Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Eser Rüzgar | Yazmak, başkalarının hayatından çalmak mıdır?

Yazmak, başkalarının hayatından çalmak mıdır?

20 Ocak 2013 - 07:01 | Defne Halman ve Kadriye Kenter, Kenter Tiyatrosu'nun "Toplu Hikâyeler" oyununda. Fotoğraf: Ersin Erçin
"Toplu Hikâyeler", izleyiciyi taraf olma konusunda zorluyor, tam Ruth’un yanında yer alacakken “Ama ya Lisa o da kendince haklı değil mi?” dedirtiyor, oyunun asıl başarısı da bu
“Her öğrenci ustasından bir şey alıp götürür.”

Oscar Wilde

Makyavelizm felsefesine göre “amaca ulaşmak için her yol mübahtır”. İtalyan düşünür-siyaset adamı Machiavelli böyle der, yaşadığı dönemde bu söylem politikacının tutumunu anlatan suçlayıcı bir sıfat olarak kabul edilmişti. Peki bir yola baş koyduğunuzda, çok istediğiniz bu süreçte başarıya ulaşmak için her şey kabul edilebilir mi? Söz gelimi hileler yapabilir misiniz bu yolda ya da başkalarının özel hayatlarından nemalanabilir misiniz?

Kenter Tiyatrosu’nun “Toplu Hikâyeler” oyunu bu sorgulamayı iki farklı bakış açısından sahne üzerine taşıyor. Oyunun metni Amerikalı oyun yazarı Donald Margulies’a ait. Aynı zamanda Yale Üniversitesi’nde profesör olan Margulies, ülkemizde de tanınan “Dinner With Friends/Dostlarla Akşam Yemeği” oyunuyla Pulitzer Ödülünün sahibi. Yazar “Toplu Hikâyeler” oyununda kendi sosyo-kültürel ortamından beslenmiş belli ki çünkü oyununda yazar olma etiğini sorguluyor, sorgulatıyor.

Oyun iki kadın arasında geçmekte; Ruth ve Lisa. Ruth Steiner yıllarını kelimelere adamış ünlü, saygıdeğer bir edebiyatçı, başarılı bir profesör; Lisa Morrison ise kalemindeki mürekkebi akıtmaya hevesli gencecik bir yazar adayı. Lisa büyük bir heyecanla Ruth’un New York Greenwich Village mahallesindeki evine gelir ve o andan itibaren aralarında öğrenci-öğretmen ya da usta-çırak ilişkisinden öte bir yakınlık olmaya başlar. Lisa, Ruth’un önce asistanı sonra da zamanla dostu olur; ama asıl yakınlık Ruth’un özel hayatındaki detaylarda gizlidir.

Defne Halman ve Kadriye Kenter, aralarındaki bağ öğrenci-öğretmen ilişkisinden farklı bir yöne evrilen Lisa ve Ruth'u canlandırıyorlar. Fotoğraf: Ersin Erçin


Ruth, yazar olmanın kati surette öğrenilecek bir şey olmadığının altını çizer.
“Sana nasıl hikâye yazıldığını anlatmayacağım, çünkü anlatamam, çünkü ben kendim de bilmiyorum. Yazma eylemi doğuştan gelen bir yetenektir, fakat yazar olma yolunda fırsatları değerlendirmek önemlidir. Söz gelimi birini üzeceksin diye yaratıcılığını dizginlemek doğru değildir. Bir hikâye yakaladın mı iyice yaklaş, açını belirle ve deklanşöre bas” der. Lisa da tamamen açık alıcılarıyla Ruth’u dinler, denileni yapar. Aslında Ruth her ne kadar yazarlığın öğretilemeyeceğini söylese de oyun boyunca yazma eylemi hakkında bolca ipucu yakalamak mümkün. Örneğin; “Anlatmak yazma ihtiyacını yok eder, konuşma yaz” “Yazarlık öğretilmez, öğretilir diyenler yalancıdır, bunların hepsi iksir satan şarlatanlardır.” “Bu işte az ve öz olmalısın. Ekonomik olan daha değerlidir.” gibi cümleler yazar adayları için alınması gereken ders notları adeta.

İki kadının arasındaki iletişim altı yıl içinde değişim gösterir, dostlukla başlayan ilişki rekabete dönüşür. Oyun metninin sağlam dramatik kurgusu, iki kadın arasındaki bu rekabeti keyifle izlenir hâle getiriyor. Oyun, izleyiciyi taraf olma konusunda zorluyor, tam Ruth’un yanında yer alacakken “Ama ya Lisa o da kendince haklı değil mi?” dedirtiyor, oyunun asıl başarısı da bu.

Oyunda Kadriye Kenter genç öğrencisi karşısında göğsünü gere gere gururlu bazen de içten içe kibirli, kıskanç halleri aktarmada yılların tecrübesiyle hiç zorlanmıyor. Kızgın, öfke anlarında iç aksiyonunu iyi ayarlıyor, ayrıca Kadriye Kenter’e küfür etmek çok yakışıyor. Defne Halman oyunun başında taze yazar adayı olarak heyecanını dışa vurmakta yetkin, ama Halman’ın asıl oyunculuğu oyunun ikinci yarısında kendini gösteriyor. Genç yazar adayından başarılı bir yazara geçişi Halman üzerinden izlemek çok keyifli. Oyunu yöneten Kadriye Kenter sade bir reji tercih etmiş, metnin inceliği ve oyunculukların gücü nedeniyle zaten şaşaalı bir rejiye çok da fazla ihtiyaç duyulmuyor. Osman Şengezer’e ait olan statik dekor bir yazarın evini yansıtıyor. Çeviriyi yapan Defne Halman ve Balam Kenter genetik yeteneklerini tekst üzerinde de gösteriyorlar ve özenli bir çeviriye imza atıyorlar.

"Toplu Hikâyeler" yazarlık etiğini sorgulayan keyifli metni, Kadriye Kenter'le Defne Halman'ın başarılı oyunculuklarıyla izlenmeyi fazlasıyla hak ediyor.

Toplu Hikâyeler 30-31 Ocak tarihlerinde Kenter Tiyatrosu’nda.Tel: 212 2463589/ 212 2473634