Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Milliyet Kitap » » Üşenmeyenlerin rehberi
Eylül 2014

Üşenmeyenlerin rehberi

40 seneyi aşkın bir süredir halk mutfağı ve yemek kültürü üzerine araştırma yapan Hülya Erol bu birikimini ve anneannesinden miras tariflerini, komşu teyzelerin mutfak sırlarını okurlarıyla paylaşıyor.
 Levent Özata
 
 
Elma, İngiltere’deki ilköğretim öğrencilerinin çoğunun zannettiği gibi süpermarketlerde yetişmiyor. Dünya’da hâlâ bir yerlerde avcılık ve toplayıcılıkla yaşayan bir kaç kabile kalmıştır. Bu kabilelerde kalp ve damar hastalıkları, yüksek tansiyon ve şeker gibi bugün her üç kişiden birinde görülen hastalıklar vardır. Son olarak da "Hazır Alma Kendin Yap" kitabının yazarı Hülya Erol, 1954 yılında Konya Seydişehir’de dünyaya gelmiştir.
 
Yukarıda saydıklarının Hülya Erol ile ne alakası var demeyin, yakında öğreneceksiniz. On sene önceki cep telefonlarımızla dalga geçtiğimiz, on beş sene önceki sınıf gereçlerini unuttuğumuz bir ortamda yıllar önceki yemek alışkanlıklarımıza dönmek için can atar hale geldik. Artık hormonlu domatesi normal kabul edip, hormonsuz olan ‘organik’ etiketiyle farklı bir hale geldi. Her şey ileri gitse bile yemek konusunda taş devri diyetleri ve 19. YY. tarım metotları popülerleşmeye başladı. İnsanlar kaybettikleri sağlıklarını geçmişte aramaya başladı.
 
İyileştiren yol mutfaktan geçer
Hülya Erol da kaybettiğimiz yemek pişirme ve yeme alışkanlıklarımızın peşine düşenlerin bayrak taşıyıcılarından. Çocukluğunda, babasının damak zevkini ve yemek bilgisini, annesinin becerikliliğine eklediği yemekleri yiyerek yetişmiş. Sonrasında geçirdiği ağır hastalıkları atlatırken ailesinin umudu dışında en çok bu çocukluğunda hatırladıkları yemek tarifleri yardım etmiş ona. Nihayetinde kendini toparlayıp mutfağa girmiş. Orada perçinlemiş sağlığını, her gün iki adet serbest gezen tavuğun yumurtasının, doğal yetişmiş sebzelerin, etin ve taze sıkılmış meyve sularının etkisiyle. Nihayetinde bu süreçte öğrendiklerini insanlarla paylaşmaya karar vermiş. Kızının da el atmasıyla beraber www.annemmutfakta.tv isimli siteyi 2006 yılında hazırlamışlar. İlk kitabı "AnnemMutfakta.tv Yemek Serüveni" kitabı 2012 yılında basılmış, onu 2014 yılında "Hazır Alma Kendin Yap" takip etmiş. 
 
Kitabında en temel yemek yapılarından başlıyor Hülya Erol. Karınca yuvasından topladığı yumurtalardan yoğurt mayalamaktan tutun, bir kaç çeşit tarhanayı nasıl yapacağınız anlatmaya kadar... Yoğurttan başlamışken orda bırakmıyor. Önce sütü sağıyor, oradan yoğurdu yapıyor. Tepesindeki kaymağı sıyırıp, ayrana geçiyor. Arada cacığa göz kırparak dönüyor tereyağı, kefir, çökelek yapımına ve en son sütlacı vererek süt ürünlerine doyuruyor sizi. Sadece bunlarla sınırlı değil tabii, turşu kurmayı da en ince detaylarına kadar 50 yıl önce köylerde yapıldığı gibi anlatıyor; reçeli de, her meyveyi mevsiminde toplayarak ya kompostosunu yapıyor ya kurusunu. Boşuna markete gidip cipslerle, abur cuburla doyurmayın karnınızı diyor size. Unutmayın markette satılan ne varsa elli yıl önce de yapılıyordu, hem de ambalajlanmadan. 
 
Bu kadarla da sınırlı değil. Mutfağa giren her türlü süpermarket ürününe topyekûn savaş hali var.  Ketçap ve mayonezi çok mu seviyorsunuz? Marketten almanıza gerek yok, kendiniz kolayca yapabilirsiniz. Pastırma çok mu pahalı oldu? Daha lezzetlisini, hem de çemeni istediğiniz oranda sürerek evinizde yapın. Uzun zamandır şöyle suratınızı ekşiten cinsden bir sirke bulamadınız mı, ne duruyorsunuz? Kendiniz yapın. Nerde gençliğimin ekmekleri diyenlerdenseniz, açın hamuru elinizle hazırlayın. Bu şişelenmiş limonataların da hiç tadı yok mu canım? Sıkın limonu, katın şekeri, oldu da bitti. Pekmezi, şerbeti, dondurmayı, reçeli artık el emeği olsun. Eğer sağlıklı yaşamak istiyorsanız, Hülya Erol’un da dediği gibi hazır almayın kendiniz yapın.
 
Her derde deva tarhana
Yemekle insan sağlığının bağlantısından bu kadar bahsetmişken, Rüştü Asyalı’nın oynadığı "Keloğlan" filmlerinin birinde Aykız’ı amansız hastalığından uyandıran tarhana çorbasını anmadan olmaz. Hülya Erol beş farklı tarhana tarifi vermiş, ben yaş tarhanayı anlatacağım, diğerlerini siz artık kitapta bulursunuz.
 
Yaş tarhana, tarhanayı kurutmayı gözünde büyütenlerin ve gürbüz çocuk yetiştirmek isteyen anne babaların vazgeçilmezi olmalı. En temel ve alışılmamış malzemelerden biri dereotu bitkisi, yörelerine göre dorakotu, sakalotu, samot, tarhanotu da denir. Süpermarkette bulması zor. İyisi mi siz bir aktara sorun. Bir tatlı kaşığı dorak otuyla beraber  aynı oranda kimyon, iki kilo yoğurt, bir buçuk kilo un, dört soğan, bir kilo domates, birer demet maydanoz, dereotu, nane, taze kekik, 10 tane salçalık, on tane yeşilbiber, 1 çay kaşığı karabiber, bir adet de ayvayı siz bir kenarda hazır edin.
 
Önce domatesi, maydanozu, dereotunu, naneyi, soğanı, yeşil ve salçalık biberi ince ince doğrayın. Sonra bunları bir kaba alıp üzerine yoğurdu dökün, ayvayı rendeleyin, kimyonu, karabiberi, kekiği ve dövülmüş dorakotunu ekleyip karıştırın. İnce bir tülbent örterek bir hafta kadar mayalayın. Mayalamadan sonra, üzerine unu ilave edip ikinci bekleme süresine geçin. Bu sürede karışım kabardıkça tahta bir kaşıkla karıştırın. Bir hafta kadar daha bekledikten sonra, soğuk bir yerde bekleteceğiniz tarhananız, hasta olduğunuzda, ya da çocuklarınız acıktığında çorba yapılmak üzere hazır.