Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Milliyet Kitap » » 'Her bir kitabı başlı başına bir proje olarak düşünürüz'
Kasım 2012

'Her bir kitabı başlı başına bir proje olarak düşünürüz'

Bünyesinde Everest, Alfa, Artemis ve Kapı Yayınları'nı bir araya getiren; öte yandan Türkiye'nin en büyük dağıtım firmalarından birini de içinde barındıran Alfa Yayın Grubu'nu, kurucusu Faruk Bayrak anlattı...
Alfa Yayın Grubu’nun kuruluş öyküsünden bahseder misiniz?

İlk yayın markamız olan Alfa’yı kurmadan önce, yayıncılıkla içli dışlıydık. Benim ilkgençlik yıllarım, dayım İsmet Oruç’un yanında geçti. İsmet Oruç, İstanbul Üniversitesi çevresinden herkesin bildiği Filiz Kitabevi’ni işletiyordu. Ben de onun yanında, akademisyen yazarları yakından tanıma, kitabın dünyasını içeriden görme şansı buldum. Üniversite gençliğinin dinamik enerjisi, sürekli yeniliğe açık dünyası, sonradan yapacağımız yayıncılık atılımlarında etkili oldu. Bir de şu var; matbaacılık geçmişimiz bu tecrübe ile birleşti. Daha 20'li yaşlarımdan itibaren kitap kokusu, kâğıt hışırtısı, matbaa mürekkebi kanıma karıştı. O bağlamda bizim yayıncılığımız salt bir sermaye, patronaj yayıncılığı değil. Ve kararımızı verdik, ilkin Alfa Yayınları’nı kurduk.

Alfa olarak nasıl bir amaçla yola çıktınız?

Alfa markası altında başlangıçta daha çok bilgisayar dünyası için pratik çözümler sunan yayın çizgisini takip ettik. O vakitler bilgisayar sihirli bir araç olduğu kadar pek çok bilinmeyeni de içeriyordu. Teknolojiye ve günlük sorunlara çözüm üretecek klavuz kitaplar yoktu. Biz bu sahada boşluk gördük. Nitekim yayınlarımız çok ilgi gördü. Bilgisayar kitaplarının yanına sözlük dizilerimizi koyduk. Sözlüklerimiz de aranan yayınlar oldu.

Peki sonrasında çizginiz nasıl değişti?

Başlangıçta sınırlı diyebileceğimiz bir çizgimiz vardı. Kültür ve edebiyat sahasına dahil değildik. Fakat gördük ki, Türkiye’de popüler yayıncılığın önü çok açık. Popüler kitaplar her kuşaktan insanın ilgisini çekiyor. Bilim, tarih, sosyoloji, psikoloji, kişisel gelişim alanlarında, yemek ve yemek kültürü hakkında yayınlar yapmaya başladık. Alfa, tarih, bilim, bilgi, kültür, mutfak, sözlük gibi kavramlar etrafında popüler yayıncılık yapan bir marka oldu. Bu parantezin içine günlük hayatın hızına uygun bireyin hayatını kolaylaştıran ve ona rehberlik eden her yayın girebiliyor.

Alfa Yayın Grubu'nda yayımlanacak olan kitaplarda öcelikle nelere dikkat edersiniz?

Alfa Yayın Grubu’nun içinde birden çok yayınevi var. Alfa bir çatı. Her bir yayınevinin başında yayın yönetmeni, editörleri ve art direktörleri var. Biz temel politikayı ve ana işletmeyi sürdürürüz. Yayın yönetmenleri, kendi yayın çizgileri doğrultusunda, başta dil bilinci, konu özgünlüğü, kültürel yetkinlik ve elbette toplumsal karşılık gibi nitelikler ararlar. İster çeviri ister telif kitaplar yayımlayalım yayıncılığın evrensel ölçüleri ve bu ülkenin kelimelere dökülmemiş ama toplumsal bilinçte karşılık bulan her hassasiyeti gözetilir. İyi kitap basmak isteriz. Yazar memnun olsun isteriz. Okur güzel bir kitap sahibi olsun isteriz. İyilik, nitelik ve kitlesel karşılık her zaman önemli.

Alfa Yayınları içinde pek çok dalda yayın var. Siz özellikle hangilerini öne çıkarırsınız?

Öncelikle her yayın, her kitap bizim için çok önemli. Hatta biz, her bir kitabı başlı başına bir proje olarak düşünürüz. Yayınına karar verdiğimiz her kitap elbette bizim beklediğimiz karşılığı bulmayabilir. Bu da her zaman kitabın niteliğiyle ilgili olmayabilir. Onların da bir kaderi var çünkü. Bununla birlikte yemek kitaplarımız, tarih dizimiz, bilim serimiz öne çıkarılabilir.

İstanbul Kitap Fuarı’nı nasıl değerlendiriyorsunuz?

İstanbul Kitap Fuarı, zaman içinde daha profesyonel hale geldi. Yayın dünyasının çeşitliliği kadar gelişmelerini de içine aldı. Fakat hâlâ bir sektör fuarı, satışa dönük bir fuar olmayı sürdürüyor. Okurlar belki bu kadar büyük bir fuarda binlerce kitabı bir arada bulma şansına kavuşuyor. Ama biz yayıncılara ufuk açacak, yeni perspektifler sunacak kurgudan uzak. Her ne kadar artık yabancı yayıncıların katılımı açısından gelişmeler yaşanıyorsa da belki konsept üzerinde biraz daha detaylı düşünmek gerekiyor.

Fuarda Alfa Yayınları olarak nasıl yer alacaksınız?

Fuar kapsamında Umberto Eco'nun "Ortaçağ: Barbarlar, Hıristiyanlar, Müslümanlar", Neale Donald Walsch'ın "Sessizlik Öncesi Fırtına", Richard Feyhman'ın "Fizik Yasaları Üzerine", Şenay Düdek'in "İki Aşk Arasında" ve Ian Morris'in "Dünyaya Neden Batı Hükmediyor Şimdilik" adlı kitapları Alfa etiketiyle okura sunuluyor. Ayrıca Alfa Yayınları'ndan 100. yıldönümü dolayısıyla Balkan Savaşları'nı anlatan kitapları yayımlayacağız. Önümüzdeki günlerde ise Alfa Yayın Grubu çatısı altında Ahmet Turan Alkan, Mümtaz’er Türköne, Reha Çamuroğlu ve İskender Pala'nın kitaplarını okurla buluşturacağız.

Yeni dönem projeleriniz nelerdir?

Pek çok projemiz var ama beni özellikle heyecanlandıran bir çalışmadan söz etmek istiyorum. Kısa zaman içinde Türkiye'nin bütün yemek kültürünü bölge bölge anlatan, pratik olarak uygulanmış, görsellerle, anlaşılır ve uygulanabilir tariflerle desteklenmiş 7 ciltlik bir kitap projemiz var. Daha sonra yabancı dillere çevirtip dünyaya da sunmayı arzuluyoruz.

Alfa Yayın Grubu’nun içinde, Alfa’nın yanı sıra