Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Milliyet Kitap » » İbn Rüşd'ü anlamak
Nisan 2014

İbn Rüşd'ü anlamak

Taha Akyol
Prof. Dr. Bekir Karlığa kitabında İbn Rüşd’ün hayatı, eserleri ve fikirleri hakkında geniş bilgi verirken Rönesans tablolarındaki İbn Rüşd resimleri ve Rüşd'ün kitaplarının diğer dillerdeki baskılarının kopyalarını da okura sunuyor.
"Batı'yı Aydınlatan İslam Düşünürü"
Prof. Dr. Bekir Karlığa
Mahya Yayıncılık
Fiyatı: 30 TL
İnceleme
 
İslam felsefesi tarihi hocası Prof. Bekir Karlığa’nın “Batı’yı Aydınlatan İslam Düşünürü İbn Rüşd” adlı eseri yayımlandı. Bildiğim kadarıyla, Batı ve Arap kaynaklarını esas alarak dilimizde ilk defa böyle bir İbn Rüşd araştırması yapıldı.
 
Kitapta Rönesans tablolarındaki İbn Rüşd resimleri ve Rüşd'ün kitaplarının Batı dillerindeki ve İbranice ilk baskılarının kopyaları da yer alıyor. İbn Rüşd’ün hayatı, eserleri ve fikirleri hakkında geniş bilgi veren Karlığa, İbn Rüşd’de temel felsefi sorunsalın 'akıl-din, bilim-din' ilişkisi olduğunu, bu konuda daha önceki düşünürlerden farklı bir paradigma geliştirdiğini anlatıyor. Şu çarpıcı tespiti yapıyor: “Batı işte bu paradigmanın birinci bölümünü aldı ve kendi yeniden doğuşunun (Rönesans) yollarını açtı ise de ikinci bölümüne kapılarını tamamen kapamaya çalıştı... İslam dünyası ise bu modele hiç sıcak bakmadı.”
 
İslamda İbn Rüşd
 
Kitabın, İbni Rüşd’ün etkilerini anlatan üçüncü bölümünde bu hazin tabloyu net olarak görüyoruz: İbn Rüşd’ün İslam dünyasındaki etkilerini topu topu 12 sayfada anlatan Prof. Karlığa, Batı’daki etkilerini anlatmak için tam 180 sayfa ayırmış!
 
İbn Rüşd, ait olduğu Endülüs ve Mağrip’te yeterince ilgi görmemiş. Osmanlı’da Fatih, ünlü "Tehafüt" tartışmasını canlandırmak istemiş. Sonra, biraz Katip Çelebi ve Kemal Paşazade ile 18. YY.'da Yanyalı Esat Efendi gibi bazı isimler İbn Rüşd’le ilgilenmiş. Osmanlı kütüphanelerinde İbn Rüşd’ün "Tehafüt" adlı eserinden sadece dört tane el yazması var. Gazali’ye karşı felsefeyi savunduğu ünlü eseri. Arap dünyasında tabii biraz daha fazla ama yine yetersiz. 19. YY.'da Hıristiyan Arap Farah Antun, İbn Rüşd’ü savunan yazılar yazmış, modernist İslamcı Reşid Rıza ve Muhammed Abduh, İbn Rüşd üzerine tartışmışlar. İbn Rüşd İslam dünyasında ancak 19. YY.'dan sonra 'belirli bir aydın kesim için ilgi odağı olmuş', o kadar.
 
Kilise yasağı
 
Prof. Karlığa şöyle yazıyor: “İbn Rüşd Orta Çağ’da İslam dünyasında bilindiğinden ve tanındığından daha çok Batı dünyasında bilinip tanındı. Onun İslam dünyasındaki etkileri çok sınırlı iken, Batı dünyasındaki etkileri hem çok yönlü olmuş hem uzun asırlar devam etmiştir... Avrupa Topluğu, İbn Rüşd’ü Avrupa’nın fikir mimarlarından biri olarak kabul etmiştir.”
 
İbn Rüşd’ün eserleri onun ölümünden yirmi, yirmi beş yıl sonra Latinceye tercüme edilerek Paris, Bologna, Pisa, Londra ve Oxford üniversitelerinde tartışılmış. Matbaanın icadından sonra defalarca basılmış.
 
İbn Rüşd’ün fikirlerini Hıristiyan akaidi için tehlikeli sayan ünlü Thomas d’Aquin’in eleştirilerini okurken ben şahsen yer yer Gazali’yi hatırladım. D’Aquin, İbn Rüşd’ün felsefi metodunu alarak Hıristiyan akaidini savunmuş. Şu tespit önemli olsa gerek: “İslamda nas, Hıristiyanlıkta teoloji önemli.” Burada teoloji, daha çok mistisizm anlamında.
 
İbn Rüşd, 'yoktan yaratma' konusunda farklı görüşlere sahip, yaratılıştan önce de bir varlık bulunduğunu düşünüyormuş. Merak edenler, kitabın İbn Teymiye’ye de atıf yapılan bu bölümü okumalılar. Prof. Karlığa, İbn Rüşd’ün bu tür görüşleri yüzünden hem Eş’ari Müslümanlar hem Batı’da Kilise tarafından reddedildiğini anlatıyor. Kilise, 1270 yılında 13 maddelik bir yasak ve aforoz bildirisi yayımlamış. Bu maddelerin çoğu İbn Rüşd’ün irade hürriyeti ve yaratılış gibi konulardaki fikirleridir.
 
Diğer eserleri gibi bu kitabı için Prof. Karlığa’yı kutluyorum. Öfkeli bir iktidar ve siyaset kavgasına dalmış olan İslamcı kesim başta olmak üzere, düşünce ufuklarımızı genişletmek için fevkalade değerli bir eser.