Milliyet Sanat
Nisan 2014

En özel dedektif

Sevin Okyay
Tarquin Hall’un Hintli dedektifi Vish Puri, ilk macerasıyla karşımızda. “Kayıp Hizmetçi Vakası”, bize onun niçin 'en özel' olduğunu da anlatıyor.
“Kayıp Hizmetçi Vakası"
Tarquin Hall
Büyülü Fener Yayınları
Fiyatı: 15 TL
Polisiye
 
Bu ay polisiye saflarına yeni bir dedektif katıldı. Hem de, dünyanın en özel dedektifi, Hintli Vishu Puri. İngiliz yazarı Tarquin Hall sadece onu Hintli, mekânını da Delhi yapmakla kalmamış, kitabı da Hint yemekleri ve Hindistan dillerinden kelimelerle süslemiş. Hatta bir küçük sözlük bile eklemiş. 
Pencaplı Vish Puri, genelde, daha önce aile büyüğü hanımlar ve aile rahiplerine düşen bir görevi üstleniyor: Görücülü evliliğin tarafları için soruşturmalar yapıyor, kirli çamaşırları ortaya döküyor. Doğrusu iyi para alıyor ama, müşterilerini de memnun ediyor. Puri, kendince 'dünyanın en özel dedektifi'. Bunda kurucusu ve yöneticisi olduğu şirketin adının En Özel Dedektifler Şirketi olmasının da payı vardır belki.
 
Bu arada yoluna çıkan cinayetlerle ilgilenmeyi de ihmal etmiyor. Müşterisi, saygın avukat Ajay Kasliwal, su mafyasının üstüne gitmiş, hatta mal varlıklarını bildirsinler diye yargıçlara dava açmış dürüst bir hukukçu. Haliyle, epeyce düşmanı var. Son olarak da, bir vakittir kayıp olan hizmetçisi Mary’yi önce hamile bırakıp öldürdüğünü iddia etmişler. Kasliwal de, işinin ehli ve kendisi gibi dürüst olduğuna inandığı Vish Puri’ye gelmiş. Puri yardımcılarıyla birlikte, cinayeti çözmek için Delhi ile Rajasthan arasında mekik dokumaya başlıyor. Floresan, Sifon ve Yüz Kremi’nden oluşan ekibine çok güveniyor. 
 
“Hindistan’ın Sherlock Holmes’u”
 
Bu arada kendisinin de bir suikaste kurban gitmesine ramak kalıyor. Kurşunların burnunun dibinden geçmesi bir yana, oğlunun kendi başının çaresine bakamayacağını düşünen annesi de bavulunu alıp Puri’nin evine geliyor. Ama o haklı olsa bile, oğlu bunu kabul edebilecek karakterde biri değil. Kendisi babasının yolundan gitmiş, dedektifliğin sadece dedektiflere mahsus bir meslek olduğuna inanıyor. Kadınlar, hele anneler, ondan uzak olsun. Gerçi evet, annesinden gelen sezgisi var, ama gururu da, meslek aşkı da onun zaman zaman (babası sağken olduğu gibi) muammaları çözebildiğine inanmasını engelliyor.
 
Vish Puri'miz boğazına düşkün biri, kilosuyla da bunu inkâr etmiyor zaten. Aklı fikri, doktorunun verdiği rejimi harfi harfine uygulamaya çalışan karısını kandırıp sevdiği yağlı, tatlı yemeklerden atıştırmakta. İnatçı ve azimli, ayrıca kesinlikle Pencaplı. İngilizce-Hintçe karışımı cümleler kurmayı seviyor, kendi diline de bağlı. Herkes onu birbirine “Hindistan’ın Sherlock Holmes’u” diye tanıtınca hiç memnun kalmıyor. Bir kere Sherlock, kurmaca bir karakter, Puri ise hakiki bir dedektif. Conan Doyle’un da iki bin yıl önce dedektifliğin temelini atan Chanakya’nın mirasına el koyduğunu düşünüyor.
 
Hindistan'ın tadı, kokusu
 
Tarquin Hall’un dört kitaplık serisinin (sonrakiler "The Case of the Man Who Died Laughing", "The Case of the Deadly Butter Chicken" ve "The Case of the Love Commandos") başarısında, bunların soluk soluğa, heyecanla okunan polisiyeler olması kadar, iyi yaratılmış Vish Puri karakteri ve dedektifin çevresinin de büyük payı var. Özellikle 'Anne-ji' bir âlem. Yazarın Hindistan’ı bütün ayrıntılarıyla, kokusuyla, tadıyla, lisanlarıyla, insanlarıyla ve hayhuyuyla bize sunması da işin başka bir artısı. Gerçi Hall İngiliz ama, Hintli bir eşi var, onunla ve iki çocuğuyla Delhi’de yaşıyor. Konusuna, mekânına, kişilerine hakim.
 
Büyük Alexander McCall Smith, Hall’un serisi için, “Bu kitaplar küçük mücevherler,” demiş: “İyi yazılmış, eğlenceli ve çok rahatlıkla okunuyor.”  Ne de olsa, aynı teknede sayılırlar. Smith, “Bir Numaralı Kadınlar Dedektiflik Bürosu” ile bizi Botswana’ya götüren ve bir başka topluca dedektifi tanıtan kişi...