Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Asu Maro | Bu masal başka masal
06 Mart 2015 - 10:03 | Mert Fırat ve Melisa Sözen, İlksen Başarır'ın yönettiği "Bir Varmış Bir Yokmuş"un başrollerinde.
Başarır’ın senaryosunu Mert Fırat’la birlikte yazdığı 'Bir Varmış Bir Yokmuş'ta günümüz ilişkilerine dair öne çıkan pek çok ‘gerçek’ var ve sevişme kesinlikle bunlardan biri değil
Galiba ben başka bir film izledim. İlksen Başarır’ın son filmi ‘Bir Varmış Bir Yokmuş’un gala gecesiyle ilgili haberlerde hep aynı başlık yer aldığına göre... “Sanki Grinin Elli Tonu’na geldik” demiş davetliler. Filmde sevişme sahneleri öne çıkıyormuş.
 
Hakikaten şaşırtıcı. Sanıyorum ekranlarda her şeyi buzlar arkasında görmekten ve tavan yapan sansürden ‘öne çıkan sevişme sahnesi’ nedir, onu unuttuk.
 
Çünkü Başarır’ın senaryosunu Mert Fırat’la birlikte yazdığı filmde günümüz ilişkilerine dair öne çıkan pek çok ‘gerçek’ var ve sevişme kesinlikle bunlardan biri değil.
 
‘Ozan’la ‘Nehir’in öyküsü
 
Bilmediğimiz bir sebepten ilişki özürlü hale gelmiş rock şarkıcısı bir adam var; ‘Ozan’ (Mert Fırat). Aslında sonunda anlıyoruz ki, hiç değilse geçerli bir sebebi olduğundan hoş görülebilir.
 
Ortalıkta bir dolu sebepsiz yere “Benim çok kıymetli sınırlarım var, sakın ola bunları ihlal etmeye kalkmayın” diye dolaşan, paha biçilmez yalnızlığını kimselerle paylaşmaya layık görmeyen adam olduğunu düşünürsek...
 
Sonra, güreşe doymayan bir yenik pehlivan olarak tekrar tekrar bu ikiliden bir ‘biz’ çıkarmaya çalışan, duvara çarpıp çarpıp düşse de tekrar ayağa kalkan ve aşka olan inancını sonuna kadar koruyan bir genç kadın var; ‘Nehir’ (Melisa Sözen). Anaokulu öğretmeni ve çocuklara anlattığı masallara kendi de inanmaya meyyal. Zaten ‘Ozan’a göre de ilişki böyle bir şey. “Her gün bir masal anlatıyorsun ve o masala inanırsan ilişki devam ediyor.” ‘Nehir’ de inanıyor. Aptal ya da gurursuz olduğu için değil, yapacak bir şey kalmayana kadar inancını muhafaza etme gücüne sahip olduğu için.
 
Albümü bugün raflarda
 
Bir de müzikler var tabii...
 
Bubituzak, film için çok güzel şarkılar yazmış, Mert Fırat bunları öyle böyle değil, çok iyi söylüyor. Özellikle, ‘Nehir’in ‘Ozan’ı merak etmesine neden olan o şarkı; “Yarınlarım kadar meçhul olsun geçmişim / Aldığım her nefes biraz unutmak için”, insanı sahiden peşine düşürür. Ayrıca finalde ‘Nilüfer’i (Murathan Mungan / Sunay Özgür) söylüyor ki evet, Müslüm Gürses’ten içimize işlemiş bir şarkıyı bile kabul ettirebiliyor.
 
Filmdeki bütün şarkıların, üstüne de Melisa Sözen - Mert Fırat düetiyle Özdemir Erdoğan’ın ‘Aç Kapıyı Gir İçeri’sinin bulunduğu albüm de bugün, film gösterime girerken raflarda.
 
Oyunculuklar şahane
 
Ben filmi çok sevdim. O ‘Ozan’ın bütün gıcıklığına rağmen sarhoş oldu mu soluğu ‘Nehir’in kanapesinde alışına, ‘Nehir’in onu bu umutsuz aşktan kurtarmaya çalışan en yakın arkadaşına (Hale Sürel) “Tamam tamam, bir daha asla” deyip koşa koşa ‘Ozan’ın kapısında dayanışına, Melisa Sözen’le Mert Fırat’ın şahane oyunculuğuna ve aralarındaki müthiş kimyaya, özetle Başarır - Fırat ikilisinin anlattığı bu aşk masalına inandım. Çocukluğumuzda anlatılan masallardaki aşkı bulamasak bile kendi masalımızı yazabileceğimize inandım... Bu da az şey değil.
 
Hatta belki daha kıymetli...