Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Milliyet Kitap » » “24 kişilik bir düşünme serüveni”
Şubat 2021

“24 kişilik bir düşünme serüveni”

Gazeteci ve yazar Ali Eyüboğlu’nun ikinci kitabı “Zirvedeki Karınca”, Sunay Akın’dan Demet Sabancı Çetin Doğan’a, Milliyet foto muhabiri Ercan Arslan’dan Türkan Şoray’a kadar 23 ismin başarı öykülerinden kesitler sunuyor. Eyüboğlu, “Ben dahil ‘ 24kalemli ’ bir kitap olması, 24 kişilik bir düşünme serüveni oluşturdu bende” diyor.

EDA ÜNSÜN

 

“Üç yıl kendimle ara ara sürdürdüğüm fikir savaşlarım neticesinde bu kitabı yazmaya karar verdim,” diyorsunuz. Bu sürecin unutulmazları sizler için neler oldu? Nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kitap yazmak, diğer yazı ‘sanatları ’nın tümünden duygusal olarak farklı... Bunun en önemli nedeni; basım aşamasına kadar geçen sürede adım adım ortaya çıkan kitabınız üzerinde düşünecek çok zamanınızın olması...Yazar, eserini sürekli “Şöyle olsa daha iyi olur muydu?” diye mükemmelleştirmeye çalışıyor.Ben dahil “24kalemli” bir kitap olması, 24 kişilik bir düşünme serüveni oluşturdu bende.

 

Sosyal sorumluluk kapsamında “Zirvedeki Karınca” nın telif gelirinin tümünün Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği UCİM’e bağışlanacağını yazmışsınız. Bu konuda neler söylemek istersiniz? Fikir nereden çıktı? Neden UCİM?

İlk günden itibaren “Zirvedeki Karınca ”nın inovatif bir çalışma olması için elimden hem zihinsel hem de sosyal olarak geleni yaptım...Bu projenin geliri 24 kişiyi kalbi olarak tatmin etmeliydi... İstismara uğramış çocuklarımıza destek olmaktan daha iyi bir amaç düşünemiyordum ve bu düşüncemin kalbimdeki yanıtı UCİM oldu.

 

Kitap yazmakla ilgili ‘ölümsüz bir serüven ’,“Zirvedeki Karınca” ile ilgilide ‘inovatif bir proje’ ifadelerini kullanmışsınız. Peki, siz gençlere yol haritası olmak adına neler söylemek istersiniz?

Çoklu yazarlı bir kitap çıkarmak bir yazarın kitabı tek başına yazmasından daha zorlu bir süreç. Projedeki isimleri oğlum Yağız’ın eğitim ve gelecekteki iş yaşamını düşünerek şekillendirmeye çalıştım. Okuyan herkeste hayatlarıyla ilgili farklı bir bakış açısı oluşturacağına inanıyorum...

 

23 ismi neye göre seçtiniz? Nelere dikkat ettiniz?

“Zirvedeki Karınca” ya kalemleriyle katkıda bulunan tüm yazarlar birbirlerinden kıymetli isimler...Kitabın marka değerine uymayacak kimseye teklif götürmemeye gayret ettim ki 23 ismin de birbirlerinin adlarını duyduklarındaki mutlulukları, seçimlerimin doğru olduğunu hissettirdi bana.

 

Gazetedeki köşelerinizden birbirinizle ara sıra atıştığınız Hıncal Uluç da kitabınızda var…Ona nasıl bir teklifle gittiniz ve ilk tepkisi nasıl oldu?

Benim neslim usta-çırak ilişkisini bilen bir nesil...Hıncal Uluç, mesleki büyüğümdür. Bizim atışmamız saygı ve sevgi çerçevesindedir tabii. Hıncal Abi, Sabah gazetesindeki odasında kabul etti beni ve projeyi duyunca kabul etti...

 

Kitapla ilgili geri dönüşler nasıl oldu?

Kitapların okur kitleleri vardır...Yayıncım Büyükada Yayıncılık’ında benim de dikkatimi çeken, “Zirvedeki Karınca” nın okur kitlesinden gelen sosyal medya yorum ve mesajlarına baktığımızda sosyokültürel ve yaş ortalaması olarak çok geniş bir kitleye hitap etmesiydi...“Demek ki faydalı bir iş yapmışız” diye düşündük...

 

“Hepsinin çalışkanlığından bu isim ortaya çıktı”

 Kitap yazma fikri nasıl oluştu?

Kitap yazmak yıllardır kalemiyle hayatını kazanan biri olarak bende daha önce tatmadığım farklı bir psikolojiyi uyandırdı. İkinci kitabımı yazma fikri her zaman aklımın bir köşesindeydi. Üç yıl kendi içimde yaptığım fikir savaşlarım neticesinde sosyokültürel ve yaş grubu olarak en geniş kitleye ulaşabileceğim, yıllarca insanlara ve özellikle meslek seçiminin arifesinde olan gençlere yol haritası olabilecek, bu kitabı yazmaya karar verdim. Kitapta çeşitli meslek gruplarından iş insanları, sanatçı, sporcu, akademisyenler olmalı ve birikimlerini okurlara aktarmalıydılar. Beni kırmayıp kendilerini de bu projeye ait hissedebilecek görüşmelerime geçmeden önce şunu belirtmeliyim ki, yazarların yazılarında hiç talepkar ya da yol gösterici olmadım. Her yazardan tek ricam kendi duygusal kariyer hikayelerini yazmaları oldu. Böylece ortaya farklı notaların olduğu ve aynı kalıp üzerinden ilerlemeyen, çok yazarlı ve keyifli bir kitap çıktı. Kitaptaki yazarların çalışkanlıklarını karıncayla özdeşleştirip, her birinin mesleğinde zirvede olmalarını da göz önünde bulundurarak kitap adı için “Zirvedeki Karınca” da karar kıldım.

 

Yakın planlı projeleriniz neler?

İş dünyasıyla ilgili Türkiye’de olmayan bir kitap projesi fikrim daha var ama pandemisiz hayata geçmeden böyle emek isteyen bir projeye atılmak imkânsız...Şimdilik kısmet diyelim.