Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Filiz Aygündüz | Ah o kuzuyu bir alabilseler...
22 Haziran 2015 - 11:06
Kutluğ Ataman'ın Altın Portakal ödüllü filmi 'Kuzu', Erzincan'da geçen bir Medea hikayesi
Hayatta en büyük arzusu oğlu Mert’e bir sünnet düğünü yapmak olan Medine... Mezbahada çalışan, varlığıyla yokluğu bir kocası İsmail... Annesinin Mert’e olan ilgisini kıskanan Vicdan... Ablası Vicdan tarafından sünnet düğünü için bir kuzu alamazlarsa kendisinin kesileceğine inandırılan Mert... Önceliklerimizi, beklentilerimizi, hayallerimizi kişilik özelliklerimiz kadar içinde bulunduğumuz çevre de belirler. Zaman zaman, o çevrede kök salmış gelenek ve görenekler... Erzincan’da bir köyde yaşayan bu ailenin de olmazsa olmazı o sünnet düğünü işte. Ama gel gör ki para yok; düğünde konu komşuya verilecek ziyafet için harcanacak para. Çok bir şey değil aslında; bulgur pilavı, yoğurt, kuzu... Ah o kuzuyu bir alabilseler...
 
Erkek gibi hissettiği için
 
Köydeki çocukların üçü beşi bir araya getirilip, muhtarın da katkılarıyla sünnet ettiriliyor, sarhoş sünnetçiye. Sıra, daha çok geliyor düğüne... Kuzunun şenlendireceği... Medine kocasına her türlü baskıyı yapıyor, o kuzu için. Diğer yandan sırf kurban edilmesin diye Mert de bir kuzu bulmanın yollarını arıyor. Çobana gidip sürüsünden kendisine bir tane vermesini istiyor misal ama reddediliyor. Ya babası gerçekten keserse Mert’in boğazını? Çakır gözlerinde bir hüzün, bir telaş... Derken baba, müjdeyi veriyor, “Tamam” diyor... Sünnet yapılacak... Durur mu Medine, en çok istediği şey olmuş şu hayatta, ‘tek’ oğlunun ilk mürüvvetini görecek. Bütün köye haber salıyor, düğünümüz var diyor. Ama gel gör ki İsmail düğün parasını pavyonda şarkı söyleyen Safiye’ye veriyor. Kollarında şefkat gördüğü, kim bilir kendini erkek (!) gibi hissettiği... Ne olduğunun farkında olmayan Medine, tek bileziğini de kocasına veriyor. İsmail bu bileziği, köyün muhtarından borç aldığı parayla birlikte yine Safiye’ye götürüyor. Safiye, göğsüne yatırıp saçlarını okşuyor İsmail’in. Peki ama sünnet düğünü ne olacak?
 
Yuvayı yapan dişi kuş
 
Medine, çocukları da alıp Safiye’nin yolunu tutuyor. “Kocamı rahat bırak” konuşması yapıyor bütün çaresizliğiyle. “Senin meselen kocanla, gidip onunla konuşacaksın” cevabını veriyor Safiye, kaşlarını siyah bir kalemle belirginleştirirken. Ve derken hiç beklenmedik bir yerden parayı bulup evlerinin önüne ziyafet sofraları kurduruyor Medine... Tabaklarda kuzu, bulgur pilavı; buz gibi ayran... Muhtardan, İsmail’e gelen herkes afiyetle yiyor Mert’in ziyafet yemeğini... O yuvayı yapan dişi kuş, Medine birden Medea’ya dönüşüyor; kuzudan tadan herkesin yediğini boğazına diziyor. Bunu nasıl yaptığına gelince... Cevabı, bu hafta gösterime giren Kutluğ Ataman’ın filmi “Kuzu”da.
 
2014 yapımı film, geçen yılki Berlin Film Festivali’nin yan bölümlerinden Panorama’da dünya prömiyerini yaptı. 2014 Antalya Altın Portakal Film Festivali’nden beş ödülle döndü: En İyi Film, En İyi Kadın Oyuncu, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu, SİYAD Ödülü ve Behlül Dal Özel Ödülü. En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü alan Nesrin Cavadzade, müthiş bir performans sergiliyor. “En İyi” sıfatını taşıyan film gülmekle ağlamak arasında ağırladığı izleyicinin aklına mıhlanıyor. Hayatın anlamının, onun için verilen mücadelenin taşradaki bir örneğini üslubundan sual olunmaz bir sinema diliyle anlatıyor “Kuzu”. Karlar altında bütün güzelliği ortaya çıkan Erzincan’a selam gönderiyor. Ataman’ın filmografisindeki en iyilerden biri bu film. Eleştirmenler de hakkını verdiler doğrusu. Şimdi sıra sizde...