Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Filiz Aygündüz | Kaliteli komedi
04 Ocak 2016 - 10:01 | Murat Yıldırım ve Ezgi Mola, 'Kocan Kadar Konuş: Diriliş'in başrollerinde.
'Kocan Kadar Konuş'un ikinci bölümü 'Diriliş'te artık kendisi gibi olma konusunda daha ısrarcı davranan Efsun, asansörde Sinan'a evlenme teklif ediyor
Evlenecek çiftlerin ailelerinin 'yardım etme' kılıfıyla düğün sürecine karışması sık görülen durumlardan biri Türk toplumunda. Ne var ki bu yüzden, büyük krizler çıkabiliyor, çiftler ayrılma aşamasına gelebiliyor, hatta düğünler iptal ediliyor... Hele evlenecek olan kız, geleneksel aile modelindense, derhal evlenmeye şartlanmışsa, düğüne giden süreçte epeyce zorlanıyor. Annesi bir yandan, kayınvalide diğer yandan sürekli yol gösteriyorlar (!) Her iki aile de kendi kültürel formasyonlarını yaklaşmakta olan düğün üzerinde uygulamaya çalışıyor. Ailelerin hayalleri, çocuklarınınkine baskın geliyor.  Zavallı karı koca adayı, problem çözme yetisinden yoksunsa, vay hallerine...
 
İşte tüm bu süreci anlatan, epeydir de beklenen bir film girdi vizyona cuma günü: ‘Kocan Kadar Konuş: Diriliş’.  Şebnem Burcuoğlu'nun aynı adlı kitabından uyarlanan filmin ilki Mart 2015'te gösterilmişti. Bu ilk filmde 30 yaşına gelmiş ve evlenememiş Efsun'un (Ezgi Mola) üzerindeki baskıyla başa çıkma çabasını ve çocukluk aşkı Sinan'la (Murat Yıldırım) 'ciddi bir ilişki' sürecine girmesini izlemiştik. Efsun kendisi gibi olmasına izin vermeyen ailesinin katkılarıyla, değil evlenmek Sinan'dan oluyordu neredeyse. Neyse ki ikinci filmde, artık kendisi gibi olma konusunda daha ısrarcı davranan Efsun, asansörde Sinan'a evlenme teklif ediyor. Ailenin tüm kadınlarından gizleyerek... Kör talih, tam o sırada içinde bulundukları asansör düşüyor, her ikisi de yaralanıyor. Hastaneye kaldırılan ikili, aileleri tarafından soru yağmuruna tutuluyor. Bu vesileyle, Sinan'ın babaannesi Cavide Hanım'la da tanışıyoruz. Biricik torununu kimselere layık görmeyen, onu kasabadan zengin bir kızla evlendirmek isteyen Cavide Hanım...  Kendi gelinine hayatı dar etmiş, yetmemiş gözünü Efsun'a dikmiş... Film boyunca Efsun'a yapmadığını bırakmıyor.
 
Görüyoruz ki, beyaz atlı prensi bulmakla bitmiyor mesele. Defalarca düşüyorlar attan. Efsun'un hayal kırıklıklarının bini bir para...  Eh Sinan da nasibini alıyor bu karmaşadan ama gerçek 'zanlı' (!) Efsun. Kızcağız, düğüne sade bir tören gözüyle bakarken, saray yavrusu bir mekânda buluyor kendini; her şey fazla şaşaalı, gösterişli, büyük... Elinden hiçbir şey gelmediği için, çaresizlikten saray yavrusunun odalarından birine kilitliyor kendini, nikâha dakikalar kala...
 
Sonrasını anlatmak finali söylemek olacağından, oyunculuklara geçersek... Sinan'da Murat Yıldırım, Efsun'da Ezgi Mola, ilk filmdekinden de iyi bir performansla karşımızdalar. Cavide'yi canlandıran Hümeyra tek başına bir oyunculuk dersi. Efsun'un anneannesini oynayan Nevra Serezli de öyle. Kız anası Gülenay Kalkan, tam da o annelerden birini giymiş, yakıştırmış üstüne... Bu arada nice iyi oyuncunun yer aldığı nice filmlerin 'olmadığını' düşünürsek, senaryonun sağlamlığından da söz etmek gerekir. Her iki kitapta da derdini dupduru bir Türkçeyle, zekice anlatan Şebnem Burcuoğlu'nun, senaryoya katkısını anmamak olmaz. Senaryonun yazımında bulunmanın yanı sıra filmin yönetmenliğini de yapan Kıvanç Baruönü'nün 'kaliteli' komedideki ustalığı da takdire şayan.
Velhasıl, yeni yılın ilk günlerine gülümseme katacak, komik, eğlenceli, güzel bir film bu. Evlilik arifesindeki gençlere, ailelerine katarsis imkânı…