka okuyacaktır. Çünkü “Burası engin göklerin memleketidir. / İçten gelen bir türküyü kapıp koyuverin. Uzaklaştıkça, türkü gökte masmavi olur. / Işık burada yalnız karanlığı aydınlatmakla kalmaz. / Aydınlattığı maddeyi değiştirir ve bir şair rüyasına çevirir. / Hele ay ufukta bir görüne koysun... / Evren bir peri masalına döner. / Başka yerlerde ölüp nur içinde yatacağına, / burada nur içinde yaşanır.”  Bunun gibi denizin ve göğün maviliğine, doğanın türlü biçimine ilişkin bir dolu dize, tümce ile dimağımızı derinleştiren Cevat Şakir Kabaağaçlı’nın yaşam yolu oraya düşmeseydi ya da oradaki yaşantıya olan sevgisini kaleminden zihinlerimize dalgalar gibi çarpan Halikarnas Balıkçısı olmasaydı.... Nasıl okurlar olurduk, nasıl bir topluma dönüşürdük?
 
Son zamanlarda kalabalıklaşıp değiştiği için birçok kişi Bodrum’dan vazgeçmeye başlasa da Güngör Uras, geçmişiyle şimdisiyle ve gelecekte dönüşecek haliyle sevmeye devam ediyor Bodrum’u. Ona göre değişmeyi durdurmak mümkün değil, ama Bodrum’un özelliğini, özelliklerini kaybetmemesi mümkün. Bu özellikler “Bilinmeyen Bodrum”da, özenle hazırlanmış görseller eşliğinde, “Bodrum’a Dair”, “Birazcık Tarih”, “Halikarnas Balıkçısı”, “Bodrum’un Simgeleri”, “Bodrum’un Marinaları”, “Bodrum’un Dönüşümü”, “Bodrum’un Lokantaları” başlıkları altında derlenip sıralanıyor. Uras, lokantalara oldukça geniş bir bölüm ayırmış, çünkü lokantalar yalnızca yemek / içmek, manzaranın keyfini çıkarmak için yapılmış mekanlar değil, insan hikayeleridir aslında.
 
Bir yol haritası
 
Buna özellikle değinen yazar, bu geniş bölümde hem yaşayan hem de artık olmayan, ama isimleri ve anıları yadigâr kalmış lokantalara değiniyor; sayfaların arasından ete kemiğe bürünüp yıllardır gazetelerde Bodrum lokantaları hakkında yazan Ali Rıza Kardüz olarak da bedenlenerek.
 
Renkli resimlerle tasarlanmış “Bilinmeyen Bodrum”dan daha iyi anlaşılıyor ki Bodrum’un kendisi rengârenk bir kitap; durmadan yazılıyor, okunuyor, ve boyası da, fırçası da insanla resimleniyor... Geceleri kocalarıyla balığa çıkan Gündoğan’ın kadın balıkçıları; sabahları ellerindeki kaplarla bekleşenlere sütün hasını sağıp veren Songül ile Mustafa; 50 yıl boyunca her birini eliyle “Sanat eserim” diyerek üreterek Bodrum sandaletini günlük hayata kazandırarak bu dünyadan göç eden sandaletçi Ali Usta; Farilya pazarının kadınları... Bodrum mandalinası; denizci hikayelerine ve dolayısıyla da, dizilere ve filme konu olan Bodrum süngeri... Tüm bunlar, Bodrum’un tarihi simgeleri olan çevredeki antik kalıntılarla birlikte, değişime direnen simgeleri. Sonra deve güreşleri, klasik müzik konserleri ve tabii ki Zeki Müren! Mavi Yolculuk, ki neler okuduk okuyacağız mavi yolculuklara çıkıp esinle taşan kalemlerin ucundan. Cahit Kayra hiç çıkmadığı halde dinleye dinleye bünyesine işleyen mavi yolculuğu “Bir Mavi Yolculuk Seyir Defteri” hikayesinde yazar mesela. “Kısacası bu Mavi Yolculuk denilen şey tanrının bize nimetidir ki, benzeri ne Kaliforniya’da ne İtalyan Rivierası’nda bulunur. Bir kez Amerika uzaktır. İtalya ise eski albenisini yitirdi. Güvenilemez de. Mafyası filan var. Halbuki bizim burada cam gibi deniz... O masmavi gök... Sonra kıyılar... Güpür dantel mübarek... Elle işlenmiş gibi. Sonra balıklar da insanlara alışmışlar. Denize giriyorsunuz, yanınıza geliyorlar.”
 
Güngör Uras’ın söz etmeden geçmediği Bodrum’a ilişkin kitaplar arasında Selçuk Erez’in “İstanköyaltı Bodrum”u, Azra Erhat’ın “Karya’dan Pamfilya’ya Mavi Yolculuk”u, bilim insanı Fatma Mansur’un Ara Güler tarafından fotoğraflanan Bodrum kitabı, Oğuz Alpozan’ın Antik Bodrum’u anlattığı “Antik Halikarnassos” adlı kitabı şöyle çabucak sayılabilir.
 
“Bilinmeyen Bodrum”, bölge değişirken özelliklerini koruyarak dönüşmesi için bir yol haritası olabilir. Tabii oranın farklı  zenginliklerini yaşamak için de giderken yanınıza alınması şart bir kitap.