Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Milliyet Kitap » » ''Kendi yazarlarımızı yetiştirmek istiyoruz''
Eylül 2012

''Kendi yazarlarımızı yetiştirmek istiyoruz''

Yayımlamış olduğu korku-gerilim, macera, polisiye kitaplarıyla okurun beğenisini toplayan Martı Yayınları'nı sahiplerinden Atıf Ermiş anlattı...Martı Yayınları ne zaman ve nasıl bir amaçla yola çıktı?
Aslında bizim aile olarak yayım hayatımız 1955-'60'lı yıllara dayanıyor. Virüsü oradan kapmışız. Amcam Mehmet Ali Ermiş o dönemlerde Gün Yayıncılık’ı kurmuş. Sonra 27 Mayıs ihtilaliyle beraber düzeni bozulmuş. Ardından Hanefi Ermiş devralmış bu görevi; Deniz Dağıtım ve Yayıncılık sonra Gün Yayıncılık’ı tekrar hayata geçirmiş. Benim asıl mesleğim turizmcilik. Yaklaşık 10 yıl Amerika'da turizm sektörüyle uğraştım. 2003 yılında Türkiye’ye döndüm. O zaman Martı Yayınları kurulmuştu; ağabeyim Orhan Ermiş ve Şahin Güç tarafından 1996’da Martı Kitabevi ve Yayınevi olarak kurulmuştu. Fakat çok fazla kitap yayımlanmamıştı. İlk yayımlanan kitaplar "Sherlock Holmes"lerdi. Yayınevimizi aktif hale getirdiğimiz yıl ise 2006 oldu.
2006’da ne oldu da yayıneviniz aktif hale geldi peki?
Biz kitabeviyle beraber kitap ve kırtasiye perakendesi yapıyorduk. Bir gün marketlerde daha fazla kitap nasıl satılır diye araştırdığımızda gördük ki bazı market gruplarında hiç kitap satılmıyor. Onları kitap satmaya ikna ettik. Ve marketlerin de bizim de beklediğimizin çok üzerinde adetlerde kitap satmaya başladık. Bu da bizim yayınımızı hızlandıran bir etken oldu. Perakende noktalarında kitap satıyorken mutlaka üretim de yapmanız gerekiyor. Dolayısıyla biz üretimi tekrar ele alalım dedik. Marketlere kitap pazarlarken aynı zamanda Martı Yayınları bünyesinde "Sherlock Holmes"leri yeniden yayımlamaya başladık. Daha çok korku-gerilim, polisiye ve macera tarzı kitaplara yöneldik. Onların yanına kişisel gelişim, hobi kitapları eklenmeye başlandı talepler doğrultusunda. 2006. Ama o yıl profesyonelce oturup artık istediğimiz seviyede bir yayıncılık nasıl yaparız diye kadromuzu oluşturduk. Sonra da istediğimiz tür kitapların izini takip etmeye başladık.
İstediğimiz tür derken neyi kast ediyorsunuz?
Korku-gerilimin biraz daha dışında, içinde biraz edebiyat barındıran ve kitlesi daha geniş olan... Korku- gerilim erkek okurun dikkatini çekerken, kadın okurun da ilgisini çekebilecek kitaplar aramaya başladık. Yani yelpazeyi daha geniş tutabileceğimiz yazarlar ve kitaplarla ilgilenmeye başladık. Bunların sonucunda uzun zaman Amerika ve dünyada 150 milyona yakın kitap satmış Debbie Macomber'ın kitaplarını keşfettik. Onları Türkiye'de yayımlayabilmek için yaklaşık 3 sene uğraş verdik. İlk yayımladığımız kitabı "Küçük Mucizeler Dükkanı" belirli bir başarıya ulaşınca onun etrafını doldurup, en azından bu tarza ilgi duyan okura farklı yazarların kitaplarını sunalım istedik. Ama polisiye yapmaya da devam ettik.
Martı Yayınları'nı bugün geldiği noktada nasıl tanımlıyorsunuz?
Aslında yayıncı olmaya çalışıyoruz. Yayıncının y harfinde dolaşıyoruz henüz. Yayıncılık sektörünü tanımak ve farklı bir şeyler yapabilmek için, yaptığımız işin bize kazandırdığı tecrübelerle, bizi eğitmesine izin verdik. Bunu ben bilirim, ben yaparım mantığındansa öğrenmeye sürekli açık kalarak daha farklı nasıl yapılabiliriz ya da yurtdışında insanlar bunu nasıl yapıyor diyerek araştırdık. Şu anda da daha iyi bir yayıncı nasıl olabiliriz, insanlara kitabımızı en mükemmel nasıl sunarınız peşindeyiz. Bu konuda örnek aldığımız Türkiye'de çok başarılı, iyi yayınevleri var. Mesela Can Yayınları, Yapı Kredi Yayınları, İş Bankası Kültür Yayınları, Alfa, Remzi, İnkılap gibi... Bu yayınevlerinin bugüne kadar yapmış oldukları güzel işlerden biz de kendimize pay çıkarmaya çalışıyoruz.
Bir eseri yayımlarken nelere dikkat ediyorsunuz? O eserin içeriği nasıl olmalı sizin yayımlamanız için?
İşin de bizi geliştirmesine izin verdiğimiz için kendimizi çok fazla şunu yayımlayalım, bunu yayımlamayalım diye sınırlamıyoruz. Ama başlangıçtan beri Martı'yı takip eden okurların gözünde polisiye, korku- gerilim, macera türünde belirli bir yer edindiğimizi sanıyorum. Şimde de biraz daha Türkiye'nin okur kitlesinin en geniş kısmı olan kadınlara yönelik kitaplar yapmaya çalışıyoruz. Elizabeth Kelly'nin "Benim Çılgın Ailem", Melissa Senate'nin "Aşk Tanrıçasının Yemek Okulu" kitaplarını yayımladık. Sonra dünyada tanınan ve bilinen bir yazar olan Markus Zusak'ın "Hiç Kimse Sıradan Değildir" adlı kitabını sunduk; hem kadın hem genç hem de belli bir yaşın üzerinde erkek okuru kapsayan bir kitap. Bundan sonraki yayımlarımızı da bu şekle büründürmek istiyoruz.
İstanbul Kitap Fuarı öncesindeyiz. Sizin fuar için ne gibi sürprizleriniz olacak?
Debbie Macomber'ın beşinci kitabını yayımlamayı düşünüyoruz; fuardaki önemli kitaplarımızdan biri o. Bizim çok sayıda seri kitabımız var. Bu kitapların devamlarını bekleyen okurlarımız var. Mesela yine fuarda "Sherlock Holmes"un beşinci kitabını yayımlayıp o seriyi bitirmeyi planlıyoruz. Yeni üç seriye başlayacağız. Bu yeni üç serinin ilk kitapları fuar döneminde yayımlanacak. Bu seriler bizim çok fazla çeşit yayımlamadığımız, 14 ile 19 yaş arası okura yönelik kitaplar. Bu kapsamda Alyssa Day'in Atlantis serisini yayımlayacağız. Fuarda ikinci kitabını çı