Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Asu Maro | Bu da suratınıza tiyatro

Bu da suratınıza tiyatro

26 Ekim 2012 - 07:10
Geçen hafta öyle bir metin izledim ki, basbayağı suratıma tokat yemiş gibi oldum çıkarken. "Bu da dedim, bizim 'in-yer-face'imiz". Ve çok sert, çok.Ben asla "İngiltere'den ithal tiyatro bizim izleyiciye ne söyleyebilir ki?"cilerden değilim. In-yer-face (Türkçedeki çevirisiyle suratına tiyatro) akımının ülkemizdeki yapımlarını çoğunlukla beğenerek, etkilenerek, sarsılarak izliyorum. "Zamanın ruhu"ndan söz eder, akımın Türkiye'deki öncü ismi Murat Daltaban. Zamanın ruhunu taşıyan oyunlar der bunlara... Ve görüp de sarsılıyorsak, aslında her gün içinde yaşadığımız şiddet dilinin suratımıza çarpılmasından tedirgin olduğumuz için...

Geçen hafta öyle bir metin izledim ki, basbayağı suratıma tokat yemiş gibi oldum çıkarken. Saçma bir yandan, çünkü gerçek hayat o tokatları sağlı sollu her gün çakıyor suratımıza. Ama daha 'zarif' darbeler beklediğimiz tiyatro sahnesinde gafil avlanmış oluyoruz zahir. "Bu da dedim, bizim 'in-yer-face'imiz". Ve çok sert, çok.

"Nerde Kalmıştık?"ın yazarı Ebru Nihan Celkan
ve yönetmeni Mirzâ Metin.
Fotoğraf: Özlem Karacaoğlu
Bulut Tiyatro'nun sahnelediği "Nerde Kalmıştık?"ın yazarı, Ebru Nihan Celkan. Geçtiğimiz yıl "Tetikçi"yle Hrant Dink cinayetinin perde arkasını koymuştu gözümüzün önüne. Bu kez Güneydoğu'da askerlik yapıp, 'adam olup' dönmüş Umut'un hikayesini... Onun doğumunu 'erkek adamın erkek çocuğu olur' diye beklemiş, ama oğlu hiç istediği gibi vurdu mu deviren bir çocuk olmadığı için hayal kırıklığına uğramış bir babanın oğlu Umut. Babası araya hatırlı kimse filan koymayı denememiş ki oğlu zor koşullarda vatani görevini yapıp dönsün, 'adam' olsun. Olmuş da... Anasının babasının, gününü playstation'da hayali düşmanları öldürerek geçirip eline geçek silah alacağı günün hayalini kuran 'kankası' Gökhan'ın gözünde bir kahraman o. Erkek dediğin askere gider, adam olur döner, askerlik anıları olur... Arkadaşı Gökhan da, yeni tanıştığı kızlar da, o anıları duymak istiyorlar ondan. Anlatamıyor. "Bildiğiniz gibi değil" diyor, "Oralar bildiğiniz gibi değil." Ve susuyor. 'Hayata dönüşünü' kutlamak için düzenlenen akşam yemeğine kadar... Sonra asker 'operasyona başlıyor'.

Seyirci oyuna karanlıkta giriyor. Kapıda elinize tutuşturulan el fenerleriyle yolunuzu buluyorsunuz, yerde yatan 'ölülere' basmadan. Çıkışınız da aynı şekilde olacak, ama bu sefer yediğiniz tokatın etkisini de götüreceksiniz yanınızda. Bir de barkovizyondan yankılanan sesi... "Bu katliamlara sesini çıkarmayanlar yıllar sonra bunların filmleri çekildiğinde izleyip ağlamasınlar. Hiç inandırıcı olmuyorlar çünkü."

Mirza Metin'in sahneye koyduğu oyunda Ararat Mor, Bahar Selvi, Barış Gönenen, Cem Uslu, Ceren Kıran, Doğan Keçin, Engin Aydın, Fulya Aksular, Fatih Özkan, Mertcan Kayretli, Merve Engin, Sadi Celil Cengiz oynuyor. Kasımda Sahne Hal'de. Cesaretinizi toplayıp gidin derim.