Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Filiz Aygündüz | Colin, Chloe ve çiçekler
17 Ağustos 2015 - 10:08
‘Günlerin Köpüğü’, fantastik boyutuyla dikkat çeker. Ama Vian bunu öyle kararında yapar ki benim gibi sürrealizmden çok da hazzetmeyenleri bile avucunun içine alır
Boris Vian’ın çağdaş Fransız klasikleri arasında yer alan romanı ‘Günlerin Köpüğü’nün sinema uyarlaması 24 Mayıs 2013’te vizyona girdi. İlk hafta sonu 2 bin 150 seyirci izledi filmi, 14 hafta sonunda ise 8 bin 304. Epey az... Ben de o dönem kaçırmıştım. Geçen hafta yeni çıkan DVD’lerde rastlayınca alıp izlemeye karar verdim.
 
Her bir peni çiçeklere
 
Filmin yönetmeni çoğumuzun 2006 yapımı ‘Eternal Sunshine of the Spotless Mind / Sil Baştan’ ile tanıyıp sevdiği Michel Gondry. Romanın ana karakterleri olan Colin ve Chloe rollerinde ise Romain Duris ve Audrey Tautou’yu izliyoruz.
 
Kitabı okuyanlar konuyu biliyordur ama bilmeyenler için kısa bir özet geçelim. Yardımcısı ve aşçısı Nicolas ile yaşayan Colin, en yakın arkadaşı Chick’in Alise ile olan beraberliğinden sonra, hayatının aşkını bulma konusunda iyiden iyiye sabırsızlanır. Kendisine tanıştırılan Chloe’ye görür görmez âşık olur. Evlenmeye karar verirler. Bu arada Jean Soul Partre (Vian bu kelime oyunuyla Jean Paul Sartre’a gönderme yapar) hayranı olan ve bütün parasını kitaplarına harcayan Chick’in de evlenmesi gündeme gelir. Ne var ki parası yoktur. Colin arkadaşına yardımcı olmak üzere servetinin dörtte birini ona bağışlar. Ve bir süre sonra da Chloe ile evlenir. Masal gibidir düğünleri ve ikisi de birbirine deli gibi âşık... ‘Günlerin Köpüğü’, dünya edebiyatının en güzel aşk hikâyelerinden biridir aynı zamanda.
 
Gel zaman git zaman, Chloe tuhaf bir hastalığa yakalanır. Sağ akciğerinde büyüyen nilüfer çiçeği yüzünden sürekli öksürmekte ve baygınlık geçirmektedir. Hastalığının tek tedavisi vardır, etrafını çiçeklerle donatmak; orkideler, güller, ortancalar, karanfiller, kamelyalar, yaseminler... Ne var ki çok masraflı bir tedavidir bu. Parasını Chick’e, düğüne ve çiçeklere yatıran Colin kısa süre sonra beş parasız kalır. Chloe iyileşsin diye olmadık işlere girip çıkar. Eline geçen her kuruşla karısının çevresini çiçek bahçesine çevirmeye devam eder.
 
Fantastik bir Paris
 
Buram buram caz kokan, tadı damakta kalan bir edebi lezzetle yazılmış ‘Günlerin Köpüğü’, fantastik boyutuyla da dikkat çeker. Ama Vian bunu öyle kararında yapar ki benim gibi sürrealizmden çok da hazzetmeyenleri bile avucunun içine alır. Ne var ki filmde Gondry, Vian’ın tersine bunu gözümüze soka soka yapıyor. Gerçeküstü olayların ardı arkasının kesilmediği fantastik bir Paris’te uçuk aksiyonlardan başımız dönüyor. Colin - Chloe aşkı da bu hengâmede kaybolup gidiyor.
 
Kitabı okumayanların ilk yarısında bol bol gülüp, ikinci yarısında ağlayacağı, kitabı okuyanların biraz hayal kırıklığına uğrayacağı film, vizyonun pek de parlak olmadığı bugünlerde, ne olursa olsun, ilaç gibi...