Milliyet Sanat
Ocak 2018

Kinsey’e veda

Sevin Okyay
Alfabe fikrini çocuklar için resimli kitaplar yazan Edward Gorey’den alan Sue Grafton’ın “Risk’in R’si”, dedektif Kinsey Millhone’un maceralarının sürdüğü bir kitap.

Kinsey, polisiye dünyasına 1980’li yıllarda adım attı. Tam tarih is­terseniz, 1982’de, “Ateş’in A’sı” (A is for Alibi) ile. “Adım Kinsey Mill­hone,” dedi: “Kalifornia eyaletinde özel dedektiflik yapma ruhsatım var. 32 ya­şındayım, iki kere boşandım, çocuğum yok.” Yaşamının büyük bölümünü ka­ravanlarda geçirmişti, şimdi tek odalı, garajdan bozma bir ‘bekâr’ evinde yaşı­yordu. “Evcil hayvanım yok. Saksı için­de çiçek de yetiştirmem. Zamanımın büyük bölümünü yolda geçirdiğimden arkamda bir şeyler bırakmaktan hoş­lanmam.”

Kitaplar birbirini izledi, Yazar Sue Grafton ara vermese de burada ara verildi. “Ateş’in ‘A’sı” ile tanıyıp sev­diğimiz, “Lanetli’nin ‘L’si”nden sonra ortadan kaybolan Kinsey’i, R harfinde yeniden bulduk. “Risk’in R’si” Oğlak Yayınları yerine Artemis Yayınları’n­dan çıkmaya başlamış. Oysa o zamana kadar bütün kitapları çeviren Mehmet Harmancı’nın üslubuna alışmıştık.

Bu arada yazar, yazmayı sürdürmüş­tü. Kocası Steve Humphrey’e göre, daha 30 yıl öncesinden son kitabının adına karar vermişti: “Z Is for Zero”. Ama has­talandığı için yazamamıştı. Seri, 35 yılın 25. kitabı “Y Is for Yesterday” ile sona erdi. Kinsey bu işe ne der, bilemiyoruz. Herkesin bildiği gibi nasihate kulak ver­meyen, inatçı bir ‘yeni kadın’dır. Polis memurluğuna (Harry Bosch gibi) da­yanamamış, istifa etmiştir. Ama işini de sevdiği için, kendi hesabına çalışır. “Ben masraflar dışında saatte 30 dolar alırım. En azından bin dolar da avans isterim.”

Pejmürde hayat

Alfabe harflerinin denk düştüğü tek kitap olan “Sessizliğin S’si” (S is for Silence) için yazdığım yazıya şöy­le başlamışım: “Gene Santa Teresa’da, saçlar gene darmadağın. Zararlı şeyler yemeyi sürdürüyor, tek bir sigara yak­maktansa uçurumdan aşağı atlamaya hazır. Sabahları koşuyor, giyimine ku­şamına gene aldırmıyor. Meraklısı için söyleyelim: Hâlâ Cheney ile beraber. Rosie ile Henry de mevcut ama bu sefer onlardan biraz uzak kalıyoruz. Çünkü Kinsey Milhone vaktinin çoğunu, yeni soruşturması için küçük Serena Station kasabasında, ya da araştırdığı olaya ka­rışmış kişilerin şimdi yaşadığı yerlerde geçiriyor.”

Saçlar hep darmadağındı zaten. Yarı yarıya arabasında yaşadığı için (eski bir VolksWagen), her türlü ortamda giyebi­leceği siyah, yedek elbisesi orada. Çok ender kullandığı tabancası da. Çalışır­ken bıkıp usanmaksızın insanlara soru­lar sorar, saatlerce kapı önlerinde nöbet tutar. Dizi boyunca Kinsey’in ev sahibi yaşlı ve yakışıklı Henry, komşu Macar lokantasının sahibi Rosie ile ve, o sırada varsa eğer, sevgilisi ile neler yaşadığını ayrıca merak ederiz. Sue Grafton da biz­den esirgemez.

‘Hard-boiled’ kahraman

Yıllarca, daha çok televizyona se­naryo yazdıktan sonra kitap yazmaya başlayan Sue Grafton, senaryo tecrübe­sinin izini hızlı aksiyonunda, derinine inmediği karakterlerinde, Kinsey’in bir tür yumuşatılmış ‘hard-boiled’ kahra­man olmasında taşıyor. Kitaptan kita­ba aktarılan karakterleri, başta Kinsey olmak üzere, hep aynı klişelerle takdim ediliyor. Aslında bu klişeler de bir an­lamda kaçınılmaz. Bu sayede yeni okur­lar serinin tamamını okumasalar bile, tek bir kitaptan keyif alabiliyor. Buna karşılık, Grafton ayrıntılı mekân tasvir­lerini seviyor.

Sue Grafton, alfabeyi tamamlamadı diye üzülüyoruz. Gene de bu serinin il­hamını aldığı yazarlardan, yani renkleri kullanan John D. MacDonald ile hafta­nın günlerinden yararlanan Harry Ke­melman’dan daha iyi durumda. Alfabe fikrini ise çocuklar için resimli kitaplar yazan Edward Gorey’den almıştı. Ama onların hiçbirinin Kinsey’i yoktu. Dön­me ihtimali de zayıf. Çünkü Grafton si­nema-TV uyarlamalarından da, hayalet yazarlardan da nefret ederdi.

Etiketler: Edward Gorey  Sue Grafto