Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Filiz Aygündüz | O masal çok eskimedi mi?
21 Temmuz 2013 - 07:07
Galatasaray’daki Pi Artworks’te açılan, Nancy Atakan’ın “Ayna Ayna Söyle Bana” adlı sergisi, estetik ameliyatlara ve rant operasyonlarına dikkat çekiyor İnsanın var oluşuna inanma ihtiyacı, kendini beğenmekle başlıyor. Psikolojide doğal narsisizm deniyor buna. İnsan kendini beğenmezse ölür sözü boşuna değil yani. Her birimiz yüzümüze ve içimize tuttuğumuz aynalarda gördüğümüzden hoşnut olmak istiyoruz. Bunun için ne gerekirse yapıyoruz. İyi insan olmak için. Güzel görünmek için. Özellikle bu ikincisi, güzel görünmek, sıkıntılı bir konu. Ölçünün kaçmaya çok müsait olduğu… Kaçtığı vakit, mesele patoloji sınırlarına giriyor. Son yıllarda kutsallaştırılan ‘genç ve güzel olma’ haliyle bu sınırlar giderek daha da zorlanıyor. Silikon marifetiyle şişirilmiş dudaklar, botoksla gerilmiş, ifadesi yok edilmiş yüzler, kalkık burunlar, cerrahi operasyonlardan geçen göğüsler, karınlar… Bir tür yaşına, yüzüne, bedenine sığamama… Tuhaf bir şekilde aynı yaklaşım kentler için de geçerli. Eskiye, yaşlanmışa tahammülsüzlük… Dönüştürülürken orijinal dokusundan çıkarılıp başka manzaralara yerleştirilen kentsel alanlar... Güzelleşme, modernleşme derken başlayan bir imar ve inşa çılgınlığı…Bedenlerde ve kentlerde.

İşte tüm bunları tartışan bir sergi var Galatasaray’daki Pi Artworks’te. Nancy Atakan’ın “Ayna Ayna Söyle Bana” adlı sergisi… Aynanın vereceği malum cevap uğruna yapılan estetik ameliyatlara ve rant operasyonlarına dikkat çekiyor Atakan. Kullandığı malzemenin hikayesi de ilginç. Bir gün Çukurcuma’da bir eskicide gezerken bir estetik cerraha ait 300-400 adet dia buluyor. Estetik ameliyat öncesi ve sonrası kadın ve erkek profilleri var bu dialarda...
Ameliyata hazırlanmış, ‘düzeltilecek’ alanları kırmızı kalemle işaretlenmiş vücutlar... Bir diğer malzeme de İstanbul’da tadilat gören eski binaların fotoğrafları… Sergi için seçtiği diaları serigrafi, dijital baskı ve dijital video gibi çeşitli teknikleri kullanarak dönüştürmüş sanatçı. Kimse tanınmıyor yani ama hikayeleri çok tanıdık.

Galerinin girişindeki el aynalarında kadın yüzleri var. Karşı duvardaki dikiz aynalarında ise erkek yüzleri… İlk grup cepheden bakarken, ikinci grup profilden poz vermiş. Aslında her birinin ortak yanı daha güzel bir buruna sahip olma isteği. Bu istek uğruna bıçak altına yatacak olmaları... Sanatçı, seçtiği aynalar üzerinden kadın ve erkek kodlanmalarına da dikkat çekiyor. Zira kadın ‘korkusuzca’ kendine bakarken erkek bunu ‘çaktırmadan’ yapıyor.

Bir diğer işte Atakan’ın 1950’li yıllarda izlediği Amerikan yapımı tv serisi ‘Father Knows Best’ten alınmış üç sahne var. Ailenin 13 yaşındaki küçük kızının ergenlik çağına girerken, aynalara bakıp kendi imgesinden rahatsız oluşunu anlatıyor bu fotoğraflar. Çirkin olduğunu düşünüyor ve kendinden nefret ediyor kız. İlk gençlikten ilerleyen yaşlarımıza kadar, içinde yaşadığımız kentler de dahil, güzellik uğruna nasıl bir psikolojik şiddetle karşı karşıya olduğumuzu olanca açıksözlülüğüyle ortaya koyuyor Atakan’ın sergisi. Şiddet gören ve gösterenin aynı kişi olduğu kimi durumlara da vurgu yaparak.

“Ayna Ayna Söyle Bana…” bedenlerimizdeki ve yaşama alanlarımızdaki inşaat halini, bunun psikolojisini sorgulatan sağlam bir sergi velhasıl.

Kendimizi kararında beğenmeye kimsenin itirazı yok. Ama o klişe masal çok eskimedi mi artık? Kötü kalpli kraliçeye bile yakışmıyor o soru. Kaldı ki iyi kalplilere hiç...