Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Eser Rüzgar | 2015-16 sezonunda 5 yıldızlı 5 oyun - 1

2015-16 sezonunda 5 yıldızlı 5 oyun - 1

23 Mart 2016 - 11:03
Sezon başından itibaren “Ne izleyelim, ne tavsiye edersin?” diye soranlar çoğalınca geçen yılki gibi bu yılın da seyretmesi pek makbul oyunlarından bir seçki hazırladım
“Siyaset ne kadar nefes darlığıysa sanat o kadar oksijendir.” sözünden hareketle nefes alabilmemizin bile şans eseri olduğu bu son zamanlarda yine mümkün olabildiğince çok farklı sahnede oyun izlemeye devam ediyorum.  Sezon başından itibaren “Ne izleyelim, ne tavsiye edersin?” diye soranlar çoğalınca geçen yılki gibi bu yılın da seyretmesi pek makbul oyunlarından bir seçki hazırladım, buyurunuz.
 
Yiğit Sertdemir ve Şebnem Köstem, İBB Şehir Tiyatroları'nın sahnelediği "Hayal-i Temsil"de.
 
Hayal-i Temsil (Afife ile Bedia, İBB Şehir Tiyatroları)
 
Şehir Tiyatroları kötü giden son birkaç sezonun ardından bu yıl çıtayı yükseltti  ve izleyenlerine “Hayal-i Temsil” gibi muhteşem bir oyun sundu. Oyunu Ahmet Sami Özbudak yazdı, Yiğit Sertdemir yönetti. Şebnem Köstem, Hümay Güldağ ve Yiğit Sertdemir rol alıyor. Yazar Sami Özbudak, “İz” oyununyla  Afife ödüllerinde “en iyi yazar ödülü”  almıştı. “İz” başarılı bir metindi, aynı başarıyı “Hayal-i Temsil” için de söylemek mümkün. Afife ve Bedia’nın, kadın olmanın zor olduğu bu topraklarda “oyuncu kadın olarak” var olmaya çalışmaları, büyülü ve yer yer masalsı bir dille anlatılıyor. Oyunculuklar harikulâde, özellikle de Dikran rolündeki Yiğit Sertdemir geçişlerindeki ustalıkla izleyicinin gönlüne taht kuruyor. Tasarlanan dekor, oyuna her defasında farklı estetik kapılar açıyor. Oyun, tutkuları uğruna hayallerinden ve deliliklerinden vazgeçmeyenler için hararetle tavsiyedir.
 
14,15,16 Nisan; İBBŞT Ümraniye Sahnesi’nde.
 
Laçin Ceylan "Üç Oyun (Vurgun)"da modern bir Medea.
 
Üç Oyun (Vurgun, BiTiyatro)
 
İnsan doğasındaki zaafları ve acımasızlığı, estetik şekilde ortaya koyan, insan ilişkilerini gözlem yeteneğine ve kalemine hayran olduğum  Neil LaBute’nin “Bash: Latterday Plays” adlı oyunundan çevrilen “Üç Oyun (Vurgun)”, çarpıcı itiraflardan oluşan metniyle sezonun en iyilerinden. Yönetmenliğini İskender Altın’ın yaptığı oyunun başrollerini; Laçin Ceylan, Murat Taşkent, Sefa Tantoğlu ve Ezgi Yağ paylaşıyor. Üç perde halinde sahneye taşınan üç oyunun konusu da yaşanmış şiddet olayları. Bitiyatro’nun küçük sahnesi bir otel odası haline getirilirken gerçekçilikten hiç ödün verilmemiş. Bu otel odasına farklı zamanlarda gelen faklı insanlar (bir erkek, bir çift, bir kadın) hayatlarının en önemli, tüyler ürperten sırlarını izleyiciyle paylaşıyorlar. Oyunculuklar sahici, özellikle son oyundaki Laçin Ceylan modern Medea olarak izleyici fazlasıyla inandırmakta, trajedisine ortak etmekte.  Seyirciye de “ Vurgun”u izlemek düşmekte.
 
22 Mart Salı ve her cumartesi; BiTiyatro’da.
 
 
 
Kasap (ikincikat)
 
Halil Babür'ün yazdığı "Kasap", insan etinin yenilebilmesi için düzenlenen bir halk oylamasını konu alıyor.
 
Geçen yıl “11’e 11”i kaleme alan Halil Babür, orada da yine disütopik bir olayı sahneye taşımıştı. Kuzey Kore’de uzun yıllar saç kesimlerinin devlet tarafından belirlenmesi gerçeğinden yola çıkarak yazmıştı oyunu. Yazar bu sezon ise “Kasap”la çıkıyor karşımıza. Oyunu Güray Dinçol yönetiyor.  Mert Denizmen, Evrim Doğan, Oğuzhan Ayaz, Adnan Devran, Melis Öz oynuyor. “Kasap” ilginç ve başarılı bir metin.  Ayrıca satır aralarına sinmiş cümlelerde fazlasıyla ironik bir modern çağ eleştirisi içeriyor. Bütün hayvanların yok olduğu, insanın et yiyemediği için güçten düştüğü bir ülkede bakanlık insan eti yenebilir yasası çıkarmak için anket yapılmasına karar verir. Oyun bu anketin sonucuna kadar seyirciyi kendine bağlar. “Kasap” kullanılan minimalist ama işlevsel dekoru, rollerinin hakkını fazlasıyla veren oyuncuları ve seksen dakika boyunca düşmeyen temposuyla sezonun en iyi oyunlarından. Oyundan çıktıktan sonra geçici de olsa vejeteryan olma garantili bu oyunu kaçırmayın.
 
 
23 Mart, 2, 13 ve 21 Nisan'da; Karaköy İkinci Kat’ta.
 
Alan Ciwan, tuvalette kendisiyle hesaplaşan Xwekuj'u canlandırıyor.
 
Di Tuwalete De (Destar Tiyatro)
 
Sezonun bir diğer seyri makbul oyunu  “Di Tuwalete De” yi Kürt edebiyatında önemli bir yere sahip olan Rênas Jiyan yazmış, Mirza Metin yönetmiş. Oyun, Xwekuj isimli karakterin monologlarından oluşmakta.  Bu karakterin bir tuvalette altmış dakika süren iç hesaplaşması anlatılıyor oyunda. Tuvalet, insanın kendisiyle tamamen yalnız kaldığı, düşüncelerini tarttığı, mahremini açtığı tek mekan. Oyun kişisi de bizi kendi mahremine tanıklığa çağırıyor. Şiirsel, naif bir dile sahip aynı zamanda ruhsal ve sosyal çözümlemeleri yerinde olan metne; Alan Ciwan’ın muhteşem oyunculuğu eşlik ediyor. “Toprağı hak etmiyorum ben. Eğer leşimi toprağa gömerlerse, toprak kirlenecek. Beni yakmaları gerekiyor,” diyen Xwekuj’u hikâyesi seyircinin duygu telini titretmekle kalmıyor, kendisini ve çevresini sorgulamasına olanak tanıyor. Oyunu görün, bakalım gözyaşlarınız akmamak için direnecek mi?
 
29 Mart; Şermola Performans’ta.
 
Çağatay Çatal, Özenç Eren Yelçi ve Rüzgâr Aksoy, 3MOTA'nın "Polisler"inde.
 
Polisler (3MOTA)
 
3MOTA’nın “Polisler” oyunu Polonyalı oyun yazarı, senarist ve karikatürist Slawomir Mrozek’in metni. Yazar, oyunu 1958’de yazmış, ama gidin görün ki yaşadığımız zamana adeta ayna tutmuş.  Absürd tiyatro olarak yazılmış oyun, hayali bir ülkede ve belirsiz bir zamanda geçiyor. Muhalefet kalmamış, tek politik mahkûm da serbest bırakılmak üzeredir.  Totaliter rejimlerin devamı için yeni kurbanlar gerekmektedir. En ideal kurbanlar da koşulsuz, sorgusuz itaat edenlerden çıkar. Oyunu, Ümit Çırak sahneliyor; Rüzgar Aksoy, Çağatay Çatal, Tolga Çıklaçiftçi, Sibel Salihoğlu ve Baran Bayraktar oynuyor. Reji dinamik, oyunculuklar tam kararında.  Sahne3’ün küçük sahnesi oyun metnine uygun olarak tasarlanmış. Başarılı bir kara komedi izlemek, gülmek ve düşünmek için “Polisler” sizi bekliyor, korkmadan gidin.
 
Her cumartesi, Sahne3’te.
 
Beş oyun daha var ki onlar da bir sonraki yazıya…