"Bir Yaşam Gurusunun Kaleminden: Tatlar, Dostlar, Anılar"

Reha Arar

Esen Kitap

Fiyatı: 30 TL

Yemek

 

LEVENT ÖZATA

 

Bazen o kadar yoğunsunuzdur ki bir türlü oturup yazacak zaman bulamazsınız. “Hadi şu iş bitsin ondan sonra yazarım,” dersiniz. “Şu kış da bir geçsin” diye düşünürsünüz. “Hele bir kız üniversiteye kapağı atsın belki ondan sonra...” diye ertelersiniz planlarınızı. “Bu sene de işler çok kesat,” diye hayıflandığınız da olabilir. Hep bir an beklersiniz. İsmail Reha Arar da anılarını, yediklerini, içtiklerini ve gördüklerini bizimle geç paylaşanlardan. Neyse ki daha fazla beklememiş. Bize her sayfası dolu İsviçre ordu çakısı kıvamında bir anı kitabı, tur rehberi, gurme deneyimi ve yemek kitabı hediye etmiş. Kitabın adını da içeriği kadar ihtişamlı bir şekilde “Bir Yaşam Gurusunun Kaleminden: Tatlar, Dostlar, Anılar” koymuş.

 

Reha Arar 4 Ekim 1946 yılında İstanbul’da dünyaya gelmiş. Saint Joseph lisesinin katı disiplininin altından haylazlığıyla kalkmış. Ardından hastane yöneticiliği eğitimini Hacettepe Üniversitesi’nde tamamlamış. Güzel yemeğe düşkünlüğü o yıllarda kendini göstermiş olacak ki, dönemin çok okunan gazetesi Ankara Ekpres’te yemek tarifleri ve nereye gitmeli, ne yemeli konulu yazılar yazmış. Sonrasında Marmara Üniversitesi’nde yüksek lisans eğitimini tamamlayan Arar, iş kadını bir anne ve bürokrat bir babanın çocuğu olmanın verdiği ikilemi kendi hayatına da yansıtırcasına önce uzun yıllar Sağlık Bakanlığı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde bürokratlık yapmış. 1990’dan sonra ise özel sektöre geçerek Turizm sektöründe yöneticilik yaparak devam ettirmiş. Nihayetinde emekli olan Arar, emekliliğinin ilk meyvesini “Bir Yaşam Gurusunun Kaleminden: Tatlar, Dostlar, Anılar” almış. Kızının deyişiyle bundan sonra kitap yazarak ve seyahat ederek hayatını geçirmeyi planlıyormuş.

 

 

Dört kitabı tek kitaba sığdırmaya çalışmış Reha Arar. Bu kitap belki de onu takip edeceklerin öncüsü. Öncelikle bir restoran kitabı ve ya rehberi “Bir Yaşam Gurusunun Kaleminden: Tatlar, Dostlar, Anılar”. Chaine des Rotisseur kuruluşunun yönetim kurulu üyeliğini yapmış birinin ilk yapacağı işin bir restoran kitabı yazması da kaçınılmaz. Kendi gittiği, beğendiği, imkanı olsa tekrar gideceği, müdavimi olduğu restoranları anlatmış Arar. Restoranların ambiyanslarından da bahsetmiş, eğer varsa tarihlerinden, bulundukları binaların önceki kullanım amaçlarından da. Eğer tanıyorsa şeflerini, aşçılarını tanıtmış. Tanımıyorsa da gidip tanışmakta bir sakınca görmemiş. Mönülerinin derinliğinden, en iyi yemeklere kadar her şeyi anlatmış. Meyhanelerden tutun, dünya mutfağının sayılı örneklerine kadar her türlü tadı anlatan bir kitap çıkmış ortaya.

 

Restoranlar yoğunluklu olarak İstanbul’da. Ancak Venedik de girmiş listeye, ünlü bir cruise gemisinin mutfağı da. Yıllarını verdiği Kıbrıs’a özel bir bölüm ayırmış Arar. Bu özellikleriyle kitap bir anda seçkin bir tur rehberi havasına bürünüyor. İstanbul’da Boğaz kıyısında kebap yerken kendinizi Yeşilköy’deki deniz fenerinin içinde bulabiliyorsunuz. En iyi balığın neden Ankara’da yediğini anlatırken, elinizden tutup Kıbrıs’ın tuzlu suyuna atabiliyor sizi Arar. Her ne kadar birincil iddiası tatlar üzerine olsa da gördüklerini de anlatmaktan geri durmamış Reha Anar turizm sektöründeki birikiminin etkisiyle.

 

Ancak sadece Reha Anar’ın yedikleri ve gördükleri yok “Bir Yaşam Gurusunun Kaleminden: Tatlar, Dostlar, Anılar”da. Buralara gittiği arkadaşları, tanıştığı insanlar, kurduğu ilişkilerden de cömertçe bahsetmiş. Bu yediklerim yanımda sevdiklerim, özlediklerim olmadan gitmez demiş olsa gerek. Kitabın son bölümüne yerleştirdiği fotoğraflar ve notlarla da anı bölümünü bir yaşam öyküsü özetiyle de sonlandırmış. Bu fotoğraflar Arar’ın hayatından kesitler sunduğu kadar. Bize 1950 sonrası Türkiye’nin küçük bir kültür haritasını da sunuyor.

 

 

Belki de en önemlisi, bütün bu restoranların, anıların, gezilerin temel noktası olarak “Bir Yaşam Gurusunun Kaleminden: Tatlar, Dostlar, Anılar” bir yemek kitabı. Görece sayısı az olsa bile bazı restoran yazılarının ardına o restoranda yediği bir yemeğin tarifini sıkıştırmış Anar, belki de Ankara Ekspres günlerine bir gönderme olarak. Pek her yerde duyabileceğiniz tarifler de değil bunlar. Siyah Soya fasulyeli dana eti de var içlerinde, deniz kabuklularıyla kalkan çorbası da. Bu sıcakta belki biraz ağır ama bir o kadar ihtişamlı dana kaburganın da adı geçiyor, bütün zarafetiyle kabak çiçeği dolması da boy gösteriyor kitapta. 

 

“Bir Yaşam Gurusunun Kaleminden: Tatlar, Dostlar, Anılar” bir gurmenin, ya da yazarın tabiriyle, bir yaşam gurusunun elinden gurme olmak isteyenlere yönelik çok iyi bir başlangıç rehberi. Türkiye’nin, Kıbrıs’ın ve başka bir çok bölgenin, coğrafyanın yemeklerini, restoranlarını bir çırpıda görebileceğiniz hatırı sayılır bir koleksiyon içeriyor. “Şu restoranın önünden hep geçerim içerisi nasıl acaba?” “Yemekler güzel midir?” “Ya servis?” gibi sorularınız varsa başvuracağınız başlıca kaynak. Şimdiden afiyet olsun.